27. Bölüm: Kandırılmış

3.9K 363 84
                                    


Hatırlatma:

-Bu piyonları yenmiş olabilirsiniz Abriana, ama henüz bitmiş sayılmaz. Bu günü en şanslı günün say. Bir dahakine size karşı geliştirilmiş dostlarımızı göreceksiniz...

Nefret dolu kahkaha beynimi doldururken kalbimi büyük bir acı kaplamıştı. Etrafımdaki sesleri ayıt edemiyordum. Ayaklarımdan kan çekilmiş gibi hissederken yere yığıldım. Bilincim açık olabilirdi ama bedenim çevrim dışıydı. Gözlerim açıktı ama gördüğüm tek şey karanlıktı...

-Yakında sen de karanlık olacaksın, çok yakında...

***

Acı.

Yine mi, diyordu acı çekmekten bıkmış bilincim. Bir de bana sor, diyordu bilinçaltım. Bilinçaltım benden çok daha acı çekiyordu. Farkında olduklarım ve olmadıklarım, hissettiğimi bildiğim ve bilmediğim duygular, insanların beynimdeki analizleri ve niceleri.

Zavallı beynim düşünce ve fikirlerden oluşmuş bir çorbaya dönmüştü. Her bir kelime bir diğerine yapışıyor, cümlelerin bir anlamı kalmıyordu.

Gözlerimi aralamaya çalıştım. Bu işten bıkmıştım artık. Biri zihninde seni tehdit eder ve acı içinde bayılırsın. Anlatımı basit ama yaşaması zor bir olay...

Gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm karanlık oldu. Kalbimdeki kan panikle pompalanmaya başlarken odanın karanlık olduğunu fark etmemle rahat bir nefes aldım.

Geriye doğru kayıp yatak başlığına yaslandım. En yapmama şey olan düşünmek eylemi durmaksızın gerçekleşiyordu.

Bana neler oluyordu? Ben kimdim? O cadı kimdi ve neden peşimdeydi? Bana neden böyle davranılıyordu?

İnleyerek ellerimi yüzüme yapıştırdım. Bıkkınlık hissi tüm benliğimi ele geçirmişti.

Alper?

Zor zamanlarımda koşacak bir durağım vardı en azından. Eski hayatımda sığındığım tek yer odam ve kitaplarım olurdu. Artık onlar sadece birer anıydı.

-Kardeşim?

Karanlık odada yüzümü gülümseme sardı. Kardeşliğin doyamadığım tatlı duyguları göğsümde dolaşıyordu. Kardeşim...

Gözlerim seni görmek istiyor.

-Sen istemiyor musun?

Onlar isterse ben istemişim demektir. Yeni bir şey öğrendim. Karşılaştığımızda yapalım olur mu?

-Nedir o?

Kalbimi gıdıklayan hisle gülümsedim. Tanıyamadığım ama kanımdan olan birine olan özlemim sonsuzdu.

Sarılmak.

Göz pınarlarımdaki yaşlar gözlerime hücum etmeye başlamışlardı. Ne yazıktır ki düşünceleri okuyup zihinlere konuşabilsem de akan gözyaşlarımı durduracak gücüm yoktu.

-Seninle öğrenmeyi çok isterim kardeşim.

***

Gözlerimi güzel olduğunu umduğum bir sabaha açarken kollarımı esnettim. Sadece biraz huzur istemek suç muydu? Sessizlik, temiz hava, huzur dolu bir gökyüzü... aslında aradığım pek çok şey burada vardı ama rahatsız edilmeden bir an geçirmek mümkün gözükmüyordu.

Yataktan tamamen kalkıp ayaklarımı açmak amacıyla odada birkaç adım attım. Banyoya yüzümü yıkamak için yol aldığımda her günün bu kadar sakin başlaması için ne yapabileceğimi düşünüyordum.

Zihin Oyunları: SınırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin