" Draco Malfoy, Borgin ve Burkes'e gitmiş. Harry'nin dediğine göre Borgin'i bir şeyle tehdit etmiş ve ondan bir eşyaya sahip çıkmasını istemiş. Taşınamayacak kadar büyük ve iki adet bir şey. Bir de Madam Malkin'in dükkanında Madam Malkin onun koluna dokunacağı zaman tuhaf şekilde aşırı sert çıkışmış ve hemen dükkandan ayrılmış. Yani Harry öyle diyor. "
Gümüşi köpek sustu, sonra devam etti:
" Onun bir Ölüm Yiyen olduğunu düşünüyor. Diğerleri bunun saçma olacağını söylüyor ama bana kalırsa bu mantıklı bir seçenek. Sonuçta ailesinin intikamını almak istemesi normal bir şey olur ve ne diyeceğini biliyorum, Aylak ama Regulus da onlara katıldığında 16 yaşındaydı. Yani bu çöpe atılacak bir teori değil. Bana en yakın zamanda bir cevap yolla. Ya da ne zaman gelebileceğini haber ver. Sonra görüşürüz. "
Sirius'un patronusu sahibinin diyecekleri bitince yok oldu ki bu Remus'u bunun olacağını bilmesine rağmen hüsrana uğrattı. Böyle bir yerde bir arkadaş hiç fena olmazdı.
Bir cevap için asasını çıkarttı ancak o sırada arkasındaki çalılıklardan bir hışırtı yükseldi. Hemen seri hareketlerle asasını geri saklayıp ayağa fırladı ve herhangi bir saldırıya karşı pozisyon aldı. Vahşi bir hayvansa onu uzaklaştıracak kadar asasız büyü yapabiliyordu. Ölüm Yiyen filan olma ihtimali de yoktu çünkü onlar buraya gelmeye iğrenirdi. Geriye kalan seçeneklerde ya başka bir kurtadamdı ya da bir hayvan.
Anlamak için sordu:
" Kim var orada?"Cevap hemen gelmedi, hışırtılar ve bir homurtu yükseldi. Homurtular devam ederken Remus soğukkanlılığını hâlâ koruyordu. Sonunda anlaşılmaz homurtular
" Kahretsin! Oh, onu daha yeni almıştım! Merlin'in pasaklı sakalı şu aptal dikenli çalılıklar!" gibi sözlere dönüşünce ise gözleri hayretle büyüdü ve
" Amber?" diye soludu.
Sesler bir anda kesildi. Remus onu görmesede şu anda gergin gergin gülümseyip nasıl bir yalan uyduracağını düşürdüğünü biliyordu.
Artık sabırsızlanmaya başlayınca
" Amber orada mısın?" dedi.
Bu defa cevap onu çok bekletmedi ve bir el dikenli çalılıktan fırladı.
" Oh, merhaba, Remy! Nasılsın? Her neyse. Sanırım burada kapana kısıldım. Centilmen bir bey olarak bana yardım edebilir misin acaba?" dedi Amber tatlı tatlı.
Remus onun bu aptallığına göz devirdi. Homurdanarak
" Sakın daha fazla hareket edip kendini daha beter hapsetme. " deyip ceketini ve pelerinini düzgünce az önce oturduğu kütüğün üstüne bıraktı. Ardından kolundaki James'in 17. yaş gününde hediye olarak verdiği eski kol saatini üzerlerine ekledi, gömleğinin kollarını kıvırıp çalılıklara girdi.
Genç kız gerçekten de çok kötü dolaşmıştı. Onu kurtarırken kollarındaki ve yüzlerindeki çiziklere bir kaç tane daha eklendi ama sonunda ikisi beraber sağ salim çıkabildiler. Biraz soluklandıktan sonra Remus ona kaşlarını çatıp Sirius ve Harry'nin deyimiyle profesör Lupin yüzünü takındı ve
" Merlin adına! Orada ne işin vardı senin?!" deyip küçük bir çocuk gibi küskün küskün dudak büken kızı azarladı.
" Sana sürpriz yapmak istemiştim. " dedi zar zor duyulan bir sesle.
" Oh, gerçekten de çok güzel bir sürpriz oldu! Beni gizlice dinlemek yerine yanıma gelip doğru düzgün bir selam verebilirdin değil mi?"
" Seni gizlice dinlemiyordum! " Amber birdenbire dedi.
" Ayrıca özür dilerim. Oldu mu? Şimdi beni küçük bir çocuk gibi azarlamayı bırakılabilir misiniz lütfen, profesör?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...