Hem Kuyudasın, hem Yusuf değilsin

42 13 98
                                    

Kucağımda oğlum, bir elim karnımda tam karşımda yürek yangınım küçükken yıldızların altında hayalini kurduğum gibi nenni söylüyorum.
Bir süre sonra kocam da bana eşlik etmeye başladı. Bir an sustum. Elini 'devam et' der gibi sallayan kocam ile gülümsedim. Oğlumun kokusunu içime çekip söylemeye devam ettim.

Bu tepe pullu tepe nenni de nenni yarim
Su gelir serpe serpe eski de yarim hani
Dediler yar uyumuş nenni de nenni yarim
Uyardım öpe öpe eski de yarim hani

Altını bozdurayım nenni de yarim nenni
Gerdana gezdireyim eski de yarim hani
İpek mendil değilsen nenni de yarim nenni
Koynumda gezdireyim eski de yarim hani

Kapının çalması ile Ufuk rüyadan uyanır gibi silkelenip küfür ede ede kapıyı açmaya gitti. Bende arkasından 'çocuklarıma kötü örnek teşkil ediyorsun' diye çemkirdim. İçeriye giren Ece'yi görünce gözlerimi kapatıp açtım. Hayal olmadığını farkedince koltuktan hızla kalktım.

"Ece," diye bağırıp neredeyse üç aydır görmediğim arkadaşıma sarıldım.

"Selda, beni Yiğit'in yanına mı göndermek istiyorsun?" Sesi ağlamaklı çıktı. Bilinçsiz bir şekilde öldürülen nişanlısının adını andığını anladım.

"İyi misin," diye sordum. Başını salladı. Benimki de soruydu. Nişanlısı gözlerinin önünde vahşice katledilen biri nasıl iyi olabilirdi ki? Kendimi geçmişte buldum.

22 Eylül 2019

Ece artık Hayalet ile birlikte çalışıyordu. Ateş gerçek kimliğini ifşa etmeden Ece'den yardım istemişti. Ateş'e çok kızmıştım. Ece, Hayalet'i parmaklıkların ardına tıkmak isterken, Ateş nasıl düşüncesiz davranmıştı?
Ateş, Ece'yi nasıl ikna etti bilmiyorum ama Ece'de şu an burada bizimle birlikte oturuyordu.
Aralarında ne geçti bilmiyorum ama bir süre mütareke etmiş gibiydiler.

Yine de müziçtim. Ece'nin sesi ile hızla ayağa kalktım. Sığınaktaki odamdan çıkıp, Ece'nin sesinin geldiği yere geldiğimde Ece'nin, Ateş'in başında olduğunu gördüm.
Ateş ellerini kulaklarına kapatmış ileri geri sallanıyordu.
Ne olduğunu sormama gerek bile yoktu Ece, Ateş'e geçmişi ile ilgili bir soru sormuş olmalıydı.

Yanlarına gidip, Ece'yi itekleyip Ateş'in karşısına geçtim ama Ateş varlığımdan bir haberdi. Ece kim olduğumuzu bilmediği için maskeyi de çıkaramıyordum. Ateş geçmişin hummasına kapılıp gitmişti. Onu kendine getirmeliydim.

"Hayalet'e geçmişi ile ilgili bir soru mu sordun?" Bakışlarım Ateş'de olsa da kulaklarım duyacaklarıma karşı tetikte bekliyor gibiydi.

" 'Geçmişte ne yaşadın da bu yola başvurdun' diye sordum. Sonra bir anda bu hale geldi." Dudağımı ısırdım. Ateş'in geçmişi viraneye dönmüş şehir gibi yerle yeksandı. Ateş geçmişini hatırladığı an cam fanusun içine kapanıyordu, onu kendine getirmek zor oluyordu.

"Kendine zarar vermeden onu kendine getirmemiz gerekiyor," diye bağırdım. Ateş geçmişin hummasına kapıldığı zaman bilinçsizce kendine zarar veriyordu. Ufuk ve Burak, yanımıza gelip Ateş'i kendine getirmeye çalıştı.

Ayağa kalkıp Ece'nin yanına gittim. Ece gibi yere oturup sırtımı duvara yasladım. Derin bir nefes alıp Ateş'e bakıp konuşmaya başladım. Ateş yaralı bir kuş gibi çırpınıp duruyordu.

"At," dediğim an sustum. Ece, maskenin altında Ateş olduğunu bilmiyordu. Başımı iki yana sallayıp konuşmaya devam ettim.

"Hayalet daha sekiz yaşında iken öz babası tarafından, annesi ile kaçırılmış. Öz babası, Hayalet'in kendi oğlu olduğunu bilmediği için onu mahşer dedikleri yere kapatılmış. Uzun süre orada bırakmışlar." Ateş bana bunları anlattığı zaman yine böyle kriz halindeydi. Neden Ece'ye, Ateş'in geçmişini anlatıyordum bilmiyorum belki de bu anlaşma bitince onu parmaklıkların ardına atmasın diye anlatıyordum.

Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin