Gelip tam arkamda kendisini hissettirecek kadar yakınımda durdu. Konuşmaya nasıl başlayacağımı, ne diyeceğimi bilmiyordum...
Aslında tüm bunları düşünmek için yeterince zamanım olmuştu. Kafamda binlerce soru sıralamıştım, ancak vakti geldiğinde sanki artık hiç birinin önemi yoktu. İçimde biriktirdiğim bütün öfke ve kızgınlık uçup gitmiş, geriye sadece yorgunluk kalmış gibiydi. O yüzden benim için önemli olan tek şeyi söyledim.
"Eve gitmek istiyorum."
Kain hiç cevap vermedi, ensemde hafifçe hissettiğim nefesi olmasa gitmiş olduğunu düşünürdüm. Berbat bir sessizlik uzadı gitti aramızda...
Bir süre sonra, "Sana asla yalan söylemek istemedim." dedi.
Sesinde, ondan duymaya alışık olmadığım bir pişmanlık vardı ama gerçekten umurumda değildi.
O yüzden yine, "Eve gitmek istiyorum." demekle yetindim.
"Bırak açıklayayım. Bunu, ondan sonra konuşuruz."
Açıklamalarının umurumda bile olmadığının farkında değildi belli ki.
İhtiyacım olan tek şey buradan gitmekti ama sesinden de taviz vermeyeceği belliydi. Anlaşılan önce onu dinlemeden, bu isteğimi dile getiremeyecektim bile.
Ona doğru döndüm. Çok yakınımdaydı... Katlanabileceğimden çok daha yakın. Derin bir nefes aldım ve yutkundum, kahretsin çok güzel kokuyordu.
Aklım içinde bulunduğum durumla ilgili gerçeği biliyordu. Ancak ne kalbim, ne de bedenim bir tarafına sallamıyor gibiydi. Kendimi tekmelemek istedim.
Araştıran bakışları gözlerimin arasında hareket etti. Her hareketimi dikkatlice izliyor gibiydi. Sanki ne düşündüğümü anlamış gibi yakışıklı yüzünden bir anlayış ifadesi geçti. Gözleri parladı ve dudaklarına küstah bir gülümseme oturdu.
Harika iş çıkarmıştım gerçekten. Tam bir gerzektim. Bu adamın etrafında olmak beni bir aptala dönüştürüyordu.
Burnumu buruşturup kollarımı göğsümde birleştirdim ve ne yapabilirim der gibi omuz silkerek, bakışlarımı çevirip boşluğa bakmaya başladım.
Sonra yana doğru kayarak, bir adım geri çekildim ve aramıza biraz mesafe de koydum.
Dikkatle beni izliyordu. Ona yandan bir bakış atıp, "Dinliyorum." dedim düz bir sesle.
"Söylediklerimde ciddiyim. Sana yalan söylemek istemedim gerçekten." deyip derin bir nefes alarak gözlerini benden kaçırmadan konuşmaya devam etti.
"Beni ilk gördüğünde, benden o kadar çok korkmuştun ki, ben..." dayanamayarak elimi kaldırıp sözünü kestim.
Alayla dudak büküp, "Kusura bakma, aslında bir Rakshasa tarafından avlandığımı düşünmek genelde bende korkuya sebep olmaz. O an, günümde değilmişim demek ki." dedim dalga geçer gibi.
Kain bir şey arar gibi gözlerimin içine baktı. Bulamamış olsa gerek ki açıklamaya başladı. "Beni ilk görüşün ormanda ki o gün değildi Eva."
Tek kaşını kaldırarak hatırlamam için bekledi.
Hay lanet! Doğru söylüyordu. Gözlerindeki bakıştan, hatırladığım anı yakaladığını biliyordum.
"Seni ilk kez ,eve giderken atının üstünde gördüm."
Kafasını sallayarak beni onayladı. "O kadar uzun bir süre izlemiştim ki seni... Benim olmanı istediğimi fark ettiğim an ben... Ben sadece..." duraksadı. Bakışları pencere ve benim aramda gidip geldi ve hızla gidip pencereyi kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)
FantasíaKitap +18 içeriklidir ve yetişkinler içindir. Ölümsüzlerin hâkim olduğu acımasız Avesta topraklarında, insanların çok fazla seçeneği yoktu. Ya açlık ve sefalet içinde yaşayacaklardı, ya da özgürlüklerinden vazgeçip köle olmak zorundalardı. Bu yeni d...