Kendime geldiğimde hava çoktan kararmıştı.
Ellerim karnıma giderken, birkaç damla daha yaş aktı gözlerimden.
Rüyamda ailemi görmüştüm...
Demek ki çocukken sevilmiştim. Peki, ya sonra ne olmuştu?
İşte sonrası hâlâ yoktu. Ancak artık onların beni asla isteyerek terk etmeyeceğini biliyordum.
Bu bile, bir parça da olsa huzur vermeye yetmişti bana. Kafamı hafifçe çevirip, pencereden görünen dışarıdaki karanlığa bakmaya başladım. Güneş doğup hava aydınlanıncaya kadar, odama daha önce hiç tanımadığım bir kadın elinde bir tepsi yemekle girene kadar da bakmaya devam ettim.
Kadın tepside bulunan çorbayı içmem için dakikalarca dil döktü ancak oralı bile olmadım. En sonunda vazgeçip gitti ve yine yattığım yerden pencereden dışarı bakmaya devam ettim. Boynum sızlamaya başlamasına ise aldırış etmedim. Kapı açılınca kimin geldiğine dönüp bakmama gerek bile yoktu.
"Sonunda aramıza katılmana sevindim."
Cevap vermedim.
"Bir ara gerçekten endişelenmeye başlamıştım."
Cevap vermedim.
"Kendini nasıl hissediyorsun?"
Cevap vermedim.
"Daha ne kadar konuşmadan duracaksın?"
Cevap vermedim.
"Sana bunu yapan cezasını fazlasıyla aldı Eva."
Bu kez yine bir cevap vermesem de korkudan nefesim kesilmişti. Bana bunu yapanın Selene olduğundan ne kadar eminsem, Kain'in cezasını fazlasıyla aldı derken kast ettiği kişinin Selene olmadığından da o kadar emindim.
Bu, bir ceza alanın Ingrid olduğu anlamına gelebilirdi. Ancak ölüp kurtulmak onun için bir kurtuluş olurken, Alex için acı ve ıstırap anlamına gelecekti. Tek endişem buydu.
"Kan kölesi olan kadınlardan biriydi. Suçunu kendi itiraf etti. Şu orta alanda dans eden kadınlardan... Sanırım ilgimi fazlasıyla yanlış anlamış ve kendince senin yokluğunda yerine geçebileceği gibi bir yanılgıya düşmüş."
Bu tamamen saçmalıktı. Ölümsüzlerden birinin işlediği bir suçu yine masum bir insan ödemişti.
Ancak artık kendimde bu duruma karşı çıkacak güç bulamıyordum.
Bana neydi ki?
Ne anlamı vardı?
Neyi değiştirebilirdim?
Ayrıca bunu artık ister miydim?
Hayır. Bu artık benim savaşım, benim mücadelem değildi.
Benim artık hiç bir amacım, hiç bir isteğim ve hiç bir beklentim kalmamıştı.
Ben çoktan yenilmiştim. Kain'i atı üzerinde gördüğüm o ilk gün bile benim için artık çok geçti.
Tekrar konuştuğunda bu kez ses tonundan gülümsediğini hissedebiliyordum. Aşağılık herif muhtemelen bir çocuk gibi ona küstüğümü düşünüyordu...
"Peki, nasıl istersen."
Cevap vermedim.
Kapının açılıp kapanma sesini duyunca yine gözlerimi kapatıp uyumaya başladım.
Ertesi gün güneş doğarken gözlerimi açtım. Bir süre sonra yine dünkü kadın, elindeki tepside bir kâse çorbayla gelip bana içirmeye çalıştı. Neyse ki ısrarcılığı bir noktada son buldu ve gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)
FantastikKitap +18 içeriklidir ve yetişkinler içindir. Ölümsüzlerin hâkim olduğu acımasız Avesta topraklarında, insanların çok fazla seçeneği yoktu. Ya açlık ve sefalet içinde yaşayacaklardı, ya da özgürlüklerinden vazgeçip köle olmak zorundalardı. Bu yeni d...