Bedenim tekrar bilinçsizliğe gömülmüş, zihnim anılar koridoruna geri dönmüştü. Bedenimin aksine zihnim kendine gelmeye, gizli köşelerinden çıkan bazı fikirlerim beynimin uyanan köşesinde fink atmaya başlamıştı.
Zihnimdeki temsili bedenim anılar koridorunun zemininde bağdaş kurmuş oturuyor ve ışık eşliğinde belirmeye başlayan kapıları izliyordu. Anılarım artık değiştirilmemiş haliyle önüme serilmişti.
Beyaz tül elbisemin eteklerini uçuşturacak hızla ayağa kalkıp Abriana yazan kapının karşısındaki yeni beliren kapıya baktım. Doğum tarihimin iki ay sonrasını gösteriyordu. Beklemeden, yeterince beklediğimin bilincinde olarak kapıyı açtım.
Anılarım zihnime akarken gerçek bedenim çoktan gözlemimden gözyaşı sızdırmaya başlamıştı.
"Abriana ve Alper bu iki ay içinde olduğu gibi yine aynı beşiktelerdi. Normal bebeklere oranla daha sağlıklı, gelişmiş ve iri bir yapıya sahiptiler. İki aylık olmalarına rağmen altı aylık görünümü taşıyorlardı.
Alper'in babasından aldığı sarıya dönük saçları kıvırcık tutamlar halinde alnına düşerken ters dönmeyi başardığı beşikte kız kardeşinin ayağını emmeye çalışıyordu. Mavi gözleri arada kız kardeşinin yüzüne kaysa da yapmaya çalıştığı işi devam ettiriyordu.
Abriana ise maviye dönük saçları gayet düzenli bir şekilde alnına düşmüş, kardeşininkinin aksine parlak sarı bir tulumun içinde çoktan keşfettiği odaya bakmadan, kapıdan birinin gelmesini bekliyordu.
Çok geçmeden kapı açıldı ve içeri göğüs kısmından beline kadar dar, belinden ayak bileklerine kadar bol tülden, mavi elbisesiyle genç su perisi belirdi. Yüzündeki kızarıklıklar sudan yeni geldiği için yok olmuştu.
Yüzünde tarifsiz gülümsemeyle bebeklerinin yanına gidip ikisinin de alnından öptü. Geri çekilip ikisine de baktığında gülümsemesi daha da genişledi.
'Daha doğduğu gün zihin ustası olduğu anlaşılan bir oğul ve doğuştan asil bir ışık üstadı iki evlat. Şükretmek için başka sebebe gerek var mı?' Gülümsemesini silmeden pencerenin önüne gitti ve perdeyi araladı. Onu izleyen iki çocuktan biri, Abriana, derhal doğrulmaya çalışmış ve camdan dışarıyı görmek için zaten iri olan gözlerini kocaman açmıştı.
Genç kadın beklemeden perdeyi kapatıp bebeklerinin yanına döndü. Abriana'nın minik yüzü dışarıyı göremediği için asılmıştı. Öğrenmek istiyordu.
'Arkadaşlarım sizi görmeyi isterdi miniklerim. Ama sizi saklamamız gerek.' Aralık kapının itilmesiyle içeri, bol kumaşlardan yapılmış geceliğiyle bebeklerin babası giriş yapmıştı.
'Elbet bir gün tüm dünyalar onları öğrenecek sevgilim.' Genç adam büyük adımlarla karısının yanına gidip alnına bir öpücük kondurdu. Genç kadının mutluluğu yüzünden okunduğu gibi, burada bulunan bir bebeğin zihni tarafından da okunuyordu.
Babalarının gelmesiyle tamamlanan aile tablosu bebeklerin aşk dolu bakışları anne ve babalarının üzerinde gezdirmesiyle gittikçe sevimli bir hal alıyordu. Genç adam güldü ve ona büyütülmüş gözlerle ve en sevimli gülümsemeyle bakan kızını kucağına aldı.
Aynısını genç su perisi de oğlu için yapmıştı.
'Bizim aşkımızın ödülü bu oldu sevgili; Bize âşık iki çocuk. Benimle aşkımı paylaşabilecek misin?'
Alper tarafından çenesi emilmeye başlanmış genç kadın eşinin yanına sokularak gülümsedi.
'Paylaşacağım kişi Abriana gibi bir dünya güzeliyle neden olmasın? Peki, sen aşkımı paylaşır mısın?' genç adam ondan kısa kalan karısının yanağından öpüp gözlerine bakarak gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Oyunları: Sınır
FantasyDünya gerçekten sandığımız gibi bir yer midir, bildiğimizi sandığımızın ardında gizli bir bilinmeyen yok mudur? Hayat doğru bildiğimiz yanlışlarla doludur elbet ama ya hayatınız tamamen yalansa, ya bu dünyanın farklı versiyonları varsa? Daha g...