64. Kısım: Sarhoş Olmayı Arzulamak

140 15 53
                                    

Bu bölüm artık remadora isteyenlere gelsin :)

Bu arada gözüküyor mu bilmiyorum ama gözüküyorsa multideki aesthetic hakkında düşüncelerinizi paylaşır mısınız lütfen?❓❔

İçkisinden bir yudum daha aldı ve  Merlin, cehenneme gideceğim, diye düşündü. O tam bir aptaldı. Dur, yaptığı şeye kıyasla aptal çok hafif bir tabirdi. O tam bir p** kurusuydu. Evet, bu daha iyi. Sanırım.

" Hey, sen iyi misin? " arkasına dönüp baktı. Kumral saçlı genç kız ona endişeyle bakıyordu.

" Mükemmelim (!)! " dedi, hâlâ neden sarhoş olamadığını bilmiyordu. Hayatında daha önce iki kez sarhoş olmuştu. Biri Lily ve James'in düğününden bir gece önce Frank Longbottom'ın da katılımıyla yaptıkları bekarlığa veda partisinde, diğeri de Lily ve James'in birinci ölüm yıl dönümünde. Harry'i o gece ihtiyar Bathilda Bagshot alınca Sirius ile ikisi bütün gece anıları yâd edip içmişti.

Eskiyi hatırlayınca büyük bir yudum daha aldı. Şanslıydı ki o gece Greyback ve yardakçıları yoktu. Yoksa hapı yutmuştu. Hoş, bu durumda ölüm onun için bulunmaz bir nimetti.

Amber etrafa endişeli bakışlar attı. Sonra da Remus'u kolundan tutup çekiştirdi.

" Ne olduğunu bilmiyorum ama burada öylece durup içmen çok tehlikeli. Hadi kalk, gidiyoruz. "

Remus'un başı dönse de yine de
" Nereye?" diye sorup kolunu kızın ellerinden kurtarabildi. Ancak Amber pençelerini yine ona geçirmeyi başarıp tekrar çekiştirdi.

" Bildiğim bir kulübe var. Bu gece oraya gidelim. " Remus'un ifadesini görünce de muzip bir şekilde sırıtıp göz kırptı. 
" Merak etme neredeyse sarhoş profesörler ilgi alanıma girmiyor. Hadii!!!"

Remus pes etmiş bir şekilde durdu. ( Oflayarak bunun rızası dışı olduğunu belirtmeyi de unutmadı. ) Ama Amber onu tınlamadı ve ikisini de aşina oldukları rahatsız edici çekilme hissine çekti.

Tekrar rahat bir nefes alabildiğinde ve baş dönmesi biraz azaldığında sonunda Remus geldikleri yere bakabildi: Burası ahşap, tek odalı bir oduncu barakasıydı. Bir köşede eskimiş taş bir şömine ( Amber şimdi onu yakıyordu ), ince minderlerle gizlenmiş rahatsız görünümlü bir sedir, derme çatma bir terek ve mutfak tezgahı dışında bomboş bir yerdi. Tek penceresi çatlaktı ve kapı da pek sağlam gözükmüyordu.

" Amber..." dedi tedirgin bir şekilde.
" Bizi nereye getirdin?"

Muggle yöntemiyle ateşi zar zor yakan Amber
" Dean ormanının yakınlarındaki bir oduncu kulübesindeyiz. Sahibi yıllar önce terk etmiş. " diye kısaca açıkladı. Sonra da doğrulup ellerini Molly Wealsey'i  çok andıran bir şekilde beline koyup kaşlarını çattı.

" Şimdi otur ve sen anlat bakalım Remus Lupin: seni bu gece İblis - ateşi içmeye iten ne?"

Remus yaslandığı duvardan bugün fazla kalabalık olmayan Hogsmeade sakinlerini izlerken başını mürekkep mavisi gökyüzüne bir anlığına çevirdi. Yıldızlar bu akşam bulutların arkasında saklanacağa benziyordu ancak ay gayet net bir şekilde oradaydı. Yüzünü buruşturdu, bakışlarıyla ayı yok edebilmeyi diledi. Sonra da gözlerini kapattı. Yok edemeyebilirdi ama her zaman görmezden gelebilirdi değil mi? Tıpkı duygularına karşı yaptığı gibi.

" Hey, siz bayım, evinize gitmelisiniz. Lütfen, zorluk çıkarmayın. "

İşte beklediği işaret. Remus belki fazla heyecanlı bir şekilde gözlerini açıp sesin geldiği yöne baktı. Mat kahverengi saçlı kadın, onun Dora'sı, 50'lilerinde gözüken bir adamla konuşuyordu. Tam da Sirius'un tarif ettiği gibiydi. Açıkçası eski dostunun yine abartma yeteneğiyle onu kandırdığını düşünmüştü.

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin