65. Bölüm: Efsanevi

3K 274 19
                                    


"Çağan, zihin ustasını bulacakları konusunda artık pek de umutlu değildi. Onu saklayan alçaklar çok zeki oldukları kadar hızlılardı da. Birkaç kez neredeyse yakalayacaklardı onu. Son seferinde orada olsaydı enerjisini hissedeceği ve bir daha unutmayacağı bir gerçekti ama değiştiremezdi. 

Aradan altı ay geçmişti. Yarım yıl. Eğer orada olmuş olsaydı, usta şu an ellerindeydi.

Birkaç yıl ustanın erkek olduğunu sanarak bolca oyalanmışlardı. Sadece onlar değil, William ve küs olduğu zihin okuyucu kardeşi Elliot, erkek bir zihin ustası arayarak yıllarını harcamışlardı. Bunun tamamen bir aldatmaca olduğunu kızın babası kimliğini açıklamadan onlara bir mektup ulaştırarak anlatmıştı. 

Teşekkürlerini iletmek isterdi Çağan. Bunu dokuz yıl geç de olsa söylediğin için teşekkürler.

Arkaya taradığı saçlarından kurtulan tutamlar alnına düşen Çağan, etraftaki kızların aç bakışlarını önemsemeden tek bir kıza odaklanmıştı. Yaklaşık bir haftadır buradaydı. Genelde takiplerden hoşlanmazdı ama bu iş anlam veremediği bir şekilde hoşuna gitmeye başlamıştı.

Söğüt ağacının sarkan dallarının arasında otobüs bekliyor süsü vererek balkonda kitap okuyan kişiyi gözlüyordu. Adının Duygu olduğunu öğrenmişti okulundan. Pek sevilmeyen, dışlanmış, kimseye zararı olmayan ama uzak durulan bir tip olması William'ın dikkatini çekmişti.

William kızın o olabileceğini düşünerek Çağan'ı onun peşine takmıştı. En güvenilir takipçinin o olması başlıca nedendi. Diğerlerinin daha fazla ciddiyet ve disipline ihtiyacı vardı.

Çağan önüne gelen dolmuşa ilgileniyormuş gibi bir bakıp beklediğinin o olmadığını gösterircesine tekrar arkasına yaslandı. Kız kitaba tamamen gömülmüş görünüyordu. Rüzgârda savrulan saçları yüzünü sıyırıyor ama aldırmıyordu, gürültüyle kornaya basan sinir bozucu arabaları da umursadığı yok gibiydi.

Kız bir an yüzünü ona çevirince Çağan ani bir afallamayla yere çöktü ve çözülmemiş olan bağcıklarını çözüp bağlamaya başladı. En az otuz metre vardı, koruyucu görüşü olmayan normal biri bu mesafeden birinin ona baktığını anlayamazdı, üstelik durakta bekleyen birinin onu izlediğini fark etmemesi lazımdı. 

'Hiç zaman kaybetmeden doğrudan yüzüme odaklanmasına ne demeli?' Çağan kalbinin hızlandığını reddederek ayağa kalktı ve kıza baktı. Hala ona bakıyordu. Pekâlâ, tüyme vakti.

Gelen ilk dolmuşa binen Çağan'ın kalbi deli gibi atıyordu. Olabilir miydi? Bu kız Zihin ustası olmasa bile koruyucu olmalıydı. Hadi be Çağan abartıyorsun. Alt tarafı yolda dikilen bir adama takılı kaldı gözleri, muhtemelen beni fark etmedi bile."

"Hey o sen miydin?" o gün beni izlediğini fark ettiğim duraktaki genci hatırlıyordum. ürpermiş ve bakışlarımı kaldırmıştım, ilk gördüğüm bana bakan bir çift göz olmuştu. Çağan olabileceğinin bir an bile aklıma gelmemiş olması komikti.

"Gerçekten fark etmiş miydin?" kafa sallayarak onayladım. O günler o kadar uzaktı ki artık düşünmüyordum bile. Daha doğrusu düşünmek istemiyordum. Bu günde tıkılı kalıp ne ucunda savaş olan geleceğe ne de hayal kırıklıkları ve yalanlarla dolu geçmişe gitmek istiyordum.

Prens kıyafetleri içindeki Çağan beni gördüğü anları neden anlatıyordu? Ben onun beni sevdiğini biliyordum ama o benim onu sevdiğimi bilemezdi. İnanmak istiyordu. Sevdiğimi bilmek.

Hikâyesi bittiğinde görecekti.

Tüm dünyaların göreceği gün de uzak sayılmazdı...


Zihin Oyunları: SınırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin