13. Kısım: Minik Kız

241 15 40
                                    

Medya cidden çok doğru söylüyor. Kitaptaki Remus ve Tonks vs filmdeki Remus ve Tonks. Filmde sosyal mesafedeymiş gibiler.

" Ben çıkıyorum, Aylak. Geliyor musun?" dedi Sirius ceketini üzerine giyerken.

Remus başını okuduğu Gelecek Postasından hafifçe kaldırdı, dostuna sorarcasına baktı.
" Nereye?"
" Bakanlık'a tabiki de! Geliyor musun?"

Remus başını geri gazetesine çevirdi.
" Hayır. Hem neden gelmemi istiyorsun ki?"
" Bilmem. Belki birini görmek istersin." dedi Sirius hafifçe sırıtarak.

Remus sesindeki imayla hemen ona geri baktı ve kaşlarını çattı.
" Bu konuyu hallettiğimizi sanıyordum, Patiayak. " Sirius ellerini teslim olmuş gibi havaya kaldırdı.

" Evet evet, şu o benim sadece arkadaşım konusu. Ama sana bir şey diyeyim mi Aylak, kendini bu kadar fazla kandırma. Yoksa kızı biri senden önce kaparsa çok üzülürsün. " Sirius arkadaşıma göz kırpıp onun cevabını beklemeden çıktı ve kapının önünde cisimlendi.

Remus gazeteyi yavaşça katlayıp kenara bıraktı. Ve başını ellerinin arasına alıp derin bir iç çekti. O sırada gazetenin arkasındaki daha henüz bakmadığı bir manşet ortaya çıktı. Malfoy ailesinin yeni yaptırımı hakkında bir haberdi ve yanlarında Lucius'un yardımcısı sıfatıyla Tonks da duruyordu. Hemen yanında da iki hafta sonra ki Quidditch Dünya Kupası'nın haberi vardı.

" Herkese günaydın. " Tonks gülümseyerek Malfoy Malikanesi'nin yemek odasına girdi.

Narcissa gülümseyerek karşılık verdi yeğenine. Lucius başıyla şöylesine sallayarak, Draco ise ağzına bir dilim peynir atarak.

" Sono do gonoydun!" Lucius kaşlarını çatıp kınarcasına baktı oğluna.

" Draco, adabına ne oldu senin?" diye uyardı onu annelere özgü bir ses tonuyla Narcissa.

Tonks çoktan Draco'nun yanındaki yerini almıştı. Olivia hemen mutfaktan yeni bir servis almaya gitti.

" Ee, ne var ne yok? Kaç haftadır ortalarda yoktun?" dedi Narcissa, dirseklerini masaya dayayıp, ellerini çenesinin altında birleştirirken. Lucius ise gayet ciddi bir sesle
" İşi hallettin mi?" dedi.

Tonks yaklaşık iki buçuk haftadır ülkedeki kayıt dışı kurtadamları araştırıyordu.

" Evet, iki taneler. Dan Friujo ve Richard Fosta. Bağımsızlar ve sanırım Fenrir Greyback'le anlaşamıyorlar. "
Lucius kafasını salladı ve çayından uzun bir yudum aldı.
" Bakanlık'a teslim edildi mi?"
" Kayıtları yapıldı. "

Narcissa ve Draco onları sessizce dinliyordu. Lucius kahvaltısı bitince ayağa kalktı.
" Ben artık gitsem iyi olucak. Sen gelecek misin, Tonks?"
Tonks başını iki yana salladı.

" Öğleden sonra gelirim. "
" Peki, akşam görüşürüz, canım ve Draco, kuralları biliyorsun. " Draco bıkmış bir şekilde
" Eveet, babaaa. " dedi son sesli harfleri uzatarak. Tonks bıyık altından kıkırdadı.

Lucius gidince daha samimi bir ortam oluşmuştu. Narcissa yeğenine özel hayatı hakkında sorular yönetiyordu.
Neticede yeğeni kısmen onun elinde büyümüştü.

Draco ise bir kaç hafta sonra yapılacak Quidditch Dünya Kupası hakkında konuşuyordu.

" Sen de gelecek misin?" bir yandan Narcissa'ya laf yetiştiren Tonks bu soruyla bocaladı.
" Nereye?"
" Quidditch Dünya Kupası'nı izlemeye tabiki de!"
Tonks sırıttı.
" Hiç kaçırır mıyım?"

Narcissa onaylamaz bir sesle
" Belki de daha hanımefendilere uygun bir hobi edinmelisin. " dedi.
Bu defa da Tonks artık bu konuşmadan bıkmışcasına konuştu.

" Cissy, bunları zaten konuşmuştuk! biliyorsun, beni o tarz şeyler darlıyor ve ayrıca ben reşit bir cadıyım. Yani yasal olarak üstümde artık o kadar da çok bir hakkın yok. " Narcissa dalgınca başını salladı. Gözünün önünde bir anda onca yıl canlanmıştı.
Minik yeğeninin hangi ara bu kadar büyüdüğünü anlayamıyordu.

15 Yıl Önce...

" Dora! Dora! Ah, nerede bu kız?" Narcissa endişeli bir şekilde Grimmuld Meydanı 12 Numara'nın her yerinde 5 yaşındaki minik kızı arıyordu.

Walburga, Kreacher'la birlikte St Mungos'a gitmişti ve evde başka kimse kalmadığı için Nymphadora'ya bakmak ona kalmıştı.

Endişeli bir şekilde tekrar seslendi
" Nymphadora, neredesin?"

" Bana sakın Nymphadora deme!'' koridordaki eski ve çirkin, büyük  komidinin altından cılız, tiz bir ses duyuldu.

Narcissa zaferle sırıtıp eğildi. Üzerinde sadece atlet ve kilotluçorapla minik kız oradaydı. Narcissa yalandan kaşlarını çattı.
" Nymphadora! Ne yapıyorsun sen? Sana kaç kere tozlu yerlere girme ve saklanma dedik. " aslında kızgın değildi çünkü bu haliyle çok tatlı ve komik görünüyordu.

" Hem sen neden saklandın yine? Wal hala birazdan gelecek. Ona güzel görünmek istemiyor musun?"

Tonks minik tombul kollarını göğsünde kavuşturdu ve dudak büktü.
" Lahana giymek istemiyorum!"
" Lahana mı? Lahana da ne?"

Tonks, o sırada yanlarına gelmiş olan Dobby'nin elindeki pembe, kabarık elbiseyi gösterdi. Narcissa bu defa dayanamadı ve ufak bir kıkırtı salıverdi.

" Merlin, seni ne yapmasın... Lahana ha? " tekrar gülmeye başladı ama Tonks, son derece ciddi gibiydi.

Dobby ve Narcissa onu bin bir emekle dışarıya çıkartıp elbiseyi giydirdiler. Bu süreç boyunca Tonks sürekli somurtuyordu.

En son Narcissa onun saçlarını taramak için önüne oturtunca tekrar şakımaya başladı.

" Cissy! Ben ne zaman istediğim her şeyi yapabileceğim?"
" Reşit bir büyücü olduğunda. "
" Peki, nasıl reşit olunur?"
" Zamanla. Sen büyüyeceksin büyüyeceksin ve 17 yaşına bastığın gün reşit olacaksın. "
" Tıpkı elma ağacı gibi mi?"
" Evet, tıpkı elma ağacı gibi. "

Tekrar Günümüz...

Burukça gülümsedi, Narcissa. Zaman ne kadar da çabuk geçiyordu...

Evet, canlar! Performans ödevlerimden dolayı ancak böyle zaman buldukça yazabiliyorum. Sizce nasıldı bölüm?

Not: Narcissa ve Andromeda arasında 4 yaş var. ( Andromeda 51, Narcissa 55 doğumlu. )

Anlayacağınız üzere Tonks genel olarak Walburga ya da Narcissa'yla büyüyor. İlerleyen bölümlerde bunu daha detaylı ele alacağım.

Bu arada Druella 1955'te öldü diyor internet. Bu doğru mu?

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin