Daha önceden Regulus'un Tonks 2 yaşındayken öldüğünü söylemiştim ama 6 yaşında oluyormuş.
Bir de zihnefend ve zihinbend şimdi ayrı şeyler. Biri zihni korumak, diğeri zihni okumak (?) için. Ben bu yüzden bu bölümü kurgularken Tonks'u sadece zihnefend ( korumak) yapabiliyor olarak düşündüm. Bölümden anlayacaksınız zaten. Gerçekten de böyle olabiliyor mu bilmiyorum.
" İyi akşamlar, Bay Froz. "
" İyi akşamlar, Weasley. "
" İyi akşamlar, Bayan Jofes. "
" Size de iyi akşamlar, Bay Weasley. "Tonks, Bakanlık çıkışına doğru ilerlerken bu sözler kulaklarını dolduruyordu. Birden
" İyi akşamlar, Bayan Tonks. " denip, önüne birinin çıkmasıyla afalladı. Sonra onun yolunu kesen bu kişiye baktı." Size de iyi akşamlar, Bay Yaxley. "
" Bugün arşivliğe gittim. 18. blok, A bölümüne . Seherbaz bürosuna ait bir doysa duruyordu. Yanlış hatırlamıyorsam seherbaz dosyaları V bölümünde durmuyor muydu?"
Tonks şifreyi anlayıp
" Üzgünüm Bay Yaxley ama arşivlik dosya işleriyle Bay Doxan ilgileniyor. " dedi. Sonuç olarak dinlenme riskini alamazlardı.Yaxley başını salladı.
" Teşekkür ederim, Bayan Tonks. Doxan ile ben ilgilenirim. "
" Rica ederim, Bay Yaxley. Tekrardan iyi akşamlar. "
" Size de öyle, Bayan Tonks. " Yaxley uzaklaşınca Tonks geri yoluna devam etti. Bakanlık'tan çıkınca hemen saatini kontrol etti. 18. 14'ü gösteriyordu." 4 dakikam var..." diye mırıldanıp mugglelardan uzak bir yere gitti, cisimlendi.
Normalde günün bu saatinde hava daha yeni yeni kapanmaya başlamış olurdu ama geldiği yer şu anda gece yarısı gibi zifiri karanlık ve pisti. Her yerde boş bira şişeleri ve cam kırıkları duruyor, muggleların polis sireni dediği şey uzaklardan yankılanıyordu.
Tonks kendini ürpermekten alıkoyamadı. Ama sadece bir kaç dakika sonra burası onun için gökkuşağı ve unicornlarla dolu bir cennet olacaktı.
Yalnızca tekir bir sokak kedisinin olduğu iki bina arasındaki ufak ara sokağa girdi ve beklemeye başladı. Çok geçmeden, saat tam 18. 18'i gösterdiğinde, yanı başında bir şak sesiyle biri kişi belirdi; Severus Snape...
Hâlâ karanlıkta olmasına rağmen evlerin perdeleri arasından sızan ufak ışıklardan silueti az çok belli oluyordu ama o olmama ihtimali de vardı.
" Walpurgis. " dedi kısık ama son derece net duyulan sesiyle Snape. Tonks yaslandığı duvardan doğruldu ve
" Şövalyeleri. " diye tamamladı. İkisi de emin olunca Snape bir büyüyle etrafta biri var mı diye araştırdı. Temiz çıkınca da yavaşça genç kadına eğildi." Hazır mısın? Sana dediğim gibi çalıştın mı?"
Tonks başını salladı.
" Tekniği olabildiğince ilerlettim. "
" Güzel. 15 dakika dayanman yeterli olur. "
" Hıhı. "İkisi beraber etrafı tekrar kontrol ettiler, sonra Tonks Snape'in kolunu tuttu ve ikinci bir şakla bu defa ikisi ortadan kayboldu.
Ayakları tekrar yere vurduğunda Tonks, bir tepede bulunan ve yıllardır kimsenin ilgilenmediği belli olan bir malikanenin kapısına geldiklerini gördü. Kapıda çürümüş bir yılan derisi asılmıştı ve pencereler genel olarak ya kırıktı ya da çivilenmiş tahtalarla örtülmüştü. Tepenin aşağısındaki yoldan bir yerleşim yeri görünüyordu. Ama sanırım artık orası da kısmen terk edilmiş bir yerdi.
Kapının açılmasıyla genç kadın önüne döndü ve dışardan pek farkı olmayan karanlık koridorlara dalan Snape'i izledi. Beraber bir dizi koridor ve merdivenden geçtikten sonra bir kapının önünde durdular.
Snape yavaşça kapıyı art arda iki kez, sonra da üç kez çaldı. Kapı ağır ağır açıldı. Geldikleri yer bir yemek odasıydı. Uzun, ince bir masanın etrafında Ölüm Yiyenler çevrelenmiş, en uçta da Voldemort yılanı Nagini ile oturmuştu. Tek kelimeyle iç ürperten bir manzaraydı.
Voldemort'un yılanımsı yüzünde gelenleri görünce ürkünç ve sahte bir gülümseme oluştu.
" Severus, Nymphadora; sonunda. Biz de endişelenmeye başlamıştık. Severus sen Lucius'un yanına geç. Vr sen, Nymphadora, sen de benim yanıma gel. Sanırım bir süreliğine yerine oturman Bella'nın zoruna gitmez hatta eğer çok istekli olursan sonsuza dek de senin olabilir. "Ölüm Yiyenler pis pis kahkaha attılar. Ama biri vardı ki diğer hepsini bastırıyordu. Tonks, Merula'yı görmezden gelip Narcissa'ya hir bakış attı. Teyzesinin yüzü gülenlerin aksine taş bir heykelden daha duygusuzdu. Ya da Voldemort'tan mı demeliyiz...
Her neyse. Snape Lucius'un solundaki boş yere otururken Tonks da bunu hiç istemese de memnun görünmeye çalışarak Voldmeort'un sağında kalan yere oturdu. Nagini ona aç aç bakıyor, daha da gerilmesine neden oluyordu ama hayır! O Druella Black'in torunuydu. Olduğundan büyük bir yılan onu korkutamazdı. Korkutmamalıydı.
Kendi mavimsi - yeşil gözlerini yılanınkilerden çekti ve diğer Ölüm Yiyenler gibi Voldemort'a baktı. Voldemort ise tek tek hepsini inceliyordu. Kırmızı gözleri bir anda Yaxley'in yanında oturan Merula'nın üzerinde durdu. Sıcak (!) bir şekilde
" Merula, nasılsın? Umarım seherbaz bürosunda işler yolundadır. " dedi. Merula, Tonks'a hain bir bakış attı. Sonra da efendisine (!) döndü.
" Aslına bakarsanız lordum, size karşı dürüst olacağım, işler evet, rayında ama bu beni çok yoruyor. Keşke birileri de seherbazlarla arkadaşlık kurmak yerine bana yardım etseydi. " tüm bakışlar bir anda Tonks'a döndü.
Tonks hiç bozuntuya vermedi. Zaten ne zaman bir s*rtüğün sözlerini takmıştı ki?
" Lordum, lütfen beni mazur görünüz ama ne zamandan beri Ölüm Yiyenler hâlâ Hogwarts'ta okuyormuş gibi en küçük bir şeyi ispitleyen insanlardan seçiliyor? Ve bilginin ofisinde otururken geleceğine inanılıyor? Dumbledore'un adamları bizden şüphelenirken elbette mümkün olduğunca çok kendimi sevdirmem normal değil mi?"
Bakışlar bu defa da Merula'ya döndü. Kahvernegi saçlı kız yutkundu ve ağzını açtı ancak cılız bir A... harfinden başka bir şey çıkmadı.
" Tabiki de haklısın, Nymphadora. " dedi Voldemort.
" Sizden istediğim de zaten bu. Ve madem kendine ufak bir çevre buldun, bize eminim bir kaç haberin vardır. "Işin can alan noktasına gelmişlerdi işte. Tonks hemen zihin kalkanları yükseltip dosdoğru lordun yüzüne baktı.
" Bir kaç tane var, Lordum. Eminim Gelecek Postası'ndan görmüşsünüzdür. Sturgis Podmore... Yoldaşlık üyesi. Esrar Dairesi'nde bulundu. Dumbledore Esrar Dairesi'ni hiç boş bırakmıyor ve ne yazık ki çoğu üyesi bizim gibi gizli olduğu için kimim kim olduğunu saptamak da zor. "
Voldmeort başını salladı.
" Bunu zaten tahmin etmiştim. Peki başka?"
" Devler lordum... Dumbledore devlere elçi göndermiş. "Voldemort'un kaşları kalktı.
" Işte bu yeni bir haber. Peki ya sen Severus?" geri kalan casuslar raporlarını verirken Tonks'un içinde bir his oluştu. Sanki... sanki birine ihanet ediyormuş gibiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...