Canhıraş

124 31 43
                                    

Mart 2005
İstanbul

Selda hiç durmadan koşuyordu yetimhaneye geç kalmıştı. Reyhan Hanım'ın gazabından çok korkuyordu. Sonunda yetimhaneye geldi. Reyhan Hanım elinde kırbaç ile kapının önünde bekliyordu. Korku ile Reyhan'a bakan, küçük kız olduğu yerde kalakalmıştı.

"Ceza odasına geç," diye bağıran kadın ile yerinde sıçradı. Cezasının daha fazla artmaması için kadının dediğini yaptı. Ceza odası adı verilen işkence odasına girdi. Hemen ardından Reyhan'da girmişti.

"Sen bu saate kadar neredeysin küçük cadı," diye bağıran kadının gözlerine korku ile baktı. Gözleri yine kararmaya başlamıştı bile.

"Hanımefendi," dediği an göğsüne kırbaç indi. Ağzından acı dolu çığlık döküldü. Reyhan, Selda'nın arkasına geçti. Sırtına kırbaç ile vurmaya başladı.
Reyhan, Selda'nın canhıraş feryatlarına aldırmadan elindeki kırbaç ile vurmaya devam ediyordu.
Küçük kız acıdan dolayı bayılmıştı. Bayıldığını gördüğü an kırbacı bıraktı. Bu seferde ayağının altına alıp tekmelemeye başladı. Ta ki telefonu çalana kadar.
Aldığı emir ile Selda'yı odada bırakıp gitti.

Nisan 2019
Ankara

Selda, yaşlı gözlerle karşısında duran kadına baktı.

"Değdi mi, yaşadığım acılara değdi mi?" diye sordu. Bu zamana kadar çektiği bütün acılar gözünün önünde film şeridi gibi geçip gitti.

"Sen, benim hayatımı elimden mi aldın?" diye bağırdı. Belki sonradan pişman olacağı bir şey yaptı. Karşısında duran kadına tokat attı. Daha sonra kadının boğazına yapıştı.

"Küçücük bir bebek, sana ne yaptı da bu hayatı ona reva gördün? Yaşıtlarım, anne ve babası ile vakit geçirirken, ben her Allah'ın günü işkence görüyordum," diye bağırdı. Kadını bırakıp diz üstü yere çöktü. Kadın öksürmeye başladı. Selda gibi diz üstü çöktü.
Kimse bir dakika sonra ne olacağını bilemezdi. Handan Hemşire daha biraz önce ablasına sımsıkı sarılmışken, şimdi ondan ölesiye nefret ediyordu.

"Bunu nasıl yaparsın?"diye bağıran Handan Hemşire hala duyduklarına inanamıyordu. Ne demişti ablası biraz önce? 'Seni ailenden ayrılan vicdansız benim, Selda'
Öz ablası, bir insanın hayatını mahvetmişti. Eylem, kardeşinin sesi ile çöktüğü yerden kalktı. Handan'a yaklaştı. Handan, Selda ile göz göze geldi hemen gözlerini kaçırdı. Bu dakikadan sonra onun gözlerine bakamazdı.

"Yaklaşma," diye bağırdı kendisine yaklaşmakta olan ablasına. Eylem, kardeşinin bağırması ile olduğu yerde kalakalmıştı. Handan Hemşire başını iki yana salladı. İşaret parmağını ablasına doğru salladı.

"Sen böyle bir vicdansızlığı nasıl yaptın abla?" diye bağırdı.

Diğer taraftan Ateş ölüm ile yaşam arasında savaşıyordu. Doktorlar, kalbi duran Ateş'in kalbini tekrar getirmeye çalışıyordu.
Serdar ve Burak ise biraz önce duyduklarına bir anlam vermeye çalışıyorlardı.
Diğer taraftan Ufuk'da tıpkı Ateş gibi ölüm ile yaşam arasında ince çizgide gidip geliyordu.

Hazar, Handan'ın sesini duyunca olduğu yerde kaldı. Handan Hemşire'nin tam arkasında duruyordu. Handan Hemşire'nin tam karşısında duran kırklı yaşlarında, kızıl saçlı kadına baktı. Kadın perişan haldeydi. Handan Hemşire, karşısında duran kadına bağırıyordu.
Daha sonra yere diz üstü çökmüş olan genç kadına baktı. Bu kadın, Handan Hemşire'nin, abla dediği Selda'dan başkası değildi. Genç kadının okyanus misali mavi gözleri, kızıl saçlı kadına hayal kırıklığı ile bakıyordu. Daha sonra Handan Hemşire'nin sesini duydu.

Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin