5. Kısım: Rica

274 18 31
                                    

Severus Snape iksir sınıfında durmuş, bir iksir kaynatıyordu. Kapısı vurulunca kaşlarını çattı. İş başındayken rahatsız edilmekten nefret ediyordu.
" Gir!" dedi, pek de kibar olmayan bir ses tonuyla.
Kapı usulca açıldı.

" Lupin. " Snape'in dudakları alaycı bir şekilde kıvrıldı.

" İyi günler, Severus. " Remus nazik bir şekilde meslek taşına selam verdi.
" Hı!" Severus tekrar somurtup işine geri döndü.

" İksir bir kaç dakika daha kaynamalı. Benim de ufak tefek bir kaç işim var. "
" Sorun değil, ben beklerim. " Lupin bunu elbette tüm kibarlığı ve içtenliğiyle söylemişti ancak sırf Çapulcular'ın adından bile sinir krizi geçirebilecek olan Snape sinirle bir iç çekti.

O sırada odanın kapısı tekrar çalındı.
" Gir!" içeriye tıpkı Snape gibi baştan aşağı siyah giyinmiş bir kadın girdi.

" Oh, Tonks. Sonunda. " dedi Snape, dikleşerek.
" Bakanlık'ta işler yoğun, Severus. Ayrıca istediğin şeyler pek de tekin değil. Biliyorsun. " dedi Tonks, ona doğru ilerlerken son derece ciddi bir sesle.

Snape sanki Remus'u unutmuş gibiydi. Hoş o da onu unutmuştu. İkisinin de şu anda tek odak noktası genç kadındı.

Üzerinde dolanan bakışları hisseden Tonks birden Remus'a döndü. Onu yeni fark etmişti.
" Bay Lupin. Bu ne hoş bir tesadüf. " Remus gülümsedi.
" İsmimi hatırlamanıza şaşırdım, Bayan Tonks. "

Tonks başını salladı.
" Bazı isimler kolay kolay aklımdan çıkmaz. Özellikle de on üç yaşındaki bir ergenle Knokcturn Yolu'nda karşılaştıklarımın isimleri. "
Remus elbette bunun altındaki imayı anlamıştı. Bu yüzden o da kibar bir şekilde aynı yöntemi Tonks üzerinde kullanmaya karar verdi.

" Bayan Tonks, yanlış hatırlamıyorsam siz de on üç yaşında bir ergenle Knokcturn Yolu'ndaydınız ve ayrıca siz de orada dolaşacak kadar büyük sayılmazsınız. "

Tonks bir kahkaha attı. Remus o an bunun şu ana kadar duyduğu en güzel ses olduğunu düşündü.

" Aslına bakarsanız 20 yaşındayım ve kendimi koruyabilecek kadar da deneyimliyim. "

" Öhöm öhöm!"
İkisi Snape'i hatırlayıp hemen ona döndüler. Adam yine o duygusuz maskesini takınmış, elinde dumanı tüten bir kadeh tutuyordu. Kadehi Remus'a doğru uzatıp
" Al, Lupin. " dedi.
" İhtiyacın olursa koca bir kazan dolusu var. "

Remus kafasını salladı.
" Teşekkürler, Severus. Bayan Tonks, umarım bu hoş sohbete sonra devam ederiz. "

Tonks tekrar güldü.
" Umarım, Bay Lupin. "
Remus çıktıktan sonra bile hâlâ yüzünde aptal bir sırıtış vardı.

" Öhöm öhöm, Bakanlık'ın yoğun olduğunu sanıyordum, Tonks. İstersen işi biraz çabuk tutalım. "
" Ha? Şey... Evet. Al, bakalım. İstediğin şeyler. Geri iade için bayağ naz yaptılar ama hepsi burada." Tonks eski bir torba çıkartıp masanın üstüne koydu. Snape torbayı açıp kontrol etti. Gerçekten de hepsi tamdı. Hafifçe gülümsedi. 
" Teşekkürler, Tonks. Lucius'a da teşekkürlerimi ilet. "
Tonks kafasını salladı.
" Evet, sonra görüşürüz. " siyah pelerini arkasında uçuşarak sınıftan çıktı.


Draco ve çetesi okulun avlusunda durmuş, konuşuyorlardı.

" Cidden çok büyüktü! " dedi Draco
" Madam Pormfrey çok şanslı olduğumu söyledi. Babam da o angut ve kuşuna hak ettiği cezayı verecek. "

" Ah, Draco. Canın çok yanıyor mu?" dedi Pansy. Bu yalana gerçekten de inanmış gibi görünüyordu.

" Biraz. Artık daha iyi ama hâlâ risk var. "
Pansy dokunsan ağlayacak gibiydi.

" Umarım en yakın zamanda iyileşirsin, kuzen. " başlarını kaldırıp sesin sahibine baktılar.

Draco kaşlarını çatıp
" Senin burada ne işin var?" dedi kuzenine.
Tonks omuz silkip ona doğru yürümeye başladı.
" Bir kaç önemsiz iş için. Gelmişken kuzenimi de görmenin iyi olucağını düşündüm. Malûm, ağır yaralanmışsın. "

Kuzeninin sesindeki alaycı tondan rahatsız olan Draco kaşlarını mümkünse daha çok çattı.

" Biraz konuşmak ister misin, kuzen?" dedi Tonks. Bunu tıpkı on beş dakika önce Snape'le konuştuğunda olduğu gibi ciddiyetle söylemişti. Draco kafasına sallayıp Pansy, Grabbe ve Goyle'a başıyla gidin, işareti yaptı.

Draco ve Tonks, karagölün yanında yürüyorlardı.

" Benimle ne konuşmak istiyorsun?" dedi Draco.
Tonks gölün kıyısına oturup omuz silkti. Draco da yanına oturdu.

" Baban komiteyi ikna etmek için bazı dosyaları toplamaya başladı. "
Draco sırıttı.
" O angutun bunun bedelini ödeyeceğini söylemiştim. "
" Yanlış. "
" Huh?" Tonks başını ona çevirdi.
" Birine bedel ödetmek için bir olay yaşanmalı ve o olayda haklı olan taraf olman gerekir. "
" O iğrenç yaratık bana saldırdı ve öldürebilirdi. Ucuz kurtuldum. "
" Diğerleri öyle söylemiyor ama. Öğrenciler - isimlerini vermeyeceğim- senin Şahgaga'ya saldırdığını söyledi. Ve Madam Pormfrey de kolunun hiç birşeyi olamadığını anlattı. "
" Yani? O angut yine de bunları hak ediyor. "
" Belki ama bu durumda değil, Draco. Ve şikayetini geri çekmen lazım. "
" Bunu neden yapayım ki?"
" Çünkü eğer bunu yapmazsan annene benim gözetimim dışında -ki sana beni Diagon Yolu'nda beklemeni söylemiştim - söylerim. Bu da senin için hiç mi iyi olmaz, değil mi?"
" Beni tehdit mi ediyorsun?"
" Ufak bir kuzen ricası olarak düşün. " dedi Tonks ve Draco'nun sarılı omzuna pat pat vurarak oradan ayrıldı.

Hikayenin gidişatı nedeniyle ilk iki yılı hızlı geçirmeyi planlıyorum. Sevgiler saygılar:)

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin