12. Kısım: Dolunay

248 16 40
                                    

" Harry!" diye seslendi Hermione bir yeri işaret ederek. Tepelerin arkasından bir dolunay yükseliyordu. Remus'un gözleri korkuyla büyüdü. Bedeni kaskatı kesildi ve asa tutan eli titremeye başladı.

Sirius, Snape'i bir kenara atıp hızla Remus'un yanına koştu.
" Remus sevgili dostum, bu gece iksirini almadın mı yoksa?" dedi endişeyle.

O Remus'u sakinleştirmeye çalışırken serbest kalan Peter, Remus'un düşen asasını aldı. Bunu fark eden Tonks onu hemen silahsızlandırdı;
" Expelliarmus!"
Ama Peter sırıtarak ona el sallamaya ve şekil değiştirmeye başladı. Cılız fare hızla oradan uzaklaşırken Harry onun peşinden gidecek gibi oldu ancak Hermione onu engelledi. Remus'un dönüşümü başlamıştı.

Boyu uzamaya, giysileri yırtılmaya ve elleri uzayıp, bükülerek kurt pençesine dönüşmeye başladı. Bir yandan da acıyla inliyordu.

" Kaçın!" diye bağırdı Sirius ve bunu demesiyle kurt Remus'un onu fırlatması bir oldu.

Tonks hemen asasını çıkarttı ve çocuklara
" Geride durun!" dedi. O sırada Snape de kendine gelmişti. Öfkeyle Remus'a bakmadan Harry'e konuştu.
" Sen, Potter-"

Remus doğrularak uluyunca birden onu fark etti ve geriye gidip, çocukların önüne geçti.

Remus onlara doğru hızla yürümeye başladı. Ancak Tonks bir kurta dönüşüp onun üstüne atlayınca yana devrildi ve yerde iki kurt dövüşmeye başladılar. Ama boy ve güç olarak ondan üstün olan Remus, Tonks'u üzerinden atıp fırlattı ve tekrar Snape ve çocukların üstüne yürümeye başladı.

Ama bu sefer de Patiayak'a dönüşen Sirius tarafından engellendi.

Sirius çocukların önüne geçip Remus'a hırlamaya başladı. Aynı şekilde Remus da ona. Sonra birden birbilerine koşup çarpıştılar ve ısırıp, pençelemeye başladılar. Remus, Sirius'u üzerine atıp, kurbanlarına yürümeye geri döndü fakat Sirius ayağa kalkıp ona tekrar saldırdı. Remus onu pençelemek için arkasına döndüğünde ise koşmaya başladı. Remus da onu kovalamaya.

Harry, Snape'ten kurtulup
" Sirius!" diye bağırdı ve onların gittiği yöne koşmaya başladı. Snape'in arkasından bağırdığını duyabiliyordu;
" Buraya gel, Potter!"

Remus, Sirius'u bir ağaçla arasına sıkıştırmış, çok fena pataklıyordu. Harry o an mantığını devre dışı bırakarak tam Gryffindor cesaretine yakışacak olan bir yol seçti ve yerden bir taş alıp Remus'a fırlattı. Remus arkasına dönüp ona öfkeyle kükreyince ise gözleri fal taşı gibi açıldı ama artık çok geçti.

Remus hızla ona doğru gelirken geriye doğru yalpaladı. Tam pençesini istekle kaldırmıştı ki Remus, uzaktan gelen bir dişi kurt ulumasıyla birden donup kaldı. Sonra da kulaklarını havaya dikip sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Harry'nin bunun Tonks olduğunu anlaması uzun sürmedi.

Harry sabah gözlerini açtığında Hogwarts'ın revirinde olduğunu gördü. İlk başta uyku sersemi olduğu için ne olduğunu anlamasa da sonra dün gece olanları anımsadı ve elini başına götürdü. Feci ağrıyordu. Ama şimdi acı çekmenin vakti değildi. Diğerleri neredeydi?

Başını hızla yan taraflara çevirdi. Ron ayağı sarılı bir şekilde yatıyordu.

" Sirius, Prof. Lupin'in yanında. Tonks da sanırım Dumbledore'un yanına gitti. " Hermione'nin sesiyle başını diğer tarafa çevirdi. Sadece yüzünde bir kaç sıyrık vardı.

" Onların yanına gitmeliyim. " dedi ve doğrulmak istedi ama o sırada içeriye giren Madam Pormfrey hemen onu engelleyip azarladı.

Harry arkasına geri yaslanıp ofladı. O sırada revirin kapısı açıldı ve içeriye Fudge, Dumbledore, Snape, Tonks ve Sirius girdi.

Madam Pormfrey hemen hastalarının buna hazır olmadığına dair yakındı ancak Dumbledore ona gerekli açıklamayı yaptı;
" Endişelenme, Poppy. Bakan sadece bir iş için geldi. Birazdan hepimiz gideceğiz.

" Ah, evet tabi ki!" dedi Fudge ve Hermione ve Harry'e bakıp babacan bir şekilde gülümsedi ve
" Umarım daha iyisinizidir çocuklar?" dedi.

" Evet, teşekkürler Bakanım. " dedi Hermione nazikçe. Harry de aynısını yaptı ama gözleri Remus'u arıyordu. Sirius'a sorgularcasına baktı. Sirius ise öfkeyle Snape'e bakıyordu.

" Evet, işi siz gençlerin yorulmaması için kısa keseceğim. Severus'un dediği üzere okuldaki öğretmenlerden birinin kurtadam olduğunu öğrendik." Snape'in dudakları şevkle kıvrıldı. Fudge bunu görmeden devam etti
" Ki bunu biz zaten Dumbledore ile konuştuk. Ve gerisi kalan işlemler de Bayan Tonks'a ait zaten. Netice de onun uzmanlık alanı. " Tonks başını salladı.

" Bunun için konuyu daha fazla uzatmanın anlamı yok. Size iyi günler." onlar çıkarken Sirius öfkeyle yumruklarını sıktı.

Remus odasında eşyalarını topluyordu. Kapının çalışmasıyla gelenin Sirius olduğunu düşündü ve
" Gelebilirsin, Patiayak. " dedi ama gelen Sirius değildi.

Remus karşısında Tonks'u görünce gözlerini kaçırdı. Bir kitabı öylece sandığa atıp
" Sanırım bazı işlemler için geldin. " dedi.
" Ummm, aslında hayır. Hem ben zaten biliyordum. " Remus hayretle başını kaldırdı.
" Biliyor muydun?" Tonks güldü.
" Anlaması çok da zor olmadı. Hem bu benim uzmanlık alanım. Bence beni fazla hafife alıyorsun. " Remus da güldü. Ancak bu buruk bir gülümsemeydi. Bunu fark eden Tonks gülmeyi kesti.

" Bir sorun mu var?"
" Sanırım artık benden uzak durursun. " dedi Remus, ona bakmayarak. Tonks kaslarını çattı.
" Nedenmiş o? Bu senin elinde olan bir şey değil ve neden ayda sadece bir kere olan bir şey için seninle arkadaşlığımı keseyim ki?"

Arkadaş... Normalde bu söz Remus'u mutlu ederdi ama nedense şimdi canını yakmış, gerçekleri yüzüne acımadan çarpmıştı.

" Her neyse. " dedi Tonks.
" Benim Bakanlık'a gitmem gerek. Snape senin şu küçük tüylü problemini etrafa yaydığından departman şu anda acayip karışıktır. Sonra görüşürüz. "
" Görüşürüz. " dedi Remus arkasından. Ve iç geçirip oturdu, başını ellerinin arasına aldı. Her şeye an baştan başlamak gerekecekti.

Selaminko canlar ve cananlar. Pek içime sinen bir bölüm olmadı ama merak etmeyin geri kalan bölümleri daha özenli yazmaya çalışacağım.

Bölümü eğer beğendiyseniz lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Okunma oranı 25-38 ama oy 5-6. Eğer seviyorsanız oy vermeniz beni daha istekli kılacaktır. Hepinize hayırlı ramazanlar. :)

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin