" Lütfen Nymphadora, biraz mantıklı düşün. Sen artık 12 yaşında ufak bir Hogwarts öğrencisi değilsin. Yapacağın hatadan seni bina başkanın kurtarmayacak. Ama kabul edersen Lord hepimizi koruyacak. Tüm safkanları. "
" Peki, ya mugglelar ve diğerleri?" oturma odasının ortasında volta atan, gergin bir halat gibi duran Tonks birdenbire durdu ve koktukta tıpkı bir kraliçe gibi oturan teyzesine baktı.
" Diğerleri ne olucak? Mesela Snape? O bir melez. Ya devler ve kurt adamlar? Onlar da melez kan. "
Narcissa bu sorular konusunda afallasa da dik duruşunu koruyarak
" L-lord sadakatinden ve işlevinden şüphe duymadığı melezleri de korur. Devlere elçi gönderdi bile. Greyback de tekrar eski itibarına dönmek için hazır. " demeyi başardı.Tonks kaşlarını çattı. Narcissa derin bir nefes alıp ayağa kalktı ve ellerini yeğeninin kollarına koydu
" Dora, bak; artık erişkin bir cadısın. Ama ne olur biraz mantıklı ol. Red etme şansın yok. Hiç birimizin yok. Asla olmadı. Hepimiz bu yola birilerinin baskısıyla geldik ama unutmaki şu anda sahip olduğumuz itibarı da buna borçluyuz. "" Ablan Azkaban'da. Onun için hiç endişelenmiyor musun?"
" Tabiki endişeleniyorum ama Bella bundan gurur duyarken bize pek söz hakkı düşmez. "Derin bir nefes aldı genç kadın. Gözlerini kapattı. Narcissa onu daha fazla bunaltıp iyice asi Andromeda kanını ortaya çıkarmamak için yavaşça geri çekildi ve koltuğun üzerinden pelerinini alıp evi terk etti. Kapının kapanma sesiyle ev tekrar derin bir sessizliğe gömülürken Tonks kendini tek kişilik koltuğa bırakıp ellerini kestane rengi saçlarına daldırdı.
☆
Snape karanlık ve rutubetli zindanlardaki sınıfının içindeki odasında eşyalarını topluyordu. Kapısının hafifçe vurulmasıyla başını sinirli bir nefes verdi ve aralık olan kapıdan sınıf kısmına geçip, sınıf kapısını açtı. Gelen kişiyi görmesiyle simsiyah kaşları havaya kalktı.
" Nymphadora, seni buraya hangi rüzgar attı?"
" Merhaba, Severus. Seninle... bir şey konuşabilir miyiz?" dedi Tonks, gerginlikten sürekli elleriyle oynuyordu. Bu Snape'in gözünden kaçmadı.Klasik monoton sesiyle
" Sanırım sana yarım saatimi ayırabilirim. Ama lütfen acele et. Bazı işlerim var. " dedi." Evet, tabi. "
Bir kaç dakika sonra ikisi ufak kahve sehpasının karşısındaki iskemlelerde oturmuş, birer kadeh ateş viskisi yudumlarken konuşuyorlardı.
Snape dibinde bir yudumluk viski kalmış kadehi yavaşça sallayıp
" Demek Lord, senin de bize katılmanı istiyor. Seni bilmem Nymphadora ama bu çoğu için bulunmaz bir fırsat."Tonks başını salladı.
" Biliyorum, sadece..."
" Sadece ne?"
" Sadece tüm bu baskılar için hazır değilim. Karanlık Lord resmen... Neyse. Ben aslında sana sadece bir soru sormak istemiştim. "
" Açıkçası onca yakın Ölüm Yiyen akraban varken bunu bana sorman gururumu okşadı. "
" Onlar anlamaz... Daha doğrusu anlayamaz. Sen bir melezsin Severus. Hayatının bir dönemi boyunca mugglelarla yaşadın. Bu yüzden bir şey merak ediyorum; bu yol ne kadar doğru?"Snape bir anda duraksadı. Eski öğrencisinden böyle haklı bir soru beklemiyordu.
" Bu kişiye göre değişir. İnandığın şeylere göre ve korkarım herkes bunu kendi öğrenmekte. Sana bu konu hakkında ne dersem ya eksik, ya da senin doğruların için yalan olur. "
" Teşekkürler, Severus. Cidden. " Tonks ayağa kalkıp cübbesini düzeltti. Snape de onu geçirmek için kalktı.
" Önemli değil. "
☆
" Burası biraz kirli. Sen ne dersin, Aylak?" Sirius elini tozlu raflarda dolaştırarak konuştu.
Etrafı inceleyen Remus
" Evet, biraz temizliğe ihtiyacı var. Ama Yoldaşlık'ı tekrar toparladık. Işin kritik noktasını tamamladık. "" Orası öyle. " Sirius ellerini dizlerine yaslayıp belini büktü ve köşedeki eski sandığın kilit gözünden içeriye bakmaya başladı.
" Merlin! Buraya bir daha ayak basacağımı aklımın ucundan bile geçirmezdim. Sanırım benden sonra kimse bu evde kimse bir şey yapmaya tenezzül etmemiş ha. " dedi her zaman ki zararsız egosuyla.
Remus kırık bacaklı bir iskemleyi onarırken göz devirdi.
" Hadi hadi, burayı hiç değilse nefes alınabilecek bir hale getirmek için 2 günümüz var. "
" Acaba o ufaklığı göndermese miydik? Fazladan bir çift elin şahsen zararı olmazdı. "Remus buna bir şey demedi. Harry daha bir hafta ancak olmasına rağmen Bakanlık tarafından ilgi için yalan söyleyen ergen velet ilan edilmişti ve şu anda muhtemelen Kovuk'ta kuduruyordu. Iç geçirdi.
" Kan haini ve pis kurt adam! Kreacher'ın hanımının evinde! Hanımı bunu görse ihtiyar Kreacher'e ne derdi! Ah, hanımım!" bu ciyaklamalarla iki adamın bakışları da kapıya yöneldi. Ihtiyar, buruşuk ev cini onlara sanki düşmanıymışcasına nefretle bakıyordu.
Sirius göz devirdi.
" Senin çoktan gittiğini sanıyordum. "" Kreacher efendileri git demeden asla gitmez! Kreacher sadık bir ev cini. Ve Kreacher kan haini ve onun pis kurt adam dostunu Soylu ve Köklü Black Ailesi'nin evinde istemiyor. "
" Bana bak-!" Sirius ona kafa göz dalmak için hamle yaptı ancak Remus onu engelledi
" Sirius, sakin ol. Kreacher'ın bir suçu yok. "Sirius, Remus'un anlayamadığı bir seyler homurdanıp geri çekildi. Ürkmüş ve tırsmış Kreacher ise bir şak sesiyle cisimleneverdi.
" Bu evden nefret ediyorum!" diye hırladı Sirius.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...