79. Bölüm - Tuhaflıklar

3.2K 315 91
                                    

Djewa cezasından birkaç gün sonra; Ak ve Kara Samana liderleri Shadowmon'a geldi ve yaklaşık bir hafta boyunca Kain ile çalışma odasına kapanarak, toplantılar yaptılar. 

Bu süreçte neyse ki onu yine çok az gördüm. Beynim, hatta kalbim bile bu durumdan çok memnundu. Ancak emindim ki vücudum; bir süredir çektiğim ve gittikçe artmaya başlayan lanet baş ağrıları yaşamıyor olsaydım, kesinlikle Kain'e duyduğum ihtiyaçla neredeyse kıvranıyor olurdu.

Kain, benimle olduğu zamanlarda ise yine sadece bedenen yanımdaydı. Aklı kesinlikle bambaşka yerlerdeydi.

Duncan ile yine kılıç derslerimize kaldığımız yerden devam ediyorduk. Tabi baş ağrılarım ve bir süredir yaşadığım uyku krizlerim elverdikçe...

Bununla birlikte o gün, Duncan kelimenin tam anlamıyla garipti. O kadar dalgındı ki ona ufakta olsa bir kaç çizik bile atabilmiştim, hatta ardından keyifle dalga da geçtim ama hiç oralı olmadı.

Birkaç kez bana bakıp sanki söylemek istediği bir şeyler varmış gibi ağzını açıp kapadı ama en sonunda söylediği tek şey, "Eva, sana hayatta kalmak için güçlü olmanı söylemiştim, aptalı oynamanı değil hatırlıyor musun?" demek oldu.

Elimdeki kılıçla kesme hareketleri yapmaya devam ederken, ona bakmadan kafamı sallayarak, "Evet." dedim.

"Düşündüm de, bazen hayatta kalmak için güçlü olurken de aptalı oynaman gerekebilir."

"Bu da ne demek şimdi?" diye sordum kesme hareketlerini yapmayı bırakıp ona dikkatle bakarak.

Yine bir şey söyleyecek gibi ağzını açtı, fakat birkaç saniye öylece kaldıktan sonra kafasını sallayarak, "Bilmiyorum sadece düşünüyordum." dedi.

Ancak söylemek istediği şeyin kesinlikle bu olmadığından emindim.

Kuşkuyla gözlerimi kısarak ona baksam da, şiddetli bir baş ağrısının daha yaklaşmakta olduğunun habercisi olan ufak sızılar kesinlikle dikkat dağıtıcıydı ve bu yüzden istesem de söylediklerinin üstünde duramadım.

O akşam Ingrid'in de tuhaf olduğunu düşünebilirdim belki ama o zaten bir süredir böyleydi. İlk başlarda tutuk hallerinin ve bu sessizliğe gömülmüş ruh halinin, farkında olmadan söylediğim ya da yaptığım bir şeyden kaynaklanmış olabileceğini düşünsem de, bu kadar uzun süreli bir tutum için aklıma yapmış olabileceğim hiçbir şey gelmiyordu.

Yemek için bana bol dekolteli beyaz bir elbise seçmiş, saçlarımı ise dağınık olarak tepemde toplamıştı ve tüm bu süre boyunca neredeyse hiç konuşmadı.

"Alex iyi mi?" diye bile sordum. Çünkü artık bu halini sadece onun hasta olabileceğine yormuştum. Ancak soruma şaşırmış gibi görünüyordu ve "Gayet iyi." diye cevap verdi.

Belki de sadece kötü bir dönem geçiriyor ve tıpkı diğer herkes gibi o da kendi sorunlarıyla boğuşuyordu.

Yemek salonuna girdiğimde, yerime geçerken Kain'in hep üstümde olan gözleri bu kez bir kere bile dönüp bana bakmadı. Ancak Duncan'ın bakışlarını üstümde hissedebiliyordum. Birkaç kez göz göze geldik ve suratı nedense asıktı.

Selene ise Kain'in yanında oturuyordu ve bana kocaman bir gülümseme gönderdi. Kafamı öne eğerek onu selamladım ama istemsizce kaşlarım çatılmıştı.

Bugün herkesin nesi vardı?

Selene hep ben yokmuşum gibi davranmayı tercih ederdi hâlbuki...

Tüm liderler de salondaydı.

Ancak her zamankinden farklı olarak, boş olan orta alanda köleler bir birkaç müzisyen tarafından çalınan kithara eşliğinde zarifçe dans ediyordu. 

EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin