62. Bölüm - İşaret

3.7K 347 23
                                    

Küvetteki su artık iyice soğumaya yüz tutmuştu. Sırtımı Kain'in göğsüne yaslamış ve ağrıyan her kasımın acısı çoktan geçmişti. Kain'in dalgın bir tavırla ve sanki zarar vermekten korkar gibi nazikçe oynadığı, boynumdaki madolyonda bulunan parmaklarına takılmıştı gözlerim. Hafif bir sızı hissettiğimde istemsizce boynumda bıraktığı ize dokundum.

Kaşlarım aklıma gelen düşünceyle çatılırken, hafifçe kafamı kaldırıp Kain'in çok nadir gösterdiği net ve çocuksu ifadesine baktım. Normalde her durum için bir maskesi ve büründüğü bir rolü var gibiydi. Bu hali ise bana, onunla ilk tanıştığımız zamanlarda aşık olduğumu düşündüğüm o adamı hatırlatıyordu. Gerçi o zaman bile aslında düşündüğüm, ya da olduğu kişi değildi. Yani farklı bir rol içindeydi.  

"Kanını içmiş olmam boynumdaki izin geçmesine sebep olmayacak mı?"

Hafifçe gülümseyerek, "Hayır." dedi. Bu kafa karıştırıcıydı. Sonuçta kanlarının iyileştirici bir etkisi olduğunu biliyordum.

Düşüncelerim yüzüme de yansımış olacak ki, "Dişlerimizde bir tür zehir var Eva. Her ısırığımızda avımızın vücuduna yayılır. İstersek zehrin oranını arttırabiliriz de... İşaretlemek için ise kanına bu zehirden fazlaca yaymam gerekir ki iyileşmesin. Çünkü yüksek oranda zehir, aslında kanımızın antidotudur." diye açıkladı.

Ardındansa her ne kadar oyucu bir ifadeyle, "O yüzden iyileşmek için kana ihtiyaç duyacağın yaralanmalar almamaya çalışsan iyi olur." dese de ses tonundaki uyarıyı anlamamak için sağır olmam gerekiyordu.

İşte bu yeni bir bilgiydi. "Beslendiğiniz insanlar kanınızın iyileştirici etkisinden faydalanamıyorlar mı yani?"

Bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Çok fazla kan gerekir. O yüzden sürekli aynı kaynağı kullanmayız." diye cevap verdi.

"Yani bu benim ya da Victoria'nın iyileşmek için, kanınıza neredeyse sizi kurutacak kadar ihtiyacımız olacağı anlamına mı geliyor?" Tuzak bir soruydu bu ama elbette düşmeyeceğinin farkındaydım.

Ona bakmasam da sırıttığını hissedebiliyordum. "Güzel deneme tatlım."

Yine bir süre sessiz kaldı. Ben tam bir cevap vermeyeceğini düşünürken derin bir nefes alıp, "Victoria umurumda bile olmaz Eva. Ancak senin iyileşmen için gerekirse bütün kaleyi kuruturum ve umurumda bile olmaz." diyerek nefesimi kesti. Seks tamamdı ama normalde söyledikleriyle içimi titretip iyice kalbime sızmasına izin veremezdim.

Konuyu değiştirmek için, "Yani demek istediğin bu izin hiç geçmeyeceği." dedim tekrar boynumdaki ize dokunarak.

Parmaklarıyla çenemden tutup kafamı hafifçe kendisine doğru döndürerek doğruca gözlerimin içine baktı. "Söylemek istediğim kesinlikle o değildi, ama evet o izden asla kurtulamazsın." dedi yumuşacık kadife gibi bir sesle.

Bakışlarımı kaçırarak boğazımı temizledim. Verebileceğim bir cevabım yoktu. Sonra kendimi iyice suya bırakıp arkama yaslandım ve yorgun kaslarıma ilaç gibi gelen suyun tadını çıkarmaya çalıştım.

Kain saçlarımı bir kenara çekip enseme bir öpücük kondururken, "Asla pişman olmayacaksın Eva." dedi sanki söz verir gibi.

O kadar çok yanılıyordu ki...

Birkaç gün boyunca odadan çıkmadık ve sevişmek için neredeyse odanın her yerini kullandık.

Muhtemelen birbirine karışmış kokularımız odanın her yerine sinmişti. Her gün en az bir kez işaretin geçmeyeceğinden emin olmak ister gibi aynı noktadan benimle besleniyordu. Bunun için ayrıca göğüslerimi, baldırlarımın iç kısımlarını, ya da bileklerimi de kullanıyordu.

EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin