"Sikeceğim şimdi," diyen kocam televizyonu camdan aşağıya fırlattı dizlerimin üzerine çöktüm spikerin sesi kulaklarımda yankılandı bu haber doğru değildi yine de kalbim alev yerine dönmüştü kendimden çok Ateş ve kocamı düşünüyordum bu işin arkasında kim vardı bilmiyorum ama yaptığı bu şey iğrençti tek kelime ile hiç mi düşünmemişti çıkardığı bu haber ile masum insanların itibarını zedeleceğini?
"İnci tanem bırakma kendini," diyen kocamın sesini duyunca çöktüğüm yerden kalkıp kocama sımsıkı sarıldım başımı kocamın göğsüne yasladım.
"Elin kanıyor." Ece'nin canhıraş sesini duyunca kocamdan ayrıldım Ateş'in eli kanıyordu yerde duran parçalara ayrılmış bardağa baktım Ateş öfkelendiği zaman sinirini eşyalardan çıkarırdı ya da karşısında bulunan kişiden çıkarırdı görünen oydu ki bu sefer sinirini bardaktan çıkarmıştı.
Korkuyordum çünkü Ateş sessizliğe bürünmüştü böyle zamanlarda sonradan pişman olacağı şeyler yapardı Ateş'in karşısına geçtim.
"Susma ağabey bir şey de lütfen," dedim boş gözlerle gözlerimin içine baktı titreyen elimle elini tuttum spikerin sesi kulaklarımda yankılanınca ateşe dokunmuşum gibi elimi çektim.
"Dünya üzerinde böyle ahlaksız insanlar var oldukça evlatlarımızın can güvenliği yok sayın seyirciler sesimi duyun bu ahlaksız insanlara tolerans göstermeyin." Ateş'in gözlerinin içine baktım 'özür dilerim ' dercesine baktım gözlerinin içine. O spiker neler demişti?
"Anlayamadığım nokta bu ahlaksız insanların karısı ve kocası hiç mi rahatsız olmadı midesizler mi yoksa onlar da birbirleri ile aşk mı yaşıyordu bu yüzden mi karısı ve kocasına bir şey demediler?" Eğer Ufuk sinirlenip televizyonu fırlatmasaydı kim bilir daha ne kadar iğrençleşecekti?
Bir adım uzaklaştım olanlar ard arda gelmişti dizlerimin üzerine çöktüm içim dışıma çıkana kadar ağlamaya başladım kime ne yaptığımda yaşadım bu olanları? Küçükken kabusum Reyhan iken şimdi de kanlı notların sahibi kabusum olmuştu eksik parçayı bulmuşum gibi yerimden ok gibi fırladım.
"Bu yalan haberin ardında kanlı notların sahibi olmalı. Başka kim olabilir ki zaten?" Sesim ağladığımdan dolayı boğuk çıkmıştı.
"Bu sefer siktim belasını," diye bağıran Ateş evden hızla çıktı Ece'de peşinden gitti Hatice bir şey dedi ama anlamadım sonra o da gitti Ufuk ile evde tek kaldık.
Kıyafetlerimizi giyinip afişlerin basıldığı atölyeye geldik Ufuk'un gökyüzü misali mavi gözlerinin içine baktım başını salladı atölyeye girdik anlamadığım nokta afişler, gazeteler matbaada basılırken bu afiş neden atölyede basılmıştı? İçeriye girdiğimizde bir adamın sesini duydum.
"Ağabey anlamadığım nokta neden bu afişleri basmayı kabul ettin o adam sana ne dedi?" Adam demişti bu işin ardında bir adam mı vardı? Yoksa Günce işini bir adama mı yaptırmıştı?
"Cenk görmedin mi o adamın istediğini yapmasaydım karım ve kızımı öldürecekti?" Ufuk hızla pencereden içeriye girdi aynı şekilde diğer pencereden bende girdim camlar dört bir tarafa dağıldı. Adamlar hızla ayağa kalktılar oku yaya taktım sıska, uzun boylu adama çevirdim adamın kahverengi gözleri korku ile gözlerimin içine bakıyordu.
"Kimsiniz siz?" diyen adamın sesi varla yok arası çıkmıştı.
"Bizim kim olduğumuzun bir önemi yok asıl siz kimsiniz de bir kadının itibarını zedeliyorsunuz lan?" Kocamın aslan gibi kükremesi ile karşımda duran adam yerinde sıçradı.
"Şimdi size tek bir soru soracağım o yalan afişleri kim bastırdı?" Kocamın sesi fırtına öncesi sessizlik gibi sakin çıkmıştı.
Adamlar önce kem küm etsede okları yanlarında duran vazolara atınca ciddi olduğumuzu fark edip bülbül gibi ötmeye başladılar duyduğum isim ile şaşkınlıkla kocamın gökyüzü misali mavi gözlerinin içine baktım bu işin ardında Günce'nin olduğunu sanmıştım ama kızımın kabusu olan adam vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#
Misteri / Thrillerİş çıkış saatinin en kötü kısmı geride kalınca, Avrupa Yakasına giden yolda trafikte sıkışıp kalmaktı. Kolumdaki saate baktım telefonumun zil sesiyle yüksek sesle nefes alarak telefonu arabanın torpidosundan aldım arayan evi gözetleyen, Eren ve Far...