Sihir Bakanlık'ın tekdüze gürültüleri etrafı doldururken Remus ceketini düzelterek içeriye girdi ve asansörlere bindi. Gitmek istediği katın düğmesine bastı. Asansör hareket ederken o heyecandan ölecek gibiydi.
Asansör operatörü
" (...). KAT: TEHLİKELİ YARATIKLARIN DÜZENLENMESİ VE DENETLENMESİ KOMİTESİ. " deyip kapıları açınca gergin bir nefes verdi ve asansörden çıktı.O bunu yapar yapmaz yanına bir cadı yaklaştı. Kırklı yaşlarda, ciddi görünümlü bir cadıydı
" Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?" dedi Remus'u baştan aşağı süzerken. Remus rahat olmaya çalışarak" İyi günler, ben Bayan Nymphadora Tonks'a bakmıştım. " dedi.
" Bayan Tonks bugün izinli, işe gelmedi. " dedi cadı, Remus'un çiziklerle dolu yüzüne bakarken.
Pekâlâ, Remus artık o kadar da rahat değildi. Konuşunca sesi boğuk gelmemesi için hafifçe öksürdü.
" Ben - öhöm- onun evinin adresini alabilir miyim acaba? " cadı tekrar onu süzmeye başladı
" Adres vermiyoruz. "
" Evet, anlıyorum ama benim kendisiyle konuşmam gereken mühim konular var. İşle ilgili. " nasıl bu kadar çabuk bir yalan kıvırdığına kendi de şaşmıştı.Cadı gözlüklerini düzeltip zaten dik olan duruşunu daha da dikleştirdi
" Pekâlâ, eğer durum buysa. Ama Bayan Tonks sizinle konuşmak istemezse şaşmayın. Kendisi çok önemli olmadıkça izin günü rahatsız edilmeyi sevmez. "Remus bir an için duraksasa da hızlı toparlandı ve başını salladı
" Merak etmeyin. " cadı bir ofise geçip adresi yazdı ve genç adama uzattı. Remus teşekkür edip kağıdı cadının elinden aldı.☆
Tonks gergin bir şekilde, titreyen parmakları arasındaki su bardağını masanın üstüne bıraktı ve ince parmaklarını şakaklarına getirdi. Bu sabah erkenden bir haber almıştı ve hiç memnun değildi; Fenrir Greyback kaçmıştı! Hem de daha sorgusu bitmeden.
" O aptallara iş emanet edersen olacağı bu." diye mırıldandı sıktığı dişleri arasından. Bu esnada kapı çaldı. Ofladı. Kim onu rahatsız ediyordu yine? Kısa holü geçip kapıyı açtı. Kesinlikle Remus'u görmeyi beklemiyordu. Ki bu şaşkınlığı sesine de yansıdı
" Remus? "
" Merhaba Tonks, rahatsız etmiyorum ya?" bakışları kadının üstündeki el örmesi hırka, beyaz tişört ve kot pantolana kaymıştı.Tonks utandığını hissetti. Kim bilir saçları ne haldeydi.
Pembe renk saçlarından bir tutamı kulağının arkasına sıkıştırıp
" Yo yo, etmiyorsun. Umm... Gelsene. " Remus gülümsedi ve içeriye geçti.Ev, bulunduğu mahalleye göre bayağ ışık alıyordu. Özellikle de salon. Remus salona geçince gözüne çarpan ilk şey sehpanın üstünde ki Fenrir Greyback hakkında yazılmış haberler oldu.
Tonks bir bilek hareketiyle parşömen ve gazete kupürlerinin komidine girip kilitlenmesini sağladı. Remus hafifçe boğazını temizledi.
" Rahatına bak. Kaymak birası?" dedi Tonks, tüm misafirperverliğiyle.
" Olur, içerim. Teşekkürler. " dedi Remus güler yüzle.Tonks gitti. Kumral saçlı genç adam onu beklerken etrafa bakınmaya başladı. Onların evi kadar bir ' yuva ' değildi. Daha çok geçici süreliğineymiş gibi daha sade ve tekdüze dekore edilmişti. Ancak yine de tıpkı onların evinde olduğu gibi her yerde fotoğraflar vardı. Merakına engel olamayıp dağınık olan kitaplıkta ki bor kaç fotoğrafı incelemeye başladı.
Bir tanesinde pembe saçlarıyla Tonks vardı. Üzerinde pembe fırfırlı, kabarık bir elbise gitmişti. En fazla 6 yaşında duruyordu. Hoşnutsuz olduğu her halinden belli olan şekilde birinin kucağında duruyordu; yaşlı, ama kesinlikle bir o kadar da asil görüntüsüyle Walburga Black...
Başka bir fotoğrafta ise Tonks 2 ha var, ha yoktu. Ama daha mutlu olduğu kesindi. Fotoğraf Grimmuld Meydanı 12 Numara'da çekilmişti. Yine birinin kucağında duruyordu. Remus onu hemen tanıdı. Sirius'a benzer hatlarıyla Regulus Black'ti bu. 18 yaşında olmalıydı. Tonks'un üzerindeki yazlık giysinin aksine o, uzun kollu gömleğinin kol düğmelerini sıkı sıkı iliklemişti.
" Karanlık Işareti'ni almış..." diye mırıldandı Remus. Kaşlarını çattı, sıradaki resime geçti. Bu da gayet aşina olduğu Hogwarts bahçesinde çekilmişti. Bu defa Tonks, turkuvaz saçlarıyla 15 yaşındaydı. Yanında Hufflepuff atkılı bir kız vardı. İki kız kol kola girmiş şekilde gülümsüyorlardı. Tıpkı Çapulcular'ın fotoğraflarda olduğu gibi.
O sırada içerden bir kırılma sesi geldi. Remus atkıyı koltuğun üstüne bırakıp hemen
" Tonks! İyi misin?" diyerek mutfağa girdi. Yerde cam kırıkları vardı ve tabi onları toplayan Tonks. Hemen onun yanına çömeldi. Neyseki herhangi bir yara ya da başka bir şey yoktu. Tonks ayağa kalktı." Endişelenme. Hep oluyor. Biraz sakarım."
Evet bu cümleyi Remus geçen yıl, Hogsmeade'de duymuştu. Tonks buz tutmuş yoldan dolayı kayıp kollarına düştüğünde. Bunu hatırlamak bile kalbinin yine o zaman ki, tam o anda olduğu gibi hızla çarpmasına, nefesinin kesilmesine yol açıyordu.
Ve bunu tek hisseden Remus değildi.
Remus da kendini toparlayıp ayağa kalktı. Bu... bu yaptığı aptallıktı. Atkıyı o cadıya teslim etmek ya da baykuşla göndermek varken o pür heves buraya gelmişti! Kendi kendine kızdı.
" Oculus reparo!" Kırık fincan parçaları bir anda birleşti.
" Aamm, şey ben gitsem iyi olucak. Hoşçakal. " Tonks şaşırsa da
" Peki, görüşürüz. " dedi.Remus'u geçirmek için arkasından gittiğinde adam çoktan cisimlenmişti.
" Ne oldu bu adama birdenbire?" Açıkçası pembe saçlı kadının morali bozulmuştu. Kapıyı biraz (!) hızlı kapatıp içeriye geri girdi. Koltuğa oturduğu sırada altında bir şey hissetmesiyle kalkıp baktı. Bu onun haftalar önce kaybettiği atkısıydı. El örmesi atkıyı eline aldı. Burnuna kahve ve çikolata kokusu doldu. Hafifçe gülümseyip atkıyı boynuna doladı.
Bugün internette öylesine harry potter a bakınırken ( kastım remus ve tonks hakkında yazılanları milyonuncu kez okurken 😌) üç şey öğrenmiş oldum:
1- Honks diye bir ship varmış ( harry ve tonks)
2- Remione diye bir ship varmış ( remus ve hermione )
Ve beni en çok üzen
3- Tonks hakkında neredeyse hiç ilginç şeyler ya da shipler yok. Alakalı alakasız bir dünya ship var ama benim renkli kafam ın sadece belli başlı halleri var ( alınma remuscuğum. Bu seninle alakalı değil)
Neyse cancağızlar. 25. Bölümde görüşmek üzere 👋🏻😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rewrite The Stars || Remadora
FanfictionBiri eski bir profesör ve kurtadam diğeri ise Ölüm Yiyen akrabaları tarafından yetiştirilmiş bir metamorphagus. Aydınlığın ve karanlığın savaşında birlikte olmaları için bir sürü engel var ve bunlar görüldüğü kadar basit şeyler değil. _____________...