Büyük, ağır demir depo kapısı gıcırdayarak ve zorlanarak açıldı ve dışarıya küçük, pembe bir baş çıktı. Tonks, bir kaç dakika dikkatle etrafı kolaçan ettikten sonra tekrar başını içeriye soktu ve kendisine şefkat ve sevgiyle bakan Remus'a
" Temiz, " dedi
" Gidebiliriz. " sonra da çıkmak için bir hamle yaptı." Bekle! " Tonks durup sevgilisine ( bunu söylemek hâlâ daha kalbinin hızla atmasına sebep oluyordu) baktı.
" N'oldu Remus? Bir problem mi var?"
Remus hafifçe kızardı ve gözlerini onunkinden kaçırıp
" Sadece seni bir daha tekrar ne zaman görebileceğimi sormak istedim. " dedi kısık bir sesle. Tonks baykuş gibi gözlerini kırpıştırınca da çabucak, panikle ekledi
" Yani tabi buluşmak zorunda değiliz! Ben sadece- oh, Merlin neden bu kadar zor?"
Genç kız ( saçları mucizevi bir şekilde tekrar pembeydi ) eliyle utançla yüzünü kapatmış şimdi 37'den çok 15 yaşında gibi görünen adama yoğun bir sevgile baktı ve kendi elini onun elinin üzerine koyup yüzündeki elini nazikçe indirdi. Kızarma ve ilk aşk deneyimini yaşamakta olan bir ergen gibi davranma sırası şimdi onundu.
" Ben... seninle tekrar buluşmayı çok isterim, Remus. Ama Karanlık Lord'un gözü üstümdeyken ne yazık ki bu çok sık olamayacak. Eğer sen de risk almaya hazırsan..."
Remus hâlâ ellerinin üstünde ki elleri sıktı ve sırıttı.
" Ben bir Çapulcu'yum değil mi? Eğer risk almazsam Sirius beni bir utanç kaynağı ilan ederdi. "
İkisi de küçük birer kahkaha attılar.
" Peki, o zaman ilk randevumuzu da siz kararlaştırın, Bay Lupin. Ya da Bay Aylak mı demeliyim?"
Adam Orta Çağ centilmenlerine özgü bir zerafetle küçük bir reverans yaptı ve Tonks'un soluk tenli elini öpüp ona alttan yukarı baktı.
" Eğer sizin için de uygunsa leydim, Bill ve Fleur'un düğünün de buluşabiliriz. "
Tonks bu fikri kafasında bir süre tarttıktan sonra
" Çok menun olurum, sayın Mösyö. Ama şimdi ayrılmak zorundayım. Vakit epeyce geç oldu. "
Remus birdenbire doğrulup başını salladı. Gerçekten de neredeyse gün doğacaktı. İkisi de tekrardan ciddileşip görev moduna büründüler ve önceden kararlaştırdıkları gibi giysilerinde ve ciltlerinde boğuşma izi için kendilerine bir kaç büyü uyguladılar. Son olarak Tonks saçlarını tekrar mus rengine çevirdi ve birbirlerine son bir ufak veda öpücüğü vererek önce Tonks, ardından Remus olacak şekilde sırayla depoyu terk ettiler.
Remus sessizce Moody'nin evine girdi. Herkes muhtemelen uyumuş olduğu için sessizce girip yine aynı kedi sessizliğinde Sirius ile paylaştığı misafir odasındaki yatağına gitmeyi ve bir güzel uyumayı planlıyordu ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve daha içeriye adım atar atmaz bir sürü soru yağmuruna tutuldu.
Harry ona nerede olduğunu soruyor, Sirius onu çok merak ettiklerini anlatıyor ve Moody güvenlik hakkında uzuuuuun bir nutuk çekiyordu. Ancak uzun bir günün ardından hem psikolojik hem de fiziksel olarak yorgun olan Remus neredeyse hiç birini cevaplamadı ve en sonunda
" Bakın, sizi endişelendirdiğim için üzgünüm, çocuklar!" diyerek yüksek bir sesle konuşmaları böldü.
" Ama şu anda çok yorgunum ve dediğiniz hiç bir şeyi anlayamıyorum. Bu yüzden bunu iyi bir uykunun ardından konuşalım tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...