Ekim 2016
Zaman akrep ve yelkovanın etrafında dönerken tek yapabildiğim dua etmekti bir aksilik çıkmaması için.
Altı ay önce uyuşturucu satıcısını yakalamak için gizli bir göreve çıkmıştım. Geceleri uyuşturucu satan Fuat denen adam, gündüzleri sanat akademisinde öğretmenlik yapıyordu. Altı ay boyunca her hareketini izledim. Tabi bu sırada oyunculuk dersi de aldım." Bugün aramızda yeni öğrenciler var. Neden oyuncu olmak istediğinizi anlatır mısınız?" Fuat'ın kehribar gözlerinin içine baktım. Bugün her zamankinden farklı gözüküyordu. Takım elbise giymişti bu zamana kadar onu sportif kıyafetler ile görmüştüm. Altın sarısı saçları her zamankinin aksine yapılmıştı.
"Bir nedeni yok kendimi ifade etmekte zorluk çektim bu zamana kadar. Ben yetimhane çocuğuyum. Sevdiğim kadına kendimi hiçbir zaman ifade edemedim. Belki bu sayede ona duygularımı ifade ederim diye düşündüm." Ufuk'un gökyüzü misali mavi gözlerinin içine baktım. Sevdiğim kadından sonrasını duymamıştım. Sanki başımdan aşağıya kaynar su dökülmüştü.
"Pekala bugünkü piyesimizin adı 'aşk laftan anlamaz ki' sahneye çıkan erkek oyuncu yanlış anlaşılma yüzünden sevdiği kadına kavuşamayan bir karakteri canlandıracak. Rol arkadaşı da sevdiği adama aşkını itiraf edecek. Selda ilk olarak senden başlayalım mı?" Başımı 'hay hay' der gibi salladım. Sahneye çıktım. Fuat, Ufuk'a sahneye çıkmasını söyleyince ellerim titremeye başladı. Bu bana kaderin bir oyunu olmalıydı. Ufuk'ta sahneye çıkınca Fuat yapmanız gerekenleri anlattı.
"Anlaşılmayan bir şey?" Fuat'ın sesi soru sorar gibi çıktı. Anladığımı belirtmek ister gibi başımı salladım.
Ufuk'un gözlerinin içine baktım."Seni seviyorum seni her şeyden çok seviyorum," dedim elini tuttum. Ufuk yüzümü avuçlarının içine aldı. Alnını alnıma yasladı.
"Yapamam," diye fısıldadı. Eli elimin arasından kayıp gitti. Arkasını dönüp gidecekken bağırdım.
"Aşk laftan anlamaz ki." Dizlerimin üzerine çöktüm. Kahverengi saçlarım yüzümü kapattı. Saçlarımı yüzümden çekip, sevdiğim adamın sırtına baktım.
"Sen, beni sevmesen de ben, seni uğruna ölecek kadar seviyorum. Biliyor musun, kalbimde alev alev yanan bir his var. Senin beni benden alan gözlerinin içine bakınca bu his kalbimi durduracakmış gibi hissediyorum. Nefessiz kalıyorum." Ufuk, benden tarafa döndü. Yanıma geldi. Benim gibi dizlerinin üzerine çöktü. Kollarımdan tuttu.
"Beni sevme acı çekersin. Seni senden çok seven birini bul," dedi sesi acı çekiyormuş gibi çıkıyordu. Şu an nerede olduğumu bile unutmuştum. Titreyen elimi Ufuk'un yüzüne götürdüm. Sakalını okşamaya başladım.
"Ben zaten acı çekiyorum sevdiğim," dedim. Ufuk gülümseyip bana doğru yaklaşmaya başladı. Dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe kaldığı an salonda kopan gürültü ile birbirimizden ayrıldık. Hızla ayağa kalkan Ufuk, beni de ayağa kaldırdı. Salondakiler alkışlayıp tezahürat etmeye devam ediyordu.
"Mükemmel bir çift oldunuz," diye bağıran Derin ile buruk bir gülümseme belirdi yüzümde. Keşke gerçekte de böyle olabilseydik. Fuat yanımıza geldi.
"Fuat Sakaoğlu," diye salona giren Selim Müdür ile Ufuk silahını belinden çıkardı.
"Polis," diyen sevdiğim adam ile Fuat'ın kehribar gözleri irice açıldı. Fuat ani bir hareketle belinden silahını çıkarıp kolumdan tuttuğu gibi kendisine çekti. Sırtım göğsüne çarptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#
Mistério / Suspenseİş çıkış saatinin en kötü kısmı geride kalınca, Avrupa Yakasına giden yolda trafikte sıkışıp kalmaktı. Kolumdaki saate baktım telefonumun zil sesiyle yüksek sesle nefes alarak telefonu arabanın torpidosundan aldım arayan evi gözetleyen, Eren ve Far...