14. Bölüm - Shadowlands

9.7K 689 33
                                    

 4

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 4. senemiz...

Evden bozma arabamızla bu kez Shadowlands'e gidiyorduk. Saya'dan öğrendiğim kadarıyla eskiden Ahura'sperta'ya ait olan topraklara...

Shadowlands; doğusunda ve batısında yüksek sıra dağları kendine sınır yapmış, geniş bir U şeklindeydi. Girişin iki yanında biri sembolik olarak kralı yani Tohar'ı, diğeri de kraliçeyi yani Ahura'sperta'yı temsil eden yüksek heykellere bitişik beyaz taş duvarlar, sıra dağlara kadar uzanıyordu.

Heykellerin hâlâ yerinde duruyor olmasına şaşırmıştım ama Saya, ölümsüz liderlerin bu heykelleri gördükçe zaferleriyle böbürlenebileceklerini düşünüyordu.

Shadowlands, o kadar büyüktü ki şu an içinde Rakshasalar'a, Ak Samanalar'a ve Kara Samanalar'a ait tam üç bölge bulunuyordu. Bir bölgesi olmayan tek ırk; Kravyadlardı. Onlar da tıpkı Elflerin Ahura'yla yaşadıkları gibi, Rakshasalarla yaşıyordu. Rakshasaların yakın dostları ve korumalarıydılar. Ayrıca burad aölümsüzlere ait olan her bölgenin; kendi halkı ve kendi dili de vardı.

Shadowlands'in; batısında Rakshasalar'a ait Shadowmon toprakları, doğusunda kalan Ak Samanalar'a ait Highmountain toprakları ve güneyinde de Kara Samanalar'ın Lamedon toprakları vardı. Her bölge de; sadece kaledekilerin ve ölümsüz soyluların ihtiyaçlarını karşılamaları için, onların yerleşim yerlerinden oldukça uzakta bulunan küçük birer kasaba da bulunuyordu.

 Her bölge de; sadece kaledekilerin ve ölümsüz soyluların ihtiyaçlarını karşılamaları için, onların yerleşim yerlerinden oldukça uzakta bulunan küçük birer kasaba da bulunuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her ne olursa olsun Shadowlands muhteşemdi. Girişten girdiğimiz anda bizi temiz orman ve toprak kokusu karşıladı. Gece için ormanda mola verebileceğimizi düşündüm. Belki bir tavşan yakalar ve akşama yahni bile yiyebilirdik. Bu düşüncemi Saya'ya açtığımda ise kafama yine bir baston darbesi yedim.

Harika... Bu gidişle birkaç sene içinde gerçekten aptal olacaktım.

Gözlerimi birkaç defa kırpıştırıp ona kafam karışmış bir şekilde baktım. "Liderin izni olmadan bölgesinde avlanamazsın." dedi sert bir ses tonuyla.

Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonraysa, "Ayrıca ormanda da kalamayız çok tehlikeli. Her an bir Rakshasa ya da Kravyad ile karşılaşabiliriz. Bunlar avlanmayı seven ırklar ve ormanda gece vakti, yalnız iki kadın muhtemelen ağızlarını sulandırır." Sonra bana yandan bir bakış atıp dalga geçer gibi, "Hele bir de senin topuklarını popona vura vura kaçtığını görürlerse." diye devam etti.

EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin