15. Kısım: Karanlık İşaret

190 15 19
                                    

Her yerde beyaz, yeşil ve kırmızı renk havai fişekler, balonlar ve renkli başka süslemeler uçuşuyordu. Ah, tabi bir de taraftarların tezahüratları...

" Huu! Bastır İrlanda!" ikizler var güçleriyle bağırdılar. Bulundukları yerden maç kesinlikle mükemmel görünüyordu.

Ama onların aksine Harry ve Ron Bulgarlar'ı tutuyordu.

Viktor Krum'ın kendini göstermesiyle herkes daha da coştu. İrlanda'yı tutanlar bile.

" Vay, canına bu Viktor Krum!" dedi Draco heyecanla. Lucius acilen bir yere gitmesi gerektiğini söylemiş ve yanlarından ayrılmıştı.

Tonks kendi kendine göz devirdi ve tıpkı muggleların opera dürbününe benzer olan şeyi başka bir yöne çevirdi.

" Hey, nereye bakıyorsun sen? Krum ve altın snitch şu tarafta. " Tonks, Draco'nun onu dürtmesiyle deminden beri Remus'u izlediğini fark etti. Saçları demir renginden ciklet pembesine dönerken yanakları da yanmaya başlamıştı.

Draco onun nereye baktığını görmeye çalıştı fakat Narcissa'nın uyarısıyla tekrar maça odaklanmak zorunda kaldı;

" Draco, kuzenini rahat bırak ve maça odaklan. "
" Peki, anneee... "

Tonks derin bir nefes verdi. Ucuz yırtmıştı. Maçın geri kalanı boyunca bir daha Remus'a bakmamaya çalıştı.

Bu esnada Narcissa da kendi kendine söylenip saatine bakıyordu
" Nerede kaldı bu adam?"

Maç bitip, herkes dağılmaya başlarken bile Lucius ortalarda yoktu. Tonks, atak bir şekilde teyzesinin koluna girip
" Işi uzamıştır. Merak etme, birazdan gelir. Biz de çadıra gidip biraz soğuk şeyler içelim. " dedi ve onu Malfoy ailesinin çadırına (!) götürdü zira çadır, pek de çadıra benzemiyordu.

Olivia onlara hemen soğuk birer alıştırmalık ve dondurma hazırlamaya başladı.

Soğuklarını bitirdiklerinde genç kız ayağa kalktı.
Narcissa ona sorarcasına baktı.

" Biraz dolaşacağım. " diye açıkladı Tonks.
" Uzun sürmesin. " dedi Narcissa. Tonks başıyla onaylanıp çıktı çadırdan.

Çapulcular ve Weaseyler, Weasleyler'in çadırındaydılar. Arthur gaz lambasını yakıyor, Remus ile Sirius işle ilgili bir konuyu tartışıyor ve çocuklar da maç hakkında konuşuyordu.

" Bence Krum gibisi yok. " dedi birden Ron, İrlanda'ların maskotunun taklidini yapan ikizlerin arasına girip.

" Krum mı?" dedi Fred inanmaz bir ses tonuyla.
Sonra ikisi beraber bu sefer de Krum'ın taklidini yapmaya başladılar. Ron hala Krum'ı onlara karşı savunuyordu.

" Aşık mı oldun, Ron?" dedi Ginny alaycı bur sesle.
" Kapa çeneni, Ginny. " bu sefer ikizler, Ginny ve Harry bir aşk şarkısı söylemeye - böğürmeye- başladılar.

Fred birden durup dışarıdaki kalabalığa doğru baktı.
" Sanırım İrlandalılar fazla gururlu. "

" Durun!" dedi birden bile Sirius. Telaşlı görünüyordu.
" Ne oldu, Sirius amca?" dedi Harry.
Ama Sirius yerine Arthur cevapladı.
" İrlanda'yı boş verin şimdi, burdan acilen gitmeliyiz!"

Aceleyle hepsi de dışarıya çıktılar.
" Çabuk anahtara!" dedi Remus
" Birbirinizden sakın ayrılmayın ve Fred ile George, çocuklar size emanet."

Her yer adeta kıyamet alanıydı. Bazı çadırlar yanıyordu kimse kimi ezdiğini umursamadan kaçmaya çalışıyordu.

" Harry!" dedi Hermione ve onu kolundan tutup çekiştirerek koşmaya başladı.

Geri kalan üçlü de asalarını çıkarttılar.

" Sizce bu ne?!" dedi Arthur, kaçışan kalabalığın tam tersi yöne giderken, sesini duyurabilmek için bağırarak.

Ve ileride onlara dogru gelen kukuletalı ve maskeli bir gurup göründü.

" Ölüm Yiyenler...?" diye fısıldadı Remus, yıllar sonra ne işleri vardı ya da ne yaptıklarını sanıyorlardı?

Sirius'la başlarını aynı anda birbirlerine çevirdiler. Sirius da en az onun kadar bu duruma şaşırmış görünüyordu.

Tekrar önlerine döndüklerinde Ölüm Yiyen gurubu muggle bekçi ve ailesine saldırıyordu. Olaya hemen müdaheleye giriştiler.

Tonks ellerini ceplerine sokmuş, çadırlar arasında işsizce dolaşıyordu. Birden gelen bir çığlık sesiyle başını yavaşça kaldırıp sesin geldiği yöne baktı ve yaklaşmakta olan alevlerle alevler arasındaki gurubu gördü. I. Büyücülük Savaşı bittiğinde 7 yaşında olmuş olabilirdi ama bu kukuletalı gurubu keisnlikle hatırlıyordu. Eh, ne de olsa ailesinin büyük bir çoğunluğu vaktinde onlardan biriydi değil mi?

Teyzesi Bellatrix, Rodolphus eniştesi, Rabastan Lestrange, Büyük Amca Orion ve o daha 2 yaşındayken, Wal halasının sürekli anlattığı Regulus...

Asasını avuçlayıp hızla, koşar adım geldiği yolu geri döndü. Alan çoktan boşalmıştı. Derin bir nefes verdi ancal bunun için daha erkendi. Gerçi Cissy ve Draco'ya Ölüm Yiyenler safkan oldukları için zarar vermezlerdi ama o bu kargaşada onları sağ salim görmeden rahat edemezdi.

Anahtarların bulunduğu alana doğru ilerlemeye başladı. İşin hayret verici tarafı ortalık hemen boşalmıştı. Ölüm Yiyenler bile ortalarda yoktu. Ortalık bildiğiniz bir savaş enkazıydı.

Ki bu da oldukça tedirgin ediciydi. Tonks hızını daha da arttırdığı sırada önce bir ses duydu. Genç ve biraz ergenimsi bir erkek sesiydi.

" Morsmorde!"

Önce yeşil bir ışık havaya yükseldi, ardından gökyüzünde patlayıp vaktinde herkesin kabusu olan işareti oluşturdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Önce yeşil bir ışık havaya yükseldi, ardından gökyüzünde patlayıp vaktinde herkesin kabusu olan işareti oluşturdu.

Tonks sertçe yutkunup bakışlarını tekrar indirdiği sırada ileride, yerde uzanan bir silüet gördü. Çocuk siluetine benziyordu. Gözlerini daha iyi görebilmek için kıstı ve o tarafa doğru ilerlemeye başladı.

Yanılmamıştı. Gerçekten de bir çocuktu bu ve o şeydi... Harry Potter?

Rewrite The Stars || RemadoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin