58. Kısım: Spinner's End

120 15 11
                                    

Kapı yavaş ama ısrarla çalmaya devam ediyordu. Ufak tefek, şekilsiz bir figür açmak için yeltendi ancak tam o sırada siyahlar içinde uzun ince başka bir figür belirdi ve asasını hızla çekip diğer figüre bir uğursuzluk büyüsü attı.

" Geri çekil, Pettigrew. Seni pis haşerat. Sana merdiven altında kalmanı emretmiştim!" diye tısladı uğursuzluk büyüsünü gönderen.

Peter geri çekildi ancak sanki cesaretinu toplamaya çalışıyormuş gibi titreyen göğsünü kabartıp

" B-ben senin uşağın değilim! Ka-karanlık Lord beni buraya sa-sana yardımcı olmam için yolladı." dedi. Fakat Snape hiç etkilenmişe benzemiyordu. Yüzündeki küçümseyici ifade hâlâ aynıydı.

" Bunu sana izah etmekten bıktım, Kılkuyruk. Cidden kendini Karanlık Lord'un ancak en sadık ve vefalı müritlerine verdiği görevlere gidebilecek kadar değerli mi zannediyorsun? Yazık sana. Şimdi dolabına geri git. Misafirimizin senin gereksiz varlığından iğrenmesini istemiyorum. " dedi ve Peter'a ikinci bir uğursuzluk fırlatıp kapıya yöneldi.

Açtığında tam da beklediği kişi oradaydı. Siyah bir pelerini burnuna kadar indirmişti.

" Konuşabilir miyiz, Severus?"

Snape yavaşça kenara çekilip ona geçmesi için yol verdi.
" Tabi, sevgili Nymphadora. Içeri buyur lütfen. "

Tonks yakalanmaktan korkuyormuş gibi hızla eşikten geçip kendini küçük, hücre misali oturma odasına attı.

Snape yüzünde ufak bir zevk ifadesi ile ona katıldığında pelerininin başlığını indirdi, koyu kırmızı, kısa kesim saçlarını ve gri gözlerini ortaya çıkarttı.

" Buyrun lütfen. " yağlı, siyah saçlı iksir ustası tek kişilik koltuğa otururken Tonks da pelerinini hepten çıkartıp kanepeye koydu ve kendisi de aynı kanepeye zarifçe oturdu.

Tavırları ne tam olarak teyzesi Narcissa gibi zarif ve narindi, ne de Bellatrix gibi kaba saba ve sanki her an öldürmeye hazırmış gibi gergin.

" Herhalde Andromeda'ya benziyor. " diye geçirdi içinden adam. O, Hogwarts'a başladığında Andromeda yedinci sınıfa gidiyordu. Bu yüzden onu pek tanımıyordu.

" Sana nasıl yardımcı olabilirim acaba, Nymphadora? Seni kıymetli Malfoy Malikanesi'nden mütevazı evime hangi rüzgar attı? Ama önce sana bir şeyler ikram edebilir miyim?"

" Ha-hayır, kalsın. " tavırları ona Hogwarts'a giderken bir kuralı çiğnediğinde olduğu gibiydi.

" Lütfen, ısrar ediyorum. " dedi Snape, sesi sözleriyle pek uyuşmuyordu. Genç kadının cevap vermesini beklemeden kitaplığa doğru seslendi.

" Kılkuyruk! Ev cini yapımı şaraptan getir! Ve saygısızlık yapmaya kalkışma!" hâlâ yediği uğursuzlukların etkisi ile titreyen Kılkuyruk, elinde bir tepsi içersinde tozlu şişe ve iki kadehle geldi.

Snape, sanki o bunun için eğitilmiş bir maymunmuşcasına baktı.

" Aferin sana, Kılkuyruk. Şimdi dolabına git ve sakın bizi dinlemeye kalkışma. "

Snape'in asası ile kadehler kendi kendine dolup, sahiplerine giderken Tonks kendi kadehine şüpheyle baktı. Snape tekrar ona döndü.

" Endişelenme, Nymphadora. Bir piyon nedir ki şahın vezir olmaya aday kalesini ortadan kaldırmaya kalkar? Haksız mıyım? Karanlık Lord'a!"

Genç kadın sessizce kadehini kaldırdı sonra ufak bir yudum aldı.

" Buraya geliş amacımı ne Bella ne de Karanlık Lord bilmemeli. Zaten Bellatrix ikimizden de şüpheleniyor. "

" Bellatrix herkesten şüpheleniyor. Önemli olan Karanlık Lord'un güvenidir. Şimdi anlat bakalım; seni buraya getiren yasak rüzgar nedir?"

İçinden " Sanki bilmiyorsun, " dese de
" Draco. " dedi.
" Ona işaret verdiler. Ve de çok zor bir görev. Biliyorum, duydun. Severus, Karanlık Lord'un kendisi yapamamışken o nasıl Dumbledore'u öldürebilecek? O daha 16 yaşında!"

Snape içkisinden bir yudum aldı.
" Regulus da öyleydi. Ve Barty Crocuch Jr da. Ayrıca Rabastan da. "

" Ben de bunu kastediyorum! Bu bir intihar görevi Severus! Barty şanslıydı. Rabastan'ın arkasını ağabeyi kolluyordu! Bu işin sonunda ya ölüm var ya da Azkaban!"

Iksir ustası aynı sukünetle bir yudum daha aldı.

" Neden bu kadar telaşa yapıyorsun? Konu kendi çocuğun olsa anlardım ama -"

"  O benim kuzenim; ben onun ablası sayılırım! Ayrıca Cissy ve Lucius onu bana bıraktı. Bellatrix ve diğerlerine göre bu büyük bir onur ama ben bile bile onu ölüme yollayamam. Benim yardımımı istemiyor. O, bunu bir oyun sanabilir ama işin boyutu çok ciddi. Lütfen Severus, sana yalvarıyorum. "

Snape boşalan kadehini sehpanın üzerine bıraktı.

" Dumbledore'dan yardım istemek daha uygun olmaz mıydı?"

Tonks gözlerini kucağında duran ellerine ve kavradığı kadehe çevirdi.

" Bilemiyorum, içimden bir ses bunun güvenli olmayacağını söylüyor. " tekrar Snape'e baktı.
" Ayrıca sen onun vaftiz babasısın. Bu senin de sorumluluğun. "

Snape bir an düşündü. Simsiyah, duygudan yoksun gözlerini grilere çevirdi. Bunun orjinal rengi olduğunu biliyordu. Bu ailenin kalıtsal özelliklerinden biriydi.

İnce dudaklarını büktü.

" Pekâlâ. Draco'yu Hogwarts'a gidince kollayacağım. Ama şunu unutma ki bu aynı zamanda onun seçimi. Ona bu şansı vermeliyiz. "

Tonks kafasını salladı ve ayağa kalkıp pelerinini geri giydi. Sonra da ayağa kalkan Snape'e ekini uzattı.

" Anlaştık o zaman. "

" Anlaştık. "

Bölümler çok mu sıkıcı?

Bu arada hepimizin 15 Temmuz Demokrasi Bayramı kutlu olsun, Allah şehitlerimizin mekanını cennet eylesin. 💐

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin