21. Kısım: İlk Görev

180 14 16
                                    

" Günaydın, Sirius. İyi gördüm seni. "
" Günaydın, Kingsley. Teşekkür ederim, daha iyiyim cidden de ama seni biraz yorgun gördüm. "

İki seherbaz dost Bakanlık'ın girişinde karşılaşmış, içeriye doğru giderken bir yandan da konuşuyorlardı.

Kingsley sıkıntıyla iç geçirdi
" Sorma... Bertha Jorkins ortadan kayboldu ve işte bana kaldı. "

Sirius kaşlarını hafifçe çattı
" Bertha Jorkins mi?"
" Hıhı. Arnavutluk'a tatile gitmiş, sonra da malum... Bir daha geri gelmemiş. Bu kadın beni öldürecek!" Sirius güldü

" Bertha Jorkins'i bilirsin, aklı havadadır ve başkalarının işine burnunu sokmayı sever. Eminim ya yine başını yerlilerle derde sokmuştur ya da kaybolmuştur. "
" Orası öyle. Neyse, ben artık gideyim. Hoşçakal, Sirius. " dedi Kingsley, Sirius'un omzuna dostça vurarak

" Görüşürüz, Kingsley. " dedi Sirius ama sonra aklına bir şey gelmiş gibi hızla Kingsley'e döndü
" Kingsley, ben bugün biraz erken çıkacağım! Biliyorsun Üç Büyücü Turnuvası. "
Kingsley baş salladı
" Harry'e benim adıma şans dile. "

Tonks evindeki oturma odasında dalgın dalgın oturuyordu. Bugünkü turnuvadan sonra Greyback'e parayı verecekti ancak bu defa temkinli olacaktı.

Derin bir nefes alıp kaymak birasının geri kalanını başına dikti ve ayağa kalkıp hazırlanmak için odasına çekildi.

Hızlıca bir duş alıp üzerine siyah, sade bir cübbe giydi ve evin güvenliğinden emin olup Hogwarts'ın cisimlenme sınırına buharlaştı.

Neredeyse tüm büyücülük dünyası buradaydı. Cidden, belki de Quidditch Dünya Kupası'ndan bile daha kalabalık olabilirdi.

Tonks kalabalık arasından zar zor ilerleyerek Hogwarts'a girmeyi başardı.

Koridorda ilerlerken mutfağın orada tanıdık bir silüet gördü.
" Dobby?"
Ev cini isminin söylenmesiyle hemen arkasına döndü. Zaten birer tenis topunu andıran gözleri eski sahiplerinin yeğenini görmesiyle daha da büyüdü.

" Bayan Tonks...?"

" Senin burada ne işin var? Azat edildiğini sanıyordum. "
Dobby gururla şişinip
" Harry Potter beni serbest bıraktı. Dumbledore da Dobby'i işi aldı ama ücretli olarak! Tatil de var. Bir de Dumbledore Dobby'e istediği zaman onun hakkında  ' ihtiyar bunak ' deme izni verdi. " Dobby bunları gururla anlatırken ondan daha tiz ve cırtlak bir ses geldi

" Dobby, efendilerinle nasıl konuşuyorsun?! Bir ev cini paralı çalışmaz ya da tatil yapmaz!" bu dişi bir ev ciniydi.

" Sen de kimsin?" dedi Tonks, bu ev cinini ilk defa görüyordu.
Ev cini yerlere kadar eğildi
" Ben Winky, hanımefendi. Crouch ailesinin ev ciniyim. "
" Öyleydi. " diye araya girdi Dobby
" Ama Quidditch Dünya Kupası'nda Karanlık İşareti Winky'nin saldığında inandıkları için Bay Crouch Winky'i kovdu. "

Winky bir hışım Dobby'e döndü ve
" Bay Crouch Winky'i kovmadı!" diye feryat edip ağlamaya başladı.

" Hey hey, sakin olun. " dedi Tonks
" Böyle bir şey duymuştum ama işareti istese bile Winky salamaz ki. Hem işareti yapan bir erkekti. "
Dobby başını salladı
" Bay Crouch da bunu biliyor, Bayan Tonks ama bir ev cininin ailesinin itibarına zedeleyecek en ufak bir hareketi bile kovulmasına yol açar. " Winky daha şiddetli ağlamaya başladı.

Tonks içinde ona karşı bir acıma hissetti. Eğilip boyunu dişi ev ciniyle eşitledi ve usulca
" Üzülme Winky. " dedi
" Eminim Bay Crouch seni yanına geri alacaktır. "
Winky'nin ağlaması bir anda kesildi
" Sahi mi hanımefendi?" Tonks başını salladı.
" Benim şimdi gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz. "
" Görüşürüz, Bayan Tonks. " dedi Dobby. Tonks, ardında kalan ev cinlerinin sesleri tamamen kesilmeden önce son duyduğu Dobby'nin Winky'e Dumbledore'un yanında çalıştığı için ne kadar şanslı olduğunu söylemesiydi.

Turnuvanın birinci etabı çoktan başlamıştı. Tonks, bu kalabalıkta Malfoylar'ı bulamayacağını anlayınca bulduğu ilk boş yere oturdu. Bir süre sonra yanında bir ses duyuldu
" Burası boşsa oturabilir miyiz?" başını kaldırdı genç kadın. Bunu yapmasıyla kahverengi gözlerle buluşması bir oldu gözleri. Hafifçe gülümsedi.
" Tabi. " Sirius hemen rahatca otururken Remus kibarca teşekkür etti.

" Rica ederim. " dedi Tonks, hâlâ gülümsüyordu. Remus da ona gülümsedi.

Sonra hep beraber turnuvayı izlemeye başladılar. Tüm şampiyonlar cidden harika işler çıkartıyorlardı ama açıkçası Tonks en çok Harry Potter'ı merak ediyordu. Bir dördüncü sınıf öğrencisi acaba bir ejderhayla baş edebilecek miydi?

Turnuvanın sunucusu en son onun adını anons edince dikleşti ve ilgiyle beklemeye başladı. Remus ise o anda bir tek Harry'e bir şey olmamasını umuyordu. Skor filan şu anda Sirius'la ikisinin umurunda bile değildi.

Harry alana çıktı. Heyecandan ölecek gibiydi. Bakışlarını önce kalabalığın içinde dolaştırarak vaftiz babası ve amcasını aradı. Sirius ona ' başarabilirsin ' anlamında baş parmaklarını kaldırdı.

Harry gülümsedi ve bu defa da yumurtayı aramaya başladı.

İşte, oradaydı! Ve yanında da... ejderha... Sertçe yutkundu ve gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı. Ürkekçe bir adım attığı sırada ejderha ona döndü ve ateş püskürttü. Harry hemen kendini bir kayanın arkasına attı.
Remus ve Sirius yerlerinde gerilmişti.

Harry kayanın arkasından çıktı ve asasını Hogwarts'a doğru doğrultup
" Accio ateşoku!" diye bağırdı.

Sirius kendi kendine sırıtmaya başladı. Remus ise Harry ateşokuyla uçarken
" Merlin, James'e ne kadar da çok benziyor. " diye düşündü.

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin