Tonks derin bir nefes verdi ve elindeki kağıt parçasına alelacele bir imza atıp onu diğerlerinin üstüne ekledi. Bunlar Bakanlık'ta ki görevinden Hogsmeade korumalığına geçtiğine dair resmi evraklardı. Dün sabah atamasını istemiş ve bu akşam üstü de bir bakanlık baykuşu bir tomar onay belgesi ile camına dayanmıştı.
Bu işi istemesi için bir çok nedeni vardı: Birincisi Yoldaşlık adına Rookwood'u gözetleyecekti, ikincisi Draco'ya göz kulak olacaktı ( Snape'e tamamen güvenmiyordu. ), üçüncüsü plan için Dumbledore'a yakın olacaktı ve sonuncusu biraz kafa dağıtıp başka şeylere odaklanmaya ihtiyacı vardı.
İç çekti ve tüy kalemi masasının yanında süzülen hokkaya batırıp ayağa kalktı. Saat gece on birdi ve son zamanlarda artan kabusları nedeniyle artan uykusuzluğuna rağmen hiç uykusu yoktu. Aslına bakarsanız biraz dışarıya çıkıp konuşmaya ihtiyacı vardı.
İlk düşüncesi Grimmuld Meydanı 12 Numara'ya gitmek oldu. Sirius oradaydı. Harry muhtemelen uyumuştu. Bildiği kadarıyla yarın sabah Dumbledore onu Kovuk'a götürecekti. Neden Sirius'un götürmediğini bilmiyordu ama sonuçta bu Albus Dumbledore'du. Kimse onu çözemezdi.
Ancak Sirius'la konuşmak istemediğini fark etti. O, onu anlamazdı. Konuşmak istediği kişinin onu dinlemesini, yargılamamasını ve mümkünse ne yapacağı hakkında tavsiye vermesini istiyordu. Sirius'un bunu yapabileceğinden şüpheliydi.
Titrek bir nefes verdi. Böyle zamanlarda annesini her zamankinden çok özlüyordu. Annesi onu anlardı. Yargılamazdı ve belki babası ile kendisinin aşk hikayesini anlatıp onu hem güldürür, hem utandırır hem de ona tavsiye verirdi.
Ama bir sorun vardı: Annesi yoktu. Her zaman onun hakkında anılarını anlatan Narcissa teyzesi yoktu. Onu her şeyden koruyacağına söz veren Regulus yoktu. Yoktu. Hepsi gitmişti. Bellatrix'in ona sarılacağını düşünmek bile imkansızdı.
O an aklında bir isim parladı: Molly Weasley. İlk andan itibaren ona karşı hep çok anlayışlı ve anaç olmuştu. Belki bu görgüsüzlüktü ama şu anda biraz şefkate her şeyden çok gereksinimi vardı. Bu yüzden pelerinini askılıktan alıp asasını iç cebine koyduğu gibi evden çıktı ve cisimlendi.
Ayakları kırsal araziye bastığında mutfak ışığının yandığını gördü. Molly muhtemelen terfi aldığı için artık eve çok geç dönen Arthur'u bekliyordu.
Daha önce Kovuk'a bir kez gelmişti. Geçen ay, Sirius'un zoruyla. Sevimli bir yerdi. Sıcacıktı. Kısacası Grimmuld Meydanı 12 Numara'nın olamayacağı her şeydi.
Kapıya yaklaştı ve vurmadan önce boğazını temizleyip pelerinini düzeltti. Ve hafifçe vurdu. Sert ses hemen yanıt vermedi. Yaklaşık bir 15 saniye kadar bekledi.
" Kim o?"
" Benim Molly... Nymphadora Tonks. "
" Kanıtla!"
" Peki, amm... şey... Yoldaşlık'a ilk katıldığım zaman yemekten sonra bana binamı sormuştun. Ben Slytherin olduğumu söyleyince de Sirius annemin bir Hufflepuff'la evlenmesini anlatmıştı. "
Kapı bir tık sesiyle açıldı ve bodur, kızıl saçlı Molly Weasley göründü. O daha ne olduğunu anlamadan genç kadına sarıldı ve
" Tonks, tatlım! Bu ne güzel bir sürpriz. " diye haykırdı.
☆
Ocağın üstündeki çaydanlık ıslık çalıyor, alevlerin ışığında masanın etrafında oturan iki kadının yüzlerini aydınlatıyordu; kızıl saçlı olanın yüzü hüzün ve anlayışla katılmıştı, mat fare rengi saçlı kadının boştaki elini destek olurmuşcasına kavrıyordu. ( Diğer eli sıcak çay kupasını kaçıp gitmesinden endişeleniyormuş gibi sımsıkı kavramıştı. )
Tonks'un ifadesi ise tam bir enkaz olduğunu vurguluyordu. İçindeki acısını bugün burada Molly'e açmıştı ve o da onu hiç bir şekilde bölmeden, sessizce dinlemişti. Anlatması bittiğinde Molly elini biraz daha sıktı ve
" Zavallı canım..." diye mırıldandı ve burukça gülümsedi
" Anlamıştım gerçi. Remus'la birbirinize bakışlarınız normal olamayacak kadar sevgi doluydu."Tonks hıçkırdı ve bunu gizlemek için çayından bir yudum aldı. Ancak Molly bunu fark etmişti. Diğer elini de genç kızın elinin üzerine koydu ve başparmağıyla yavaşça okşadı.
" Üzülme canım... Remus eminim geri gelecektir. O sadece korkuyor. Bilirsin bazen Gryffindor'lar da korkar ama eninde sonunda hatasını anlayıp geri gelecektir. Sirius onun aklını başına getirecektir. "
Tonks bu kez saklamaya lüzum görmeden art arda bir kaç hıçkırık saldı ve
" B-ben sadece..." diye kekeledi.Molly hemen bir elini salıp asasını salladı ve bir bardak su çağırdı. Tonks'a uzatıp
" Şşt... Sakin ol. İç bakalım. " dedi.
Suyu içtikten sonra Tonks daha iyiydi. Kupasından bir yudum daha aldı ve cümlesine devam etti.
" Ben sadece korkuyorum Molly. Savaş başladı ve kimse güvende değil, biliyorum ama onun için çok endişeliyim. İkisi için de. "
" İkisi?" Tonks pot kırdığının farkına varıp hemen gözlerini ondan kaçırdı ve
" Bilirsin, Sirius. " diye yalan söyledi.
" Ve tabi Harry. "Molly başını salladı. O sırada ahşap kapı çalındı ve kızıl saçlı kadın kaşlarını çatıp ayağa kalktı.
" Kim var orada? Kendini tanıt!" Tonks hemen kızarmış gözlerini ellerinin tersi ile kavuşturdu ve kupasını geri kavradı.
Gelenler Harry ve Dumbledore'du.
" Şanslıydık. Slughorn beklediğimden daha ikna edilebilirdi. Tabi Harry sayesinde. Ah, merhaba Nymphadora. " Dumbledore ona babacan bir gülümseme ile bakarken
" Merhaba, profesör. " dedi ve şaşkın şaşkın ona bakan Harry'e bakıp ekledi
" Merhaba, Harry. "
" Merhaba, Tonks. " Tonks pelerinini alıp ayağa kalktı.
" Gitsem iyi olucak. Çay ve arkadaşlığın için teşekkürler, Molly. "
Dumbledore nazikçe ısrar etse de onu dinlemedi ve gözlerinden kaçınarak reddetti. Bu halde zihnifend en son yapamayacağı şey bile değildi.
" Tatlım neden haftasonu akşam yemeğine gelmiyorsun? Deligöz, Sirius ve Remus da gelecekti. " dedi nazikçe Molly.
Ancak Tonks onu da reddetti.
" Gerçekten olmaz, Molly. Yine de teşekkürler. Herkese iyi geceler. "Evden hızla fırladı ve cisimlenme sınırına gitti, kendi etrafında dönerek gözden kayboldu.
Sırf dedikoducu akrabalarımdan kaçmak için yazdığım bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde büyük ihtimalle Remus ve Sirius'un konuşması olucak. Ama kesin değil daha. Neyse. İyi bayramlar ve akrabaları benimkiler gibi olanlara sabırlar.🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...