Sabah ne kadar iyiyse sonrasında o kadar kötüydü Remus. Dolunay saati yaklaştıkça ağrıları artıyordu. Bu yüzden Molly onu hiç itiraz kabul etmeden yatağa yollamıştı. - Gerçi itiraz etmek de istemiyordu.
Sirius ise Dumbledore'un Ordusu, ya da onun deyimiyle Sirius'un Ordusu, meselesini vakit kaybetmeden Harry'den duymak için Hogwarts'a gitmişti.
Remus beraber gitmek istemişti ama Black inadını kim kırabilir?
Uyumaktan bıkınca yavaşça doğruldu ve kendine bir kitap çağırdı. HEP O ŞARKI* isimli bir sevdiği muggle kitabıydı. Fakat mesele o ki normalde bir solukta okuduğu kitap bugün pek ilgisini çekmiyordu. Bu yüzden kitabı nazikçe kenara bırakıp geri uzandı ve tavanla bakışmaya başladı. Tabi bu sadece dıştan bir insanın göreceğiydi. İçerde o şimdi herkesin deyimiyle Tonks'u, bazı özel kişilerin deyişiyle Dora'yı, ama bir gün olurda söyleyebilirse Nymphadora'sını düşünüyordu.
Ve o anda aklına daha önce hiç düşmeyen bir soru takıldı: Dora'nın ona dün gece dediklerinin etkisiydi sanırım ama cidden ya Tonks'la Voldemort geri döndükten sonra tanışsaydı? O zaman ne olacaktı? Ondan nefret mi edecekti? Tıpkı Sirius'un Regulus'tan nefret ettiği gibi? Ama o zaman böyle harika bir kadını tanıma fırsatını kaçırırdı. Öyleyse Dora haklı mıydı? Karanlık tarafta olmak sevgiye bir engel değil miydi? Peki Tonks'u neden sevmişti? Saçları ruh hali karanlık ya da bulunduğu çevre öyle olmadıkça garip renklere sahip olabiliyordu.
Bir metamorph olmasına rağmen günümüz güzellik standartlarını uyma gibi bir gayesi de yoktu. Evet, güzeldi. Hem de bir su perisi kadar ama daha güzel de olabilirdi. Yine de o böyleydi. Ara sıra vücudunu garip şekillere sokup çevresini eğlendiriyordu ve Merlin! Kesinlikle dünyanın en sakar insanıydı.
Hafifçe tebessüm etti.
" Sanırım aşk cidden de gizemli..."
☆
Sonraki haftalarda hava iyiden iyiye soğumaya başlamıştı. Dumbledore'un Ordusu derslere başlamıştı, Zümrüdüanka Yoldaşlığı da noel yaklaştıkça önlemleri arttırıyordu. Voldemort'un noel kargaşasından yararlanma ihtimalini alamazlardı. Voldemort demişken sanırım toplantılara en seyrek katılan isimler Severus Snape ve Nymphadora Tonks'tu ki onların işleri iki katı fazlaydı. Özellikle de Tonks'un. Bakanlıktaki işleri ve casusluk işlerinden neredeyse başını kaşıyacak vakti yoktu.
Bu durumdan dolayı sanırım bir tek Remus noeli iple çekmiyordu. Açıkçası bu yıl Tonks'la beraber bir noel hayal etmişti.
Onun bu halini fark eden Sirius ise bir yandan işlere yetişmeye çalışıyor, bir yandan onu neşelendirmeye uğraşıyor, bir yandan da Harry'i takip ediyordu. Ancak gelen teskin Harry'den oldu. Anlaşılan Ron'un ısrarıyla noelden önceki son D. O. toplantısının sonunda Cho Chang isimli bir 6. sınıfla öpüştüğünü yazmıştı. Gerçi mektup daha çok D. O. ve Umbridge halkındaydı. - Sanırım bu yönü babasına değil, annesine çekmişti. James, Lily onu ilk kez öptüğünde süpürgesine atladığı gibi bunu tüm Hogwarts'a duyurmuştu. Sonuç olarak McGonagall Gryffindor'dan 10 puan almıştı. Ah, güzel günler!
" Lupin, dolaba biraz yahni ve puding bıraktım. Acıkırsanız diye. - Gerçi Sirius'un karnı hiç durmuyor. Neyse. Ben çıkıyorum. Sana şimdiden mutlu noeller dilerim. " dedi Molly kabanını giyerken.
" Teşekkürler, Molly. Sana da mutlu noeller. Lütfen Arthur'a da erken noel dileklerimi ilet. "
" İletirim, canım. İyi akşamlar. "
" Sana da. "
Molly gittikten sonra mutfağa Sirius girdi ve gelir gelmez tencerelere saldırdı.
Remus onun bu haline yapmacık bir sinirle
" Sirius!" dedi. Siyah saçlı adam elinde bir kaşık, ağzı puding dolu ona döndü.
" Ofondom, Oylokcuğum? "
" Molly'e mutlu noeller, dilemedin!"
Sirius lokmasını yutup yeni bir tanesi için arkasını geri dönerken
" Çünkü daha noel değil. " dedi ve ağzını tekrar doldurdu.
Remus tabiki de bu bahaneye kanmamıştı. Molly'le arası hâlâ limoniydi. Kadın hâlâ D. O. işine ikna olmamıştı. Ancak hiç değilse artık karşı da değildi. Sirius'la bu konuyu tartışacak havasında olmadığı için bir şey demedi ve sabahki Gelecek Postasını bugün yüzüncü kez tekrar gözden geçirdi ve sonra da masaya geri bıraktı.
Eve gitmeyi düşündü. Bu aralar oraya çok gitmiyorlardı. Hem Sirius da bu evde kalmaktan pek memnun değildi. İç açan evlerinde oturmak daha iyi olabilirdi. Tam bu düşüncesini en iyi arkadaşına açacaktı ki Phineas Nigellus'un bağırtıları evi doldurdu. İki adam kısa bir bakışmanın ardından onun tablosuna koştular.
Yaşlı adam onları görünce, bir kan haini ve kurtadamı atalarının evinde görmekten nefret ediyordu, ters bir bakış attı ve ardından bundan neredeyse zevk alıyormuş gibi
" Dumbledore'dan bir mesajım var. Şu Weasley yumurcaklarının babası ağır yaralanmış. Potter çocuğu ile beraber buraya geliyorlar. " dedi, sonra da geri ortadan kayboldu.
Sirius ve Remus geri mutfağa döndüler. Kreacher yine ortaya çıkmış söyleniyordu. Çok geçmeden şiddetli bir sesle Harry, Ron, Ginny ve ikizler bir anahtarla mutfakta belirdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...