46. Kısım: İlgi

167 20 24
                                    

Remus ve Tonks, Grimmuld Meydanı 12 Numara'nın mutfağında oturuyorlardı. Remus boşalan fincanlarına biraz daha çay koydu ve fincanı nazikçe kıza itti. Ona hafifçe gülümsüyordu, destek olmak istercesine ama Tonks onunla en ufak bir göz temasından kaçınıyordu. Her ne kadar ona herhangi bir soru sormadığı için minnettar olsa da doğrusunu söylemek gerekirse utanıyordu.

O eğitimli bir seherbaz ve çift taraflı bir casustu. Asasını yanından ayırmaması gerekiyordu ve Merlin aşkına! Onu panik atağa sürükleyen bir böcürttü. Bir böcürt! 13 yaşındaki çocuklar bile çoğunlukla bu yaratığı 2 dakikada dolaba geri tıkıyordu.

Remus elbette onun bir tür mahcubiyet içinde olduğunu anlamıştı. Aslında bunda utanılacak bir şey yoktu. Hem o sırada savunmasızdı, hem de doğrusunu söylemek gerekirse o böcürt gerçekten de korkunçtu. Sanırım bu bir baskının ve gelecek kaygısının sonucuydu. - En azından muggle psikoloji kitapları öyle diyordu.

Kafasını dağıtmak için daha neşeli bir konudan sohbet açmaya karar verdi ve
" O müzik kutusunun sesi... büyüleyiciydi. " dedi.

Bu söz üzerine Tonks hafifçe gülümsedi. Elleri kupayı sarmıştı, hâlâ göz temasından kaçınıyordu.

" Evet, cidden çok hoş ve özel bir tınısı var. "

" Ama neden birden duruyor, birden çalıyor anlamadım. "

" Çünkü o özel. Sevgiyi hissedince çalmaya başlıyor. Bu arada sen beni nasıl duydun? "

Remus elini ensesine atıp
" Şey... uyuyamadım ve ağrılarım belki geçer diye biraz çay içmeye karar verdim. Koridora çıkınca da senin sesini duydum. "

Oh, tabi ya! Bu akşam dolunay vardı! Tonks içinden geçirdi ve dudağını istem dışı dişledi. Remus onu izliyordu. - her zaman ki gibi.

Kız birden başını kaldırıp ona baktı.
" Şimdi nasılsın?"

" Oh, ben... iyiyim... yani ne kadar olursa... " yalan söylemenin bir anlamı yoktu nasıl olsa. Ayrıca Remus doğasına aykırı bir bencillikle Tonks'un onunla ilgilenmesinden bir bakıma zevk alıyordu.

Genç kadın ayağa kalkınca ilgiyle ne yapacağını beklemeye başladı. Tonks masanın çevresinden dolaşıp onun yanına geldi ve elinin tersini alnına bastırıp bir şifacı ciddiyetiyle

" Çok şükür ateşin yok. Bazılarının dolunaylardan önceki 3 günü genellikle ateşli geçer. Mide bulantın var mı?"

" Şey... biraz. " Remus ona bunları nereden bildiğini sormadı. Nasıl olsa kız bir dönem Tehlikeli Yaratıkların Denetimi Dairesi'nde kurtadamlarla ilgilenmişti. Bu tür bilgileri biliyor olması olağandı.

Tonks birdenbire onun koluna girdi ve hafifçe çekiştirerek kalkmasını sağladı.

" Biraz uzanmalı ve uyumalısın. Yoksa dönüşürken ciddi ağrıların olur. Ne kadar dinlenirsen o kadar iyi. Bazıları kendini yorarsa dolunayı sorunsuz atlatacağını sanıyor ama bu sadece riski daha da atlatır. Opps, basamaklara dikkat. " dedi Tonks, merdivenlere gelince.

Remus hafif alaycı bir sesle
" Ben de aynı şeyi size söyleyecektim, Bayan Tonks. Basamaklara dikkat edin. " deyince Tonks hızla kolunu onun kolundan çekti ve ellerini yumruk yapıp kalçalarının iki yanına oturtarak kırmızı saçlar ve çakmak çalmak gözlerle

" Hey, bir kere ben çok dikkat- ayy!" bu ani hareketleri sebebiyle dengesini kaybetmişti ve şimdi geriye doğru düşüyordu, ancak Remus hemen bir eliyle trabzanı tuttu, diğer kolunu da seri hareketlerle genç kızın ince belini sarıp onu yakaladı.

Tonks saçları beyaz olmuş, gözleri de iri iri açılmış şekilde ona kırpıştırarak baktı. Hâlâ aynı pozisyondaydılar. Sonra ağzını açıp düşünceli bir ses tonuyla konuştu

" Biz bunu daha önce yaşamış mıydık?"

O böyle deyince birden Remus'un kafasında şimşekler çattı ve o an aklına geldi. İki yıl önce, soğuk bir kış günü Hogsmeade'de yürüyordu ve Tonks buz tabakası nedeniyle kaymıştı ve yine o aynı seri hareketlerle onu kollarına almıştı. O gün aynı zamanda arkadaşlıklarının başladığı gün olmuştu.

Kızı çekip tekrar dik bir konuma getirerek
" İki yıl önce Hogsmeade'deyken yine kaymıştın. "

Yine, sözcüğüyle Tonks tekrar kaşlarını çattı ve bu defa adamın omuzunu yumruklamaya başladı.

" Heyy!"
" Ahh!" Tonks birden durup ona baktı. Remus yüzünü buruşturmuş, vurduğu yeri ovuşturuyordu. Öfkenin yerini endişe aldı.

" Ah, hayır! Unutmuşum! Remus, iyi misin?"

" E-evet, sanırım ama biraz daha alçak sesle konuşmalıyız. Diğerlerinin uyanmasını istemeyiz. Ve ayrıca ikimizin de uyuması gerek. " o bunu söylerken çoktan odasına varmışlardı. Tonks bu son cümleyle hafifçe kızardı ve olduğu yerde çivilenmiş gibi kaldı. Remus onun durduğunu görünce arkasına döndü.

" Bir sorun mu var, Dora?"

Tonks o gün ikinci kez utançtan gözlerini Remus'tan kaçırarak

" B-ben bir kabus gördüm ve tekrar uyumak istemiyorum. " dedi. Sonra da gülmesini beklemek için gözlerini kapattı ama beklediği gibi gülmedi. Onun yerine anlayışlı bir şekilde ona tebessüm etti ve ellerini kızın iki yanağına koyup gözlerine bakmaya zorladı.

" Böyle şeyler için lütfen benden utanma, Dora. Sorun değil. Ayrıca istersen benimle beraber yatabilirsin."

Tonks bu düşünceyle daha da fazla kızardı ama başıyla da onayladı. Yatağa doğru ilerlerken Remus neden böyle bir teklif yaptığını sorguluyordu. Sonuçta kız onu yanlış anlayabilir ve sapık olduğunu sanıp arkadaşlıklarını kesebilirdi. Ancak bir yandan da içten içe kutlamalar yapıyordu.

Beraber çift kişilik yatağa girdiler. Bu oda Sirius'un babası Orion Black'in eski odasıydı. Bu yüzden yatak tek kişilik değildi.

Tonks sabahlığını çıkartıp uzandı ve sonra da yan dönüp Remus'a bakmaya başladı. Remus da ona...

" Sence onu özlüyor mudur?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Sence onu özlüyor mudur?"

" Kim?"

" Sirius... Sence Regulus'u özlüyor mudur?" Remus kaşlarını hafifçe çattı.

" Sanmam... Sonuçta o bir Ölüm Yiyendi. "

" Belki ama bu birini sevmek için engel mi? "

Omuz silkti.
" Değil mi?"

" Ben bir Ölüm Yiyen olsaydım - ki Voldemort'un gözünde öyleyim- yani işaretli bir Ölüm Yiyen olsaydım beni sevmez miydin?"

" Sanmıyorum. Senle Voldemort geri gelmeden önce arkadaş olmuştuk. "

" Ama benimle arkadaşlığını kesebilirdin. "

" Sen iyi birisin, Dora. Seninle neden arkadaşlığımı keseyim ki?"

" Regulus da iyi biriydi. "

" Belki... Onu pek tanıma şansım olmadı. Okuldayken hep mesafeliydik. Mezun olduktan sonra da Sirius onun hakkında konuşmayı sevmezdi. "

" Anlıyorum..."

Tonks arkasını döndü ve gözlerini kapadı. Remus onun uyumadığını biliyordu. Kırılmış olabileceğini düşündü. Ama üstlemek istemedi. O da arkasını dönüp gözlerini kapattı.

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin