Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#

Ah Kalbim

Medyada Taha Özdemir var.

2 Ay Sonra

Sabaha son birkaç gündür olduğu gibi mide bulantısı ile kalktım. Banyoya girdim klozetin kapağını açtım midem de ne varsa çıkardım. Saçlarımın önümden çekilmesi ile sevdiğim adama bu şekilde görünmek istemediğim için elimle gitmesini istedim. Gitmek yerine her sabah yaptığı gibi boynuma yumuşak bir öpücük kondurdu. Kendime biraz olsun geldiğimde ayağa kalktım. Ufuk'un gökyüzü mavisi gözleri ile göz göze geldim. Ufuk'un yardımı ile elimi yüzümü yıkadım.

"İyi misin inci tanem," dedi. Başımı salladım. Son zamanlarda böyleydim. Güne mide bulantıları ile başlıyordum. Bugün kız isteme vardı. Ufuk, Burak ile birlikte, beni, Ateş ve Serdar'dan isteyecekti. Ateş, Ufuk ile birlikte dini nikah kıydığımızı öğrenince her ikimize de kan kusturdu. Neredeyse üç hafta bize kan kusturmaktan başka bir şey yapmadı.

En sonunda Ece ve Mert sayesinde ikna oldu ama bir şartı vardı. Ufuk, beni, kendisinden isteyecekti. Ufuk bunu duyunca 'ne istemesi lan o, benim karım birlikte bile olduk' filan deyip beni utandırdı. Benim, Ateş'e olan bağlılığımı bildiği için buna da 'eyvallah' dedi. Ve bugün kız isteme olacak. Saate baktığımda Ateş ve Serdar'ın gelmesine iki saat kaldığını gördüm.

"Ufuk neden bütün gün uyuyorum ben," diye sordum. Ben biraz önce güne mide bulantısı ile başladım mı demiştim onu unuttun ben yine günü uyuyarak geçirmişim.

"Bilmem ki belki de koynumdan çıkmak istememişsindir," dedi. Bu adam evlendiğimizden beri ne edepsiz biri olmuştu? Evlilik aşkı öldürür derler ama bizde tam tersi oldu evlilik sevdiğini edepsiz yapar. Düşüncelerimin gidiş noktasını farkedince gülmeye başladım.

"Ne oldu," diye soran sevdiğime baktım. Düşüncelerimin gidiş noktasını söylersem banyodan çıkışımız olmazdı.

"Yok bir şey hadi hazırlanalım," dedim. Ufuk'a banyodan çıkmasını işaret ettim. Ufuk istemese de banyodan çıktı. Zaman kaybetmeden duş aldım. Elbisemi dün gece ayarladığım için ne giyeceğim diye düşünmeden ateş mavisi elbiseyi giydim. Elbisenin göğüs kısmında inciden taşlar vardı. Elbisenin alt kısmı altın işlemeliydi.
Elbise diz kapağımın üstündeydi.

Saçlarımı maşaladım. Kapının tıklatılması ile 'gir' diye bağırdım. Ece ve Selen odaya girdiler. Beni incelemeye başladılar. Selen ıslık çaldı. Ece ise 'vay anasını' dedi. Gülümsedim. Selin asker olduğu için göreve gitti. O yüzden kardeşim yanımda değildi. Ama Taha yanımda olacaktı. Bende, Ece ve Selen'i incelemeye başladım. Ece kırmızı bir elbise giymişti. Elbisenin omuzları açıktı. Saçlarını topuz yapmıştı. Yüzünde hafif bir makyaj vardı. Selen'e baktığımda zümrüt yeşili bir elbise giymişti. Elbise diz kapaklarının biraz üstündeydi. Siyah saçlarını salık bırakmıştı. Hafif bir makyaj yapmıştı.

"Güzel olmuşsunuz," dedim. Selen ve Ece göz göze geldi. Aynı anda aynı sözü söylediler.

"Bu gecenin yıldızı sensin." Gülümsedim. Kapının bir kez daha tıklatılması ile 'gir' diye bağırdım. İçeriye önce annem, sonra babam, daha sonra da kardeşim girdi.

Anne, baba bana yabancı kelimeler. Ben hiçbir zaman anne, baba diyemedim. Şimdi deyince sanki eksik puzzle parçasını bulmuşum gibi hissediyorum. Garip bir duygu. Gözlerim dolunca başımı tavana kaldırdım. Derin bir nefes aldım. Biraz olsun kendime geldiğimi hissedince kendimi annemin kollarına attım. Anneme sımsıkı sarıldım. Daha sonra babamın kollarına attım bedenimi. Babam saçlarıma yumuşak bir öpücük kondurdu.

"Engin Özdemir bir müsaade et de gecenin yıldızı ile bende hasret gidereyim," diyen kardeşim ile babamdan ayrıldım.

"Hele eşek oğlu eşeğe bak hele." Babamın sözlerini duyunca yüzümde buruk bir gülümseme belirdi. Yüz ifadesini görünce bende kayışlar koptu gülmeye başladım. Benimle birlikte odada bulunan herkes gülmeye başladı.