Geçmişten Gelen Düşman

53 18 77
                                    

Soğuk.
İçimdeki yangınları söndürmek ister gibi işlemişti bedenime. Gözlerimi açtığımda kırmızı loş ışığın ortasında elinde testere olan, yüzünde iskelet maskesi olan birini gördüm bütün ilgisini yanı başımda varlığını hissettiğim adama verdiğini anlamıştım.

Gözümün önüne Serdar geldi bir anda üzerinde beyaz gömlek, beyaz pantolon vardı. Siyah saçları düzenliydi, ela gözleri hayal kırıklığı ile bakıyordu gözlerimin içine.

"Sedat'ı koruyacağına dair söz vermiştin bana." Sesine yansıyan hayal kırıklığı ile dumur oldum.

"Kurtul zincirlerden kurtar kardeşimi." Serdar karşımda kanlı canlı duruyordu rüyada olmadığıma kalıbımı basabilirdim. Aklımı mı kaçırıyordum?

"Gerçek misin, rüya mısın?" Sesimi duyan Serdar'ın yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.

"Ne gerçeğim, ne de rüyayım." Kaşlarım olabildiğince çatıldı Serdar demek istediğini anlamadığımı anlamış olacak ki cümlesinin devamını getirdi. Benim aklım daha fazla bulandı.

"Ben, senin beyninin sergilediği yansımayım." Serdar'ın sesi defalarca beynimde yankılandı içine girdiğim girdaptan Sedat'ın sesiyle kendime geldim.

"Kimsin sen?" Aklım durmuştu bu zincirlerden nasıl kurtulacaktım?

"Geçmişten gelen biriyim Sedat Güner." Metalik gelen ses ile deniz mavisi gözlerimin hedefi elinde testere olan tahminimce Nida'nın bahsettiği 'testereli katil' oldu.

"Bizden ne istiyorsun, onca insanı neden katlettin?" Sesim boş depoda yankılandı. Adam olduğunu varsaydığım katilin hedefi ben oldum. Elindeki testereyi yere bıraktı bana doğru ilerledi tam önümde durdu. Yüzüme düşen kumral saçlarımı geriye doğru attı. Saçlarımdan bir tutam alıp parmağına sardı.

"Rahat bırak beni," diye tısladım başımı iki yana salladım saçımı pençesinden kurtarmak için. Eline doladığı saçım pençelerinden kurtuldu.

"Senden ya da sizden ne istediğimi çözeceğini biliyorum sadece biraz düşün sizden ne isteyebilirim?" Robotik gelen ses, maske, bunu tanınmamak için yaptığı apaçık ortadaydı iyi ama bizi öldürecekse neden kendini gizliyordu?

Boş depoda yankılanan sesle düşüncelerim buhar olup uçmuştu karşımdaki katil gülüyordu kaşlarımı çatıp kahkahalar atan adama baktım.

"Tam da bundan bahsediyordum Selda." Kaşlarım olabildiğince çatıldı ne demek istiyordu?

"Senin zekan sayesinde üzerime atılan iftiradan kurtulabileceğim. İki saniyede çözmeye başladın işte." Gizemli gizemli konuşmasının ardında bir şeyler vardı ama ne vardı?

"Gizemli gizemli konuşmayı bırak da ne istediğini söyle?" Derin bir nefes aldı. Yüzündeki maskeyi çıkardı tanıdık gelen gözleri ile gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda bal rengi gözler kaybolmamıştı.

"Kerem." İsmi dudaklarımdan döküldüğü an gözleri doldu.

"Sen ölmüştün o metruk binada." Başını iki yana salladı ne olup bittiğini anlamayacak kadar boş hissediyordum kendimi.

"Ölmedim bak Selda, üzerime bir iftira atıldı bu yüzden kaçak durumuna düştüm gerçeklerin ortaya çıkacağını anlayan puştlar, beni öldürmeye çalıştılar ama başaramadılar. Ben ölmedim, Duygu öldü." Aklım allak bullak olmuştu bütün bunların açıklaması neydi?

"Sende testereli katil olup herkesi öldürdün mü?" Sesim demir kadar sert çıkmıştı Kerem başını iki yana salladı.

"Gerçek testereli katil ben değilim ama onun." Sedat'ı gösterdi.

Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin