Bitmesin Hikayemiz

67 14 55
                                    

"Geçmiş geleceğin gölgesinde." Sözleri döküldü bu sözler hayatımızı altüst etmek için söylenmiş sözlerdi Bulut, Ateş'in hayatını rayından çıkaracağını bu sözlerle belli etmişti. Burak ile göz göze geldim.

"Bulut," dedik aynı anda bu olabilir miydi gömdüğümüz kişi Ateş değil de ikiz kardeşi Bulut olabilir miydi? Belki de birileri yine bizi oyuna getirmek istemişti.

"Hastanede Ateş ile Bulut'un yerini değiştirmiş olabilirler mi?" Sesimdeki mutluluk anlaşılıyordu. Ay ışığı geceye ışık tuttu güneş karanlığı içine çekti.

"Saçmalık unuttunuz galiba Bulut hapishanede." Ufuk sözlerimi saçmalık olarak değerlendirdi. Yürek yangınımın gökyüzü misali mavi gözlerinin içine baktım.

"Ateş'de hapishanedeydi ama birileri onu şişledi pekâlâ Bulut'u da şişlemiş olabilirler sonra Bulut'u  da Ateş'in olduğu hastaneye getirip  yokluğumuzu fırsat bilip yerlerini değiştirmiş olabilirler," dedim. Gözlerimin önüne beş ay öncesi geldi.

Beş ay önce

Hastaneden sonunda çıkıyorduk fazla dumana maruz kaldığım için neredeyse iki haftadır hastanedeydik.

Eve geldiğimizde ilk işim çocuklarıma sımsıkı sarılmak oldu evlatlarımı özlemiştim. Evlatlarım ile özlem giderirken, Burak'ın öfke dolu sesini duydum hızla ayağa kalktım.

"Bunu nasıl yapar?" Salona girdiğimde Burak ve Gölge'nin karşı karşıya geldiğini gördüm Umman ve Ufuk kanepeye oturmuşlar boş gözlerle Burak ve Gölge'ye bakıyordu. Taha'yı fark edince yanına gittim.

"Neler oluyor?" Taha kızarmış gözleriyle deniz mavisi gözlerime baktı.

"Selda Abla, Ateş ağabey tutuklanmış." Nida'nın sesini duyunca deniz mavisi gözlerimi çikolata kahvesi gözleri ile çakışmasına izin verdim.

"Nida ne diyorsun sen?" Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Bazı anlar gelirdi ki insanoğlu yaşadıklarına duyduklarına inanmak istemezdi Ateş, bizi ölüme terk etmiş olsa da o, benim hiç olmayan ağabeyimdi.

"Bu nasıl oldu?" Sesim fısıltı gibi çıkmıştı duyduklarıma inanamıyordum.

"Ateş'i, Bulut ile aynı hapishaneye, aynı koğuşa koymuşlar. Şaka gibi değil mi kardeşim?" Burak'ın öfke dolu sesini duyunca ondan tarafa döndüm koyu kahverengi gözlerinin içine baktım.

"Bu nasıl oldu?" Aynı soruyu bir kez daha sordum bu sefer sesim olduğundan yüksek çıkmıştı.

"Ece, Ateş'i ele vermiş." Burak'ın sesi afalladım.

"Ne?" Sesim yaşadığım şaşkınlığı dışa vuruyordu.

Şimdi

Sadece düşünüyordum önce Ateş hapse girmişti, sonra ölüm haberini almıştık bu yaşananlara inanmak istemiyordum. Yürek yangınımın yüksek volde çıkan sesi ile geçmişi şimdilik bir kenara bırakıp kocamı dinledim.

"İçine gömüldüğünüz karanlıktan çıkmak istediğinizi anlayabiliyorum ama kendinizi kandırıyorsunuz. O Ateş'ti." O kadar rahat söylüyordu ki aradan beş ay geçmesine rağmen Ateş'e kızgın olduğunu anladım.

"Bundan nasıl bu kadar emin olabilirsin ki?" Benim sesimde yükselmişti üç yıllık evliliğimizde ilk kez kavga ediyorduk.

"Bu ihtimal bir tek sizin mi aklınıza geldi zannediyorsunuz?" Sesi yükseldikçe gözlerim doluyordu yıllar önce kendime verdiğim söz adına ağlamıyordum. Barda kafayı buldukları için kavgaya tutuşan iki yabancı gibiydik ağzımızdan çıkan her sözde sesimiz bir vol daha yükselip birbirimize karşı kırıcı sözler söylüyorduk.

Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin