Mutluluk haram olabilir miydi, insanoğlu bir kere yüzü güldüğünde acısını bin misliyle öder miydi? Zeynep, Bulut'un karşısına geçti. Gözlerinin içine nefretle bakıyordu. Ateş'e baktım. Bir yanı onu burada gördüğüne seviniyordu, bir yanı da memnun değildi. Ateş'in yanına gittim. Kolundan tuttum. Göz göze geldik. Gözlerimi kapatıp açtım.
"İyiyim kardeşim," dedi. Elimi yanağına götürdüm.
"Gerçekten iyi misin ağabey," dedim. Gülümsedi, gülümsedim.
"Bir tatsızlık çıkarma git buradan," diyen Zeynep'in sesi ile Ateş'ten bir adım uzaklaştım. Zeynep'in yanına gittim.
"Neden ki kardeşim," dedi. Zeynep gözlerini kapatıp açtı. Bulut, Zeynep'i itekledi. Ateş'in karşısına geçti. Zeynep ile göz göze geldim.
"Bulut'u durdurmalıyız. Yaşadıklarımızdan bahsetmemeli." Sesi endişeli geliyordu. Benim aklıma da son dedikleri takılmıştı. Bunu dile getirdim.
"Yaşadıklarımızdan bahsetmemeli derken ne demek istedin?" diye sordum. Gözleri kocaman açıldı. Derin bir nefes aldı.
"Sorma hiçbir şey sorma," dedi. Bulut üzerindeki deri ceketi çıkarmıştı. Üst tarafı çıplaktı. Yüzü bize dönüktü. Bu yüzden sırtını görüyordum. Sırtında kabuk bağlamış izler vardı.
"Bu izler ne?" diye sordum. Bulut, bana, bize ne kadar kötülük yapmış olsa da onun için üzülmüştüm. Zeynep gözlerimin içine baktı.
"Kemer izleri," dedi sesi buğulu çıkmıştı, gözleri dolmuştu. Elini karnına götürdü. Sanki bir sorun vardı. Tekrar Bulut'a baktım. Ateş ile konuşuyordu. Burak ellerini yumruk yapmıştı, Bulut'u burada gördüğü için Çiğdem ve doğmamış bebeklerini hatırladığını biliyordum. Ufuk ve Serdar birbirlerinin gözlerinin içine baktı.
"Söyledi daha fazlasını söylememeli," diye kendi kendine konuşan Zeynep'e baktım. Neler oluyordu, ne demek istiyordu? Başımı çevirdiğimde Bulut ile göz göze geldim. Gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. Sesi yükselmişti bu sefer.
"Sen sefa sürerken, ben acı çektim Hayalet." Başımı iki yana salladım. Ne Ateş, ne de biz sefa sürmüştük, bizde acı çekmiştik. Her birimiz ayrı ayrı acı çekmiştik.
"Yeter," diye bağıran Zeynep, Bulut'un karşısına geçti. Kendi ekseninde dönüp Bulut'a tekme attı. Bulut elini dudağına götürdü. Eline bulaşan kana baktı. Zeynep'in gözlerinin içine baktı. Birden tekme attı. Zeynep tekmenin etkisi ile yere düştü. İstemsizce çığlık attım. Zeynep elini kanayan dudağına götürdü.
"Bulut," diye bağıran Ateş yattığı yerden kalktı. Bulut'un karşısına geçti yumruk yaptığı elini Bulut'un gözüne indirdi.
Bulut gülümsedi. Sonra hiçbir şey demeden gitti.1 Hafta Sonra
Ateş hastaneden taburcu olmuştu. Bizim evde kalıyorduk. Aklımın bir köşesinde de Ece vardı. O hain miydi, o gün Bulut ile Zeynep'in yanında ne işi vardı? Neden Bulutgilin evine gitmişti, neden dağılmıştı? Kimseye bahsetmemiştim önce meselenin özünü öğrenmem gerekti.
Zeynep'in yanına gittim. Önce Ece ile, sonra Zeynep'le konuşmalıydım."Zeynep benim işim var, Ateş'in yanında durur musun?"
"Deli misin tabi ki ağabeyimin yanında dururum. Git ne işin varsa hallet," dedi. Başımı sallayıp Ateş'in yanına gittim.
"Ateş," dedim. Gözlerimin içine gülümseyerek baktı. Gülümsedim.
"İnci tanesi bir yere mi gidiyorsun?" diye sordu. Ateş'in bu sorusuna başımı sallayarak karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#
Mystery / Thrillerİş çıkış saatinin en kötü kısmı geride kalınca, Avrupa Yakasına giden yolda trafikte sıkışıp kalmaktı. Kolumdaki saate baktım telefonumun zil sesiyle yüksek sesle nefes alarak telefonu arabanın torpidosundan aldım arayan evi gözetleyen, Eren ve Far...