3. Kısım: Hogwarts

341 22 31
                                    

Malfoy ailesi, yemek odasındaki uzun, büyük masanın başında oturmuş, kahvaltı ediyorlardı.

Lucius kalkınca Narcissa ona sorarcasına baktı.
" Bakanlık'ta bazı işlerim var. " dedi Lucius. Narcissa hafifçe kaşlarını çattı.
" Draco'yu birinin Kings Cross istasyonuna bırakması lazım ve birazdan misafirlerim gelecek. "
Lucius bir yandan cübbesini giyerken
" Nymphadora'ya haber ver, o götürsün. " dedi ve ekledi
" Size iyi günler. Ve Draco, ne yapacağını biliyorsun. Sakın bizi utandırma. "
" Peki, babaa. " dedi Draco bıkmış bir sesle. Cidden, artık 13 yaşındaydı. Bir bebek değildi ki. Ama kuzeniyle gitmek, annesiyle gitmekten daha iyiydi. O kesin.

Lucius gittikten sonra Narcissa bir patronus gönderip haber verdi. 15 dakika sonra Tonks kapının başında, Narcissa'nın oğluna öğütlerini dinliyordu. En sonunda dayanamadı ve araya girdi
" Cissy, bu çok güzel ama trene yetişmek istiyorsak hemen şimdi gitmeliyiz. "
" Oh, sanırım haklısın. Diş fırçanı aldın değil mi, Draco?"
Draco ağzını açtı ama tam o sırada Tonks onu kolundan çekip dışarıya çıkarttı.
" Söz veriyorum bir eksiği çıkarsa okula bizzat ben götüreceğim ama Draco'nun artık gitmesi gerek. " dedi genç kız ve artlarından yeni ev cini Olivia kapıyı kapattı.

Tonks derin bir nefes vererek kolunu kuzenine uzattı.
" Sıkı tutun, bakalım. "
" Nasıl cisimlenildiğini biliyorum. " dedi Draco.
Tonks göz devirip
" Evet evet, Bay Ukala. Ama şu kolumu tutar mısın, artık? Yoksa okula baykuşla gitmek zorunda kalacaksın. " dedi ve kolunu uzattı. Draco oflayıp kolunu sıkı sıkı tuttu ve ardından kendini bilindik çekilme hissine bıraktı.

Ayakları tekrar yere vururken Kings Cross istasyonunun yakınlarındaki bir ara sokaktaydılar.
" Yürü bakalım. "

" Anlamıyorum, neden ben de gelemiyorum ki?" dedi Sirius tıpkı on yaşında olduğu için yakınan bir çocuk gibi.

Remus bir ebeveyn sabrıyla
" Pati, bunu konuştuk. Hem haftada en az 3 kez eve uğrayacağım zaten. Daha neyin inadı bu?"
" Evet, Sirius amca. Ben Hogwarts'a başlarken bile bu kadar inat yapmamıştın. " deyip konuşmaya dahil oldu Harry.

" O farklıydı bir kere!" diye karşı çıktı Sirius.
" Nesi farklıydı, Pati? Hem ben Harry'den daha çok eve geleceğim. " dedi Remus, son bir ayın her günü, aynı konuşmayı en az 5 kez yapmaktan artık sıkılmaya başlamıştı.

Haksız çıktığı için bozulan Sirius ofladı. O sırada Hogwarts ekspressinin düdüğü duyuldu. Sonra da kendisi belirdi.

" Hadi, Pati. Bize küskün mü ayrılacaksın?" kollarını göğsünde kavuşturmuş, çocuk gibi dudak büken Sirius önce Remus'a sonra da Harry'e yan bir bakış attıktan sonra kocaman bir kahkaha patlatıp bir koluyla Remus'a sarıldı, diğer eliyle de Harry'nin saçlarını karıştırdı. Bu sefer de üçü beraber güldüler ve böylece Remus ve Harry trene bindi.

" Bizimle otursana!" dedi Harry,
" Bilmem, arkadaşların ne düşünür?"
" Hermione muhtemelen sana yeni eğitim dönemi için bir yığın soru sorar. Ron'sa şekerci cadı geldikten sonra Dumbledore gelse umursamaz."
Remus gülerek başını salladı ve Harry'nin saçlarını karıştırdı. Beraber kompartımana doğru gittiler.

Draco, her zaman oturdukları kompartımana doğru ilerlerken gördüğü tanıdık simayla sırıttı.
" Hey, Pansy!"
Siyah saçlı kız ona doğru döndü ve yüzüne her zaman ki ukala ve kibirli gülümseyişini oturttu.
" Merhaba, Draco. "
Beraber kompartımana geçtiler. Grabbe ve Goyle daha gelmemişti. Bu yüzden bir süre ikisi beraber tatilde ne yaptıkları hakkında konuştular.
" Kuzenin geldi, diyorlar. Doğru mu?"
"

Doğru. " dedi Draco
" Yazın başında geldi. Ülkenin kuzeyinde seherbazlık eğitimi alıyordu ama şu anda babamın yanında çalışıyor. Bilirsin. Tehlikeli Yaratıkların Yönetimi Komitesi. "
Pansy kafasını salladı ve
" Grabbe ve Goyle nerede kaldı?" diye söylendi. Draco arkasına yaslanıp alaycı bir şekilde
" Muhtemelen o iki angut yolu şaşırmıştır. " dedi.

O sırada kompartımanın kapısı açıldı ve içeriye ellerinde ve de ağızlarında bir sürü şekerle Grabbe ile Goyle girdi.
" Iyy! Benden uzak durun!" diye ciyakladı Pansy. Goyle ona dil çıkardı. Bunu yaparken saçılan tükürükle beraber bir kaç yiyecek parçası da Pansy'nin yeni bluzuna döküldü. Kız bir çığlık koparıp ayağa fırlarken üç oğlan da acıyla kulaklarını kapattılar.
" Pansy, Merlin aşkına şu çeneni kapat!" diye söylendi Draco.
" Hey, bakın Hogwarts'a gelmişiz. " Grabbe'in sesiyle hepsi cama baktı.

Hogwarts'ın öğrencileri kendi binalarının uzun yemek masalarında oturmuş, yeni gelen öğrencileri tebrik ediyordu.

Dumbledore'un kadehine vurmasıyla hepsi bir anda susup yaşlı okul müdürüne baktılar.
" Hepiniz Hogwarts'a hoşgeldiniz!" dedi Dumbledore.
" Hepinizin bu nefis yemekleri tatmak için sabırsızlandığını biliyorum ama önce yeni sihirli yaratıkların bakımı dersi öğretmeni Prof. Hagrid için bir alkış!" Slytherin'den bazı öğrenciler hariç herkes alkışladı.
" Ve son olarak Hogwarts yeni karanlık sanatlar öğretmeni için bir alkış istiyorum. İyi şanslar, Prof. Remus J. Lupin!"
Yine aynı kişiler alkışlarken Harry bu sefer 32 diş sırıtıyordu. Remus ona göz kırptı.

" Yumulun!" Dumbledore masadaki yerine geçince herkes yemeğe koyuldu.

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin