Serkan dedesiyle yola çıkmıştı çünkü tek başına Eylül'ü ikna edemeyeceğini biliyordu..Yan yana geldiklerinde yapacakları tek şey birbirlerine bağırıp çağırmak olurdu..
Sabah 7 gibi Eylül'ün attığı adreste oldular..Serkan burayı görünce şaşırmıştı..Bir park yeriydi burası ve önüde plajdı..
Serkan:Dede..Bilerek yanlış adres atmış! Ya o kadar yol geldik!
Fikret:Bi dur..Belki buluşmak için buranın adresini vermiştir..Biraz bekleyelim..Gelirken aldığımız poğaçaları getirde şu banklarda yiyelim..
Serkan:Ne poğaçası dede! Onu düşünecek halim mi var!
Fikret:Bağırıp durmasana oğlum..Hadi dedim..
Serkan arabadan poğaçaları almış,dedesiyle birlikte plaja doğru inerken duvarın dibinde başını çantaya koymuş uyuyan Eylül'ü görünce donakalır..
Serkan:Dede o..
Fikret:Nerede?
Serkan:Şuraya bak..Yerde yatan..Eylül bu!
Serkan elindekileri Fikret'e verip koşarak Eylül'ün yanına gider..Üstelik aylardan Ekim olmasına rağmen Eylül'ün üstündeki incecik bir yazlıktı ve ince hırkasını da üstüne atmıştı Eylül..
Serkan:Eylül! Eylül!
Eylül de hemen gözlerini açmış,telaşla ayağa kalkmıştı..Çok değil bir saat önce falan gözlerini kapatmıştı zaten..
Eylül:Serkan ?
Serkan:Bu ne hal ! Napıyosun burada ya! Çıldıracağım şimdi !
Eylül:Ben uyuyakalmışım..Böyle görmenizi istemezdim..
Mazlum da korkmuş,Eylül'ün ayaklarının yanına gelmiş zıplıyordu..Eylül de onu kucağına aldı..
Serkan:Eylül! Bu halin ne!
Eylül:Acıma bana!
Serkan:Gerizekalı ! Acımıyorum ! Sadece öğrenmeye çalışıyorum !
Eylül:Ne görüyorsan o işte..Gördün,iyi olduğumu da biliyorsun..Git şimdi,bi de dedeni getirmişsin zaten..
Serkan:Ya sen..
Eylül:Off ! Sana burada oturup açıklamalar yapacak değilim!
Serkan:Yapacaksın! Yapacaksın çünkü ben senin..
Eylül:Serkan ! Başlama ! Çünkü seni çekecek halde değilim!
Fikret ikisinin uzlaşamayacağını anlayınca yanlarına gelir..
Fikret:İlla bağırıp çağıracak mıyım size ? İki insan gibi oturup konuşamayacak mısınız?
Eylül elindeki Mazlumu yere bırakıp Fikret'in elini öper..
Eylül:Hoşgeldiniz..Ben..Sizin geleceğinizi düşünmemiştim..Serkan sizi de yormuş.
Fikret:Oturun şuraya da düzgünce konuşun.
Eylül:Özür dilerim ama konuşacak bir şey yok..
Serkan:Eylül!
Fikret:Serkan ! Ben sana ne söyledim!
Serkan:Dede! Sabrımı sınıyor ! Verdiği cevapları duymuyor musun !
Fikret:Tamam git sen,ben Eylülle konuşacağım..
Serkan:Gitmiyorum ! Ne konuşacaksa benim yanımda konuşacak!
Eylül:İstemiyorum! Konuşmak istemiyorum !
Eylül birkaç kez üst üste öksürünce Serkan da kolundan tutar Eylül'ün..
Serkan:Şu haline bak ! Buz gibi olmuşsun ! Hangi mantıkla denizin dibinde uyuduysan ! İncecik giyinmişsin bir de!
Eylül:Yeter! Karışma ba-
Üst üste gelen öksürükle Serkan üstündeki paltoyu çıkarıp Eylül'e uzatır..
Serkan:Giy şunu!
Eylül onu umursamayınca Serkan kendi elleriyle giydirir..
Serkan:Ruh hastası olan sensin !
Eylül:Sus artık !
Fikret:Kahvaltıya gidelim..Önce bir sakinleşin.Sonra da oturup konuşuruz..
Eylül ısrarla gitmek istemediğini söyleyince Serkan Fikret'in elindeki poğaçalardan almış,Eylül'e uzatmıştı..Eylül onlarla birlikte arabanın oradaki banka geçmiş,sessizce duruyordu..Bu sessizliği Serkan'ı daha çok sinirlendiriyordu..
Elindeki poğaçadan önünde zıplayan Mazlum'a veriyordu Eylül..
Serkan:Onun değil senin ihtiyacın var onu yemeye!
Eylül:Ben aç değilim !
Serkan:Açlıktan nefesin kokmuş be! İncecik kalmışsın !
Fikret:Eylül,Serkan haklı..Şimdi anlat bize..Bunca zaman neredeydin? Ve bu halin ne ?
Eylül:Fikret Bey..Bazen herkesin evi sizin yaşadığınız yalılar gibi ya da 1+1 de olsa penceresi olan evler gibi olmuyor..Benim evimde burası işte..Deniz,bu bank ve bu köpek..Benim alışkın olduğum bir şey olduğu için yadırgamıyorum ama siz o lüksün içinden çıkıp buraya geldiğiniz için yadırgamış olabilirsiniz tabi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Yolu
Teen FictionKalp hastası küçük bir kızın hayat hikayesi ile sevgisiz büyüyen Serkan'ın yolu..