Kalp Kırıklıkları

66 15 83
                                    

Selda'dan

5 ay sonra

Acı üç harf iki heceden oluşan söz öbeği sanki kalbim yerinden sökülmüş gibi hissediyorum bir çeşit kısır döngünün içindeydim sanki. Bu yaşananların kötü bir kabus olması için nelerden vazgeçmezdim ki? Ateş'in öldüğüne inanamadım ama gerçek tam karşımdaydı Ateş'i tabuttan çıkardılar mezarın içine koydular. İkinci kez Ateş'i mezara koyuyorlardı o zaman bir oyundan ibaretken şimdi gerçeğin ta kendisiydi.

"İnci tanem kendini bırakmamalısın." Yürek yangınım beni teselli etmeye çalışıyordu ama benim teselliye ihtiyacım yoktu Ateş'e ihtiyacım vardı. Hiçbir şey demedim boş gözlerle mezara baktım Ateş'in üzerine toprak atmaya başladılar.

Kader bizi küçük bir çocukken karşılaştırdı Ateş'i varlığından haberimin olmadığı ağabeyimin yerine koydum Burak ve Serdar'ı kardeşim bildim, Ufuk ise kalbimin sahibi oldu onlar, benim hiç olmayan ailem oldular üzüldüğüm zaman üzüntümü paylaştılar, sevindiğim zaman sevincimi paylaştılar, canım yandığı zaman acımı paylaştılar şimdi canım hiç olmadığı kadar yanıyordu ama paylaşacak bir ağabeyim yoktu.
Gerçekler yüzüme buz gibi çarpınca içimdeki vaveylalar dudaklarıma kadar ulaştı.

"Hayır, hayır bu gerçek olamaz," diye bağırdım kendimi kaybetmiştim çığlıklarım mezarlıkta gittikçe artıyordu birilerinin beni zapt etmeye çalıştığının farkındaydım.

"Bırakın beni!" Çığlıklarım mezarlıkta yükseliyordu çabalarım boşa harcanan emek gibiydi bir anda başım döndü karanlığa doğru çekiliyordum.

"Ateş," diye bağırdım. Daha sonra kendimi karanlıkta buldum.

"Teslim ol!" Hayalet'i kapana kısılmış fare gibi köşeye sıkıştırmıştık. Sesim ifadesizdi gözlerim boşlukta kalmış gibiydi.

"Teslim olmayacağımı bilmelisin Selda." Hayalet sanki bana bir şeyler kanıtlamak ister gibiydi.

"Kimsin sen adımı nereden biliyorsun?" Sesimde kuşku vardı. Hayalet yavaşça yüzünü bana doğru döndü maskesini çıkarıp yere attı kapşonunu indirdi. Yüzünü görmem ile küçük dilimi yutacak gibi oldum.

"Ateş bu sensin?" Sesim soru sorar gibi çıkmıştı.

"Benim," dedi. Kalbimin yerle bir olduğunu hissettim kandırılmışlık hissi bedenimi sardı. Bütün bunların hesabını sormayı planladığım bir zaman diliminde Ateş'in kanlar içinde yerde yattığını gördüm.

"Ateş." diye bağırdım.

Yattığım yerden hızla kalktım evdeydim derin bir nefes aldım Ateş'in, Hayalet kimliğini öğrendiğim o günü görmüştüm Ateş ölüyordu. Allah'tan bir kabustu sadece nefesimi düzensizleştiren bir kabus...
Sonra kolumdaki serumu farkettim yaşananlar film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken çığlık attım odaya giren Ufuk beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Gitmeliyim evet, evet gitmeliyim." Ufuk'tan çok kendi kendime konuşuyor gibiydim kocamın kan kırmızısı olmuş gökyüzü mavisi gözlerinin içine bakarak konuşuyordum. Kumral sarı arası saçları alnına dökülmüştü.

"Kendine gel!" Ufuk'un sesi kulaklarımda yankılandı itekledim ama gücü elinden alınmış bir milyarder gibiydim.

"Bırak!" diye bağırdım. Yüzümde hissettiğim yanma hissi ile kocamın gökyüzü misali mavi gözlerinin içine bakakaldım. Ayağa kalktım o da ayağa kalktı bacaklarım titriyordu ama ayakta sapasağlam duruyordum.

Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin