" Regulus nerede Wal hala?" bu defa sadece bir kaç ay sonrasına gelmişlerdi. Soğuk bir aralık gününe...
Grimmuld Meydanı 12 Numara'nın salonundaydılar ve Regulus Black'ten 1. 5 haftadır haber alınamıyordu.
Dalgın dalgın pencereden dışarıyı seyreden Walburga yeğeninin sorusunu ancak ikinci kez yenileyince duydu. Onu tepeden tırnağa süzdü. Sürekli pembe olmasından yakındığı saçları bu defa istediği gibi simsiyahtı ama ikisi de biliyordu ki bu siyahın sebebi, rengin kendisinden bile kopkoyuydu.
" Bilmiyorum..." dedi hastalıklı, yorgun bir sesle.
" Bilmiyorum..." sahne tekrar dağıldı...Bir yıl sonrasına.
" Çalış! Karanlık Lord zayıfları kabul etmez! Çalış! " Grimmuld Meydanı 12 Numara'da ki bomboş bir odadaydılar, Bellatrix'le beraber. Yere çökmüş olan Tonks'un eli, vaktinden önce alınmış ve takipçisi çıkarılmış asayı sımsıkı kavramıştı.
Bellatrix deli gibi bağırdı.
" Kalk ayağa! KALK A-YA-ĞA!" kırmızı renk bir laneti kırbaç gibi yeğenine savurdu. Tonks'un dudaklarından acı bir çığlık döküldü. Yetişkin Tonks istemsizce kendi kolunu sımsıkı sıktı.Sahne tekrar dağıldı. Bu defa Hogwarts'taydılar. 3. sınıf...
Tonks ve Hufflepuff'lı arkadaşı Lydia Nobly kucaklarında ders kitapları ile beraber koridorda yürüyorlardı.
" Yaz tatilinde gelecek misin, Dora?" dedi Lydia.
" Ancak gizlice buluşabiliriz, Lyd. Teyzemleri biliyorsun. " dedi Tonks ve ofladı.
" 6 yaşındaki şımarık kuzenin, sürekli seni kınayan enişten ve seni ayaklı şekere çevirmeye çalışan teyzenle tıkılı kalmadığın için şanslısın. " bunu öyle bir söylemişti ki Lydia kendine hakim olamayıp kıkırdadı.Tonks ona aldırmadan devame etti.
" Anlamıyorum! Sen de bir safkansın. Neden size gidemiyorum ki?"
Lydia göz devirdi.
" Çünkü biz kan hainleriyiz. Unuttun mu?"
" Acaba yazın ev cinleri ve okul hayaletleriyle burada kalmanın bir yolu var mıdır?" dedi Tonks düşünceli düşünceli." Ben ne diyorum, sen ne diyorsun Dora, ya off! Ben Alex'le buluşacağım hem. Gelmiş burada seninle konuşuyorum. "
Lydia koridoru yarılarken Tonks'un jeton ancak düşmüş olacak ki
" Reed mi?!" deyip hızla arkadaşının peşinden koşmaya başladı. Sahne tekrar dağıldı ve Tonks bu defa kendini yatak odasında buldu.Saat 13. 51'di. Planladığından daha uzun kalmıştı. Önce yatağına oturup bir süre başı elleri arasında durdu ve kafasını toparladı. Sonra da önce asasını şakağına dayayıp bir tane anıyı şişeye koydu, ondan sonra da hem düşünseli hem de anıların olduğu şişelerle dolu sandığı dolaba geri koyup geceliğini giydi ve yattı.
☆
Remus ve Sirius olabilecekleri en hızlı şekilde Grimmuld Meydanı 12 Numara'ya gelmişlerdi. Koridordan geçerken onları Molly karşıladı.
" Hoşgeldiniz, çocuklar. "
" Hoşbulduk, Molly. "" Dumbledore geldi mi?" dedi Remus.
" Geldi, Snape'le konuşuyorlar. Bilirsiniz, casusluk bilgileri. "
Remus başını salladı, Sirius göz devirdi. Sonra beraber toplantının yapıldığı yere geçtiler.Sturgis hariç herkes buradaydı.
" O nerede?" dedi Sirius, Moody'nin yanına otururken." Bugün gelmedi. " dedi hafif tombulca bir cadı.
" Son 4 toplantının hiç birine gelmedi!" diye homurdandı Moody. Sonra da elektrik mavisi gözünü odanın içinde dolandırdı." Peki, Mundungus nerede?"
" O Dumbledore tarafından görevlendirildi ya!" dedi Kingsley.
Deligöz bir şeyler mırıldandı ama kimse onu anlamadı.O sırada kapı açıldı ve içeriye Dumbledore ile Snape girdiler. Dumbledore başıyla nazikçe içerdekilere selam verirken onlar da ona selam verdiler.
" İyi akşamlar, sevgili dostlarım. "
" Iyi akşamlar. " yaşlı büyücü ve Snape oturdular." Bir gelişme var mı, Dumbdedore?" dedi McGonagall. Dumbledore ışıl ışıl gözlerle
" Eh, bebek adımlarıyla olsa da bir kaç gelişme elbette var, Minerva. " diye yanıtladı onu, sonra da masadaki her birine döndü
" Ama korkarım ki tahmin edeceğiniz üzere Hogwarts bu gelişmelerin biraz dışında. "
" Harry mektubunda bahsetti. Umbridge, değil mi?" dedi Sirius.Dumbledore başını salladı.
" Korkarım öyle. Bakanlık, Hogwarts'ın artık benim gibi bir bunağın yönetmesini istemiyor. " dedi, bunu söylerken gülümsüyordu. Tuhaf adamdı şu Dumbledore. Çok çok tuhaf." Öte yandan tek derdimiz de Bakanlık değil. Biraz da sizlerden gelecek haberleri duyarım."
" Şu Tonks denilen kadın kesinlikle bir casus. " Moody hemen söyledi.Remus boğazında bir yumru hissetti ama sonra bunun imkansız olduğunu, Tonks gibi harika ve başkalarının iyiliğini bu kadar önemseyen bir kadının Ölüm Yiyen olamayacağını hatırlattı kendine.
" Bundan emin misin?" Sirius konuştu. Kaşları hafifçe çatılmıştı.
" Tabiki de eminim!" Moody onu tersledi.
" Eh, teşekküler Alastor. Sirius, Alastor'a kızma. Haklı bir yanı var. " Remus ve Sirius hayretle Dumbledore'a baktılar.
" Tonks gerçekten de Voldemort'un safında. Ama unutmayın, istek olmazsa itaat olmaz. " Arthur Weasley hayretle konuştu.
" Nasıl yani Dumbledore?"" Şöyle ki Arthur; ben Tonks'un bir Ölüm Yiyen olduğunu sanmıyorum ki genelde hislerim beni yanıltmaz. Daha çok zorlandığı kesin. Bu yüzden bence ikinci bir içten yardım fena olmaz. "
" Tonks'u da mı Severus gibi çift taraflı casus yapacaksın, Dumbledore?" Remus bunu kendine hakim olamayarak söyledi." Deneyeceğiz, Remus. Önce Tonks'un bize güvenmesi lazım ve bunda senin, Sirius'un ve Severus'un çok büyük katkıları olacağına eminim. "
Sirius bastırılmaya çalışılan bir öfkeyle
" Anlamadım Süm- yani Snape'in Nymphadora ile ne ilgisi var?!" dedi.Snape'in dudakları alaycı bir şekilde kıvrıldı.
Dumbdedore ise gayet şefkatle onu yanıtladı.
" Kalbi kirli olmasa da Nymphadora'nın kafası eminim şu an çok karışıktır. Fazladan bir dostu geri çevirmeyeceğine de eminim. "Sirius geriye doğru yaslanıp homurdandı. Remus ise yine kendi düşüncelerine dalmıştı ki Dumbledore'un
" Kingsley, gözün Bode ve Rookwood'un üzerinde olsun. " dediğini ve herkesin teker teker dağıldığını zar zor duymuştu. Omzunda bir el hissetmesiyle başını çevirdi. Sirius ona destek verircesine bakıyordu.
Toplantı kısmı kısa oldu, kusura bakmayın canlar😞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...