69. Kısım: Belki

103 10 37
                                    

Remus duyduğu hışırtı ile hemen asasını çıkarıp arkasına döndü. 10 dakika önce Grimmauld Meydanı 12 Numara'da oturmuş kitap okurken McGonagall'ın patronusu gelmiş ve Dumbledore'un bir yere gittiği, o gelene kadar devriye gezilmesini istediğini söylemişti.

" Kim var orada? Kendini tanıt!" dedi sert bir sesle, Hogwarts kapısının önünde ona devriyede katılacakları bekliyordu.

Karanlık ağaçların arasından genç bir ses
" Benim Remus, Bill. Bill Weasley. Harry'nin doğum gününde sana dondurmacı Florean Fortescue'yi duyup duymadığını sormuştum. " dedi.

Remus rahat bir nefes verdi ama yine de asasını indirmedi. Bill ağaçların arasından çıkınca da ona çıkıştı.

" Merlin adına Bill! Orada ne yapıyordun? Seni lanetleyebilirdim!"

Bill kendinden utanmış gözüktü.

" Haklısın, ben sadece buraları da bir kontrol edeyim, dedim. " dedi hafif kısık ama yine de kendinden emin bir sesle. Remus yatıştı.

" Tamam, neyse. Bu gece bize katılacak başka kimse var mı?"

" Evet, Tonks da bize katılacaktı. O da herhalde birazdan burada olur. " dedi Bill etrafına bakınarak ve o sırada karanlık yolda bir cisimlenme sesi duyuldu. Ardından da Remus'un hemen tanıdığı genç bir kadın sesi

" Adım Nymphadora Tonks. Seherbazım ve seninle ilk Knokcturn Yolu'nda karşılaştık, Remus. " dedi iki adama da sorma fırsatı bırakmadan.

Bu akşam baştan aşağı siyah giyinmiş olan Tonks bir kaç adımla ışığa çıktı. Sonra da diğer iki Yoldaşlık üyesini başıyla selamladı.

" İyi akşamlar, beyler. "

" İyi akşamlar, Bayan Tonks. " Bill sırıtarak dedi ve Remus kısık bir sesle iyi akşamlar, mırıldanırken

" Sanırım sadece üçümüzüz. " diye ekledi.
" Profesör McGonagall nereleri gezeceğimizi söyledi mi, Remus?"

" Evet, " dedi Remus kısık bir sesle ve sesinin durumundan utanıp boğazını temizleyerek kendini daha gür bir sesle hemen düzeltti.

" Evet, ilk üç katı biz gezeceğiz. "

İkisi de başıyla onayladı. Tonks asasının tek bir hareketiyle kilitli kapıyı açıp

" Başlayalım öyleyse. " dedi.

Bill hemen onu izlerken Remus kısa bir süreliğine duraklayıp sadece arkadaşı olan kadına baktı ve bir kez daha onu ne kadar özlediğinin farkına vardı. Belki de
Sirius ve Arthur haklıydı. Belki de iki kalp sevdikçe cidden geri kalan şeylerin bir önemi yoktu.

Hafifçe gülümseyip o da kapıdan geçti ve arkasından kapıyı tekrar kilitledi. Belki hâlâ bir umut vardır.

Remus eskimiş kol saatine baktı. Tam olarak bir saattir devriye geziyorlardı ve şu ana kadar sıra dışı bir şey olmamıştı. Ağzını sonuna kadar açmış, esneyen Bill'e ve dalgın dalgın yüksek pencereden dışarıyı izleyen Tonks'a baktı. Geldiklerinden beri sürekli ara sıra kendi düşüncelerine dalıyordu ve Remus içten içe meraktan kuduruyordu.

Sormak için 500. kez ağzını açtı fakat tam o esnada koşarak kendilerine doğru gelen ayak seslerini duydu. Bill hemen asasını çekti, hepsinden önce pozisyon almış olan Tonks ise kaşlarını çattı.

Üçünün de asalarının uçları aynı anda ışıldayıp soluk soluğa kalmış Ron, Ginny ve Neville'in haddinden soluk yüzlerini aydınlattı. Bill hemen kaşlarını çatıp ağabey moduna geçti.

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin