13. Bölüm - Ahura'sperta & Mahnzaru (Bölüm 2)

20.6K 694 71
                                    

Saya anlatmaya devem ederken, artık içinde dolup taşan bir öfkeyle konuşuyordu. "Victor kendisine, Mahnzaru demeye başladı. Ahura'nın ölümü onu iyice delirtmişti. Çünkü bir amacı kalmamıştı. İyice acımasızlaştı. Keyfi için köyleri yakıp yıkıyor, toplu katliamlar yapıyor ve öldürdüğü insanların ruhlarıyla besleniyordu. Artık yandaşlarıyla da arası iyi değildi. Yaptıklarına karışılmasından hoşlanmıyor, onları da tehdit ediyordu."

Sonra birden sanki aklına komik bir şey gelmiş gibi dudakları seğirdi. "Bir süre sonra yaptıklarına karşı çıkanları öldürmeye de başladı. Kravyadların lideri Oman ve Kara Samanların lideri Hektor; onun yaratılmasına yardımcı olan yandaşları arasıdan ilk öldürdükleriydi."

Demek bir noktadan sonra işler tersine dönmeye başlamıştı, eminim planlarını yaparken bunu hesap etmemişlerdi.

Saya tiksinir gibi yüzünü buruşturup, "İnsanlar tüm ölümsüzler için önemli elbette. Kendi çarşaflarını kendileri değiştirecek, çamaşırlarını yıkayacak, hatta yemek yapacak halleri yok ya. Ayrıca biz olmasak Rakshasalar ve Kravyadlar nasıl beslenecek? Nasıl eğlenecek?"

Pis pis sırıttı. "Şansa bak ki kimse Victor'un nasıl besleneceğini hesaplamamıştı ya da belki bu kadar iştahlı olabbileceğini düşünmemişlerdi." Tek kaşını kaldırarak bana bir cevap bekliyormuş gibi bakmaya başladı.

"Mahnzaru'nun beslenmesi için bizim ölmemiz, Rakshasalar ve Kravyadlar içinse yaşamamız gerekiyordu" dedim bilmişçesine.

Bir takdir, ya da onay bekliyorsam da daha çok beklerdim. Oralı bile olmadan devam etti. "Bir Ak Samana'yı tarlada çalışırken düşünsene, ya da keçi sağarken''

İkimiz de kahkahalarla güldük. Ben gözümde canlandırdım sahneye gülmeye devam ediyor hatta bir Rakshasa'nın nasıl da keçinin sütten kesilmesine sebep olabileceğiyle ilgili kafamdan saçma sapan senaryolar üretiyordum. Gülmekten gözlerimden yaşlar akıyordu.

En sonunda Saya'nın susmam için kafama bastonuyla vurması gerekmişti.

Ardından, tekrar konuşurken bu kez doğruca gözlerime baktı. "Son kez bir kara büyü daha yapıldı. Ölüme, yani Mahnzaru'ya karşı yaşam gerekiyordu. Bir kurban lazımdı... Bunun içinse eşi Zodya gönüllü oldu."

Bakışları boşluğa kaydı. "Zodya'nın yaşam gücüyle elde ettikleri kara büyü sayesinde, Mahnzaru' yu ve yaratıklarını Northend' de bulunan Mazda diye bir bölgeye sürdüler. Ancak iblislerden bazıları Kuhn'Tiras'a kaçtı." kısacık bir an duraksayıp, "Samanalar, Mazda sınırlarını bir büyüyle kapattılar, bu büyünün anahtarını ise bir kolyede mühürlediler." diye devam etti konuşmasına.

Sözlerine devam ederken, bu kez yüzündeki keyifli ifade ses tonuna da yansımıştı, "Bu savaş ölümsüzlere, İmpler'e karşı savunmasız olduklarını öğretmişti. Çok büyük kayıplar verdiler. Sebebini ise İmplerin kara büyü kullanılarak çağırılmış yaratıklar olmasına bağladılar."

Tekrar bana döndüğünde bu kez yüz ifadesi ciddiydi. "Bu, benim fikrimi soracak olursan ise tam bir saçmalık! Evrende karşıtlıklar buluşur, benzerlikler birbirini iter. Varoluşu farklılıklara borçluyuz."

Alnım düşünceyle kırıştı, "Yani demek istediğin; benzer oldukları için mi İmp'ler ölümsüzlere zarar verebiliyor?"

Cevap vermeden önce uzunca bir müddet sessiz kaldı. "Elbette işin içinde kara büyü de var ama evet. Sonuçta hayatımızı cehenneme çeviren farklılıklarımız değil, tam tersine benzerliklerimizdir. İmp'ler; ölümsüzlerin kendi özleriyle yarattıkları Mahnzaru'nun, kendi kanıyla ve özüyle çağırdıkları mahlûklardı."

EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin