Medya: Selda Öztekin &Ufuk Öztekin
4 Hafta Sonra
Derler ki son pişmanlık fayda etmez. Gerçekten de öyleymiş. Taha'nın, bana ihanet ettiğini düşündüğüm için ona kızgındım ama kardeşim, beni ve doğmamış yeğenini korumak için kendi canını ortaya koymuş.
Elimi yoğun bakım camına koydum. Taha dört haftadır olduğu gibi cansız bir şekilde yatıyordu."Değişen bir şey yok mu Selda abla?" Arkamdan gelen Nida'nın sesi ile düşüncelerim toz bulutu gibi dağılıp gitti. Nida sayesinde üzerime atılan iftiradan kurtulmuştum. Artık kendim gibi sokakta rahatça dolaşabiliyordum.
"Aynı," dedim. Nida salık bıraktığı siyah saçlarının yüzünü kapatmasına izin verdi. Son bir aydır olduğu gibi yine ağlayacağını anladığım an yanına gittim.
"Yengesi şimdi ağlamanın sırası değil. Yeğeninin canı köfte ekmek istiyor." Nida saçlarını geriye doğru attı. Kaşlarını anlamak ister gibi yukarı kaldırdı. Şu an beş aylık olan kızım, hiç ağabeyi gibi değildi.
Barış'a hamileyken böyle değildim ama kızım da çok başkaydı. Sanki içimde insan değil de canavar yavrusu besliyordum."Canavar yavrusu mu?" Nida'nın sesini duyduktan sonra kahkahalarını duydum. Sanırım yine dışımdan konuşmuştum. Gözüm televizyona takıldı.
"Biri şunun sesini açsın," diye bağırdım. Nida'nın sesini duydum ama algılamıyordum. Sonunda televizyonun sesi açıldı. Spikerin sesi kulaklarımda yankılandı.
"Son zamanlarda yeniden ortaya çıkan 'Baltalı Katil' diye bilinen seri katil ile 'Hayalet' diye bildiğimiz kimisine göre iyilik meleği, kimisine göre kanunsuz diye tabir edilen 'Hayalet' karşı karşıya geldi.
Aldığımız bilgilere göre Hayalet'in ekip arkadaşı 'Ruby' diye bilinen maskeli kişi, 'Baltalı Katil' tarafından ağır yaralandı." Uzun boylu, bakır kızılı saçlarını örmüş, bal rengi gözlerinden hiçbir duygu belirtisi olmayan spikerin sözleri bitince yerimde sendeledim."Ruby," diye fısıldadım. Serdar ağır mı yaralanmıştı, iyi ama onlar ne zaman sahaya çıkmaya başladılar ki?
"Selda abla iyi misin?" Strese girmemem gerekirken, benim hayatımda stresten başka bir şey yoktu. Karnıma saplanan sancı ile avazım çıktığı kadar bağırdım. Gözlerim karardı.
Bip, bip, bip.
Kulağıma dolan sesler ile zor da olsa gözlerimi açtığımda beni karşılayan Ufuk'un gökyüzü misali mavi gözleri oldu.
Kocamın gökyüzü mavisi gözlerinden yorgunluk akıyordu. Sarı kumral arası saçları alnına dökülmüştü.
Başımı monitöre çevirdiğimde kalp atışlarımı gördüm.
Kendi kalp atışlarımın dışında bebeğimin de kalp atışlarını belirten sayılar gözüme çarptı."Beş dakika diyor lan ben karıma bir haftadır hasret kalmışım beş dakika benim neyime yetsin, değil mi inci tanem?" Kocamın demir kadar sert sesi kulaklarıma dolunca deniz mavisi gözlerimin odağı kocamın gökyüzü misali mavi gözleri oldu.
Çölde susuz kalmışım gibi boğazım kurumuştu. Konuşmak için açtığım ağzımdan kelimeler bir türlü çıkmıyordu.
Ufuk konuşmakta zorlandığımı anlamış olacak ki sıcacık elini buz tutmuş elimin üzerine koydu."Yorma kendini inci tanem." Elimin üzerine öptü. Bir an kalp atışlarım hızlandı.
Güm, güm, güm.
Odada yankılanan kalp atışlarımın sesi ile Ufuk'un gözleri monitörü buldu. Yüzünde beliren hınzır sırıtış ile gözlerimin içine baktı."Ne zamandır böylesin diyeceğim ama hiçbir kadın cazibeme dayanamaz tabi," deyip elini saçlarının arasından geçirdi. Konuşmakta zorlanıyor olmasaydım içtiği sütleri burnundan getirmesini bilirdim. Konuşmakta zorlanmam benim işime gelmiyordu ama kocamın işine geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#
Misterio / Suspensoİş çıkış saatinin en kötü kısmı geride kalınca, Avrupa Yakasına giden yolda trafikte sıkışıp kalmaktı. Kolumdaki saate baktım telefonumun zil sesiyle yüksek sesle nefes alarak telefonu arabanın torpidosundan aldım arayan evi gözetleyen, Eren ve Far...