73. Bölüm - Karanlık Koridorlar

3.2K 321 53
                                    

Sabah uyandığımda Kain yanımda yoktu ve sonraki dört gün boyunca da; ne yemeklerde, ne de odasında görebildim onu. Aleksev'in getirdiği haberler kötü olmalıydı. Çünkü bu süre boyunca Duncan'da ortalıkta görünmedi. Bütün gün çalışma odasına kapanıp toplantılar yapıyorlardı.

Bu işlerden kesinlikle anlamıyordum ama bu kadar ne konuşuyor olabilirlerdi ki?

En sonunda, beşinci günün sabahında yemek salonunda Kain'in yanındaki yerime geçtim ama beni fark etmedi bile. Bu tavrının çokta normal olmadığını biliyordum ancak yine de kafasının dolu olduğunu düşünüp umursamadım. Kahvaltıdan sonra ise nihayet Duncan'la dersimize kaldığımız yerden devam edebildik.

Bu kez Duncan'a, Northend'de neler olduğunu sordum. Yine o alaycı tavrını takınıp benimle kafa bulmasını bekliyordum ancak derin bir iç geçirip kılıcını indirerek, "İyi değil Eva, hem de hiç değil." diye cevap verdi.

"Bu da ne demek şimdi?"

Bana imalı bir bakış atıp, "Senin de, esasen bilmemen gereken dilimizde konuşulanları dinleyerek öğrendiğin gibi; Kuhn'Tiras'dan köylere küçük gruplar halinde de olsa baskınlar düzenleniyor. Üstelik karışık gruplar olarak, yani Ogre'ler, devler ve Imp'ler birlikte hareket ediyor. Bu ciddi bir durum, onların birlikte hareket ettikleri daha önce hiç görülmemişti."

Ardındansa bir süre sessiz kalarak, olanlara gerçekten de anlam veremiyormuş gibi kafasını iki yana salladı. Omuzları sanki yenilgiye uğramış gibi çökmüştü ve çok yorgun görünüyordu.

Ben tam tekrar konuşmayacağını düşündüğüm sıra da ise, "Tek başlarınayken zaten yeterince dert olabiliyorlardı ama şimdi bir de birlikte hareket etmeleri..." deyip duraksayarak bir süre düşünür gibi kafasını yana eğdi.

"Üstelik bunun; Samanaların, Mahnzaru'yu tutan sınırda tuhaf titreşimler olduğunu idda ettikleri bir döneme denk gelmesi, ister istemez olanların bir tesadüf olamayacağını düşündürüyor." diye devam etti.

"Mahnzaru ile bir bağlantısı olduğunu mu düşünüyorsunuz?" diye sordum. Bunu sormamın sebebi benimle aynı sonuca varıp varmadıklarından emin olmaktı.

"Düşünmüyoruz Eva, durum bunu gösteriyor."

Duncan'ı tanıdığımdan beri ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. Demek ki durum gerçekten kötüydü.

"Peki, bir planınız var mı? Ne yapacaksınız?"

"Her şeye hazırlıklı olarak beklemek ve herkes için en iyisini ummak dışında mı?" diye sorsa da aslında benden bir cevap beklediği yoktu. Kafasını iki yana sallayıp, "Hiçbir şey Eva, yapabileceğimiz hiçbir şey yok." diye kendi sorusunu kendi yanıtladı.

"Mahnzaru, hapsedildiği sınırları geçebilir mi?"

"Geçememesi gerekiyor... Ancak buna kalırsa, Kuhn'Tiras'da ki yaratıklarına da ulaşamıyor olması lazımdı."

"Belki de o yapmıyordur. Yani demek istediğim belki buna sebep olan başka bir şey vardır. Belki de Imp'ler ve Ogre'lerin kafası, sonunda birlikte hareket etmelerinin çok daha iyi olacağını anlayabilecekleri kadar çalışmaya başlamıştır. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"

Elbette bu işte Mahnzaru'nun parmağı olabileceğinin farkındaydım. Esas amacım; ben sadece tahmin yürütebiliyor ve olasılıklar üstüne yorum yapabiliyorken, onların bu kadar kesin bir kanıya varmalarının altında yatan bir sebep olup olmadığından emin olmaktı.

Duncan ise bana tuhaf bir bakış atarak, "Elbette, aslında belki bizde senin gibi düşünüp, kendi yarattığımız pembe bulutlardan oluşan dünyamızda yaşamalı ve hiçbir şey bilmiyormuş, görmüyormuş, ya da farkında değilmişiz gibi günü yaşamalıyız." dedi

EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin