Bazı anlar gelir ne yapmamız gerektiğini bilemez hale gelirdik. İşte bende şu an böyle bir durumdaydım. Polis siren seslerini duyunca endişelenmeye başlamıştım. Bu yüzden kocama kaçmamız gerektiğini söyledim. Kocamın itirazlarına rağmen sonunda benim dediğim olmuştu.
Şimdi de polislerden kaçıyorduk."Hepsi benim yüzümden oldu özür dilerim." Pelin'in kolunu tuttum. Simsiyah gözleri deniz mavisi gözlerim ile çakıştı. Başımı iki yana salladım.
"Allah aşkına, biz neden polislerden kaçıyoruz. Bizde polis değil miyiz?" Ufuk'un serzenişte bulunmasını haklı buluyordum ama bende haklıyım. Ben hamileydim ya yine beni nezarete atarlarsa, ya yine kanlı notların sahibi, beni öldürmeye çalışırsa?
Pelin, benden uzaklaştı. Gözleri kocaman açıldı. Sanırım Ufuk'un 'bizde polis değil miyiz' dediği için korkmuştu. Kolunu güven vermek ister gibi tuttum.
"Siz polis misiniz?" Tam evet diyeceğim sıra benim Esra olduğumu hatırladım.
"Kocam ve eski eşi polisti ama ben bir Hukuk Bürosu'nda sekreterlik yapıyorum," dedim. Ufuk ile aynadan gözlerimiz çakıştı. Polisler ile aramızdaki mesafe açılmıştı.
"Selda," diyen kocam ile gözlerim kocaman açıldı. Pelin'e baktığımda kaşlarını çatmıştı. Olaya el atmam gerektiğini düşünüp alınmış gibi yapıp timsah gözyaşlarımı dökmeye başladım.
"Ufuk, sen beni sevmiyor musun, niye yanımda Selda denen o çalı süpürgesinin adını andın. Unuttun sanırım benim adım Selda değil Esra," dedim. Kocam gözlerimin içine öyle bir baktı ki sanki 'pes yani' diyordu gözlerinin içi ile. Omzumu silkmekle yetinip timsah gözyaşlarımı akıtmaya devam ettim. Pelin'e baktığımda gözlerindeki şüpheden eser kalmamıştı.
"Özür dilerim hayatım," diyen kocam başını iki yana salladı. Polisler yoktu. Dudağımı ısırıp şoför koltuğuna doğru eğildim.
"Ufuk," diye fısıldadım.
"İnci tanem sakın bir şey aşerme. Zaten aksiyon filmi çekiyor gibi polislerden kaçtık. Hem polis değil miyiz?"
"Kocacığım unuttun galiba sen açığa alındın. Hem ben hamileyim. Bebeğimi cezaevi köşelerinde mi doğsaydım, bunu mu istiyorsun?" Gözlerim anında dolmuştu. İyice sulu göz olup çıkmıştım.
"Saçmalama inci tanem sen mi öldürdün adamı da atsınlar seni cezaevine?"
"Ufuk sus belki de yardım ve yataklıktan atarlardı. Ne biliyorsun ki?" Başını iki yana sallayan kocama yavru kedi bakışları atıp ağzımdaki baklayı çıkardım.
"Ufuk Kahramanmaraş'a uğrasak ya hem dondurmanın evinde dondurma yeriz."
"Pes yani inci tanem." Ne vardı ki bu kadar kızacak?
"Selda'ya da 'inci tanem' diyorsun?" Başımı Pelin'e çevirdim. Ufuk'a şüphe ile bakıyordu. Yoksa kanlı notların sahibi, Pelin miydi?
"Sen bunu nereden biliyorsun?" Gözlerimin içine baktı. Sonra başını iki yana sallayıp elime siyah kaplı bir defteri uzattı.
"Ben özür dilerim sizin özelinizi okudum. Arabanın altındaydı." dedi. Defteri açtım. Yazılar sola doğru yazılmıştı. Bu yazı bana çok tanıdık geliyordu.
"Kanlı notların sahibi," diye fısıldadım. Bu günlük gibi bir şeydi.
Haziran 2019
Bugün inci tanesi ve inci tanesinin yakışıklısı dünyaevine girdi. Ufuk'a hep imrendim. Selda'yı o kadar çok seviyor ki ona hep 'inci tanem' diyor.
Bende, Ufuk gibi biri ile evlenmek isterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#
Misteri / Thrillerİş çıkış saatinin en kötü kısmı geride kalınca, Avrupa Yakasına giden yolda trafikte sıkışıp kalmaktı. Kolumdaki saate baktım telefonumun zil sesiyle yüksek sesle nefes alarak telefonu arabanın torpidosundan aldım arayan evi gözetleyen, Eren ve Far...