7. Bölüm

880 38 13
                                    

Merhaba! Nasılsınız bakalım? Ben çook iyiyim. Havalar güzelleştikçe içime yaşam enerjisi doluyor resmen. Artık okullar da kapansa...

Bu bölümü cidden çok sevdim. İçime sindi fazlasıyla. Umarım siz de beğenirsiniz. İyi okumalar. :)

   YEMEKTEN SONRA

(Evet hala aynı gün. :D)

Yatağımda dönüp duruyordum. Aklımda dolaşan düşünceler resmen beynimi kemiriyor, yeni soruları da beraberinde getiriyorlardı. O kadar çok duyguyu bir arada hissetmeme rağmen fazla boştum. Odamdaki oksijen yetersiz gelmeye başladığında yatağımdan kalkıp odamdan çıktım. Ev fazla sessizdi. Gerçi sabahın 4'ünde ne bekliyordum ki? Belki Fran olsa odadan oyun sesleri geliyor oluyordu. Neredeyse yirmi altı yaşında olması bir şey değiştirmezdi.  Ama artık burada değildi. Ve onu deli gibi özlüyordum. Hatta şu an tek istediğim onun yanında olmaktı.

Evin duvarları üstüme üstüme gelmeye başladığında ise odama çıkıp hızla elime ilk gelenleri üstüme geçirdim. Zaten gitmem gereken bir yer vardı. Uzun zamandır gitmediğim ama benim için dünya üzerindeki çok önemli bir yer.

Arabama atlayıp boş sokaklarda ilerlemeye başladım. Nedense yaklaştıkça içimde büyüyen bir heyecan vardı. Sanki oraya gittiğimde yeniden on yedi yaşında, liseli saf bir kız olacaktım. O zamanlar her şey kolaydı tabi. Mutluydum. O vardı. Eğleniyorduk.

Şimdi ise yirmi dört yaşında, işsiz, hayattaki amacını bilmeyen, dünyada en çok değer verdiği insanı kaybetmiş ve her geçen saniye kaybetmeye devam eden bir kadındım.

Sonunda tepeye geldiğimde arabamı götürebildiğim kadar uca götürüp derin bir nefes aldım. İki dakika kadar dışarıya baktıktan sonra arabamdan indim. Manzarada değişen çok fazla şey yoktu. Hala aynıydı. Bulunduğum yer aynıydı. Solumdaki büyük ağaç duruyordu. Sağımdaki çalılarda öyle.

Arkamı dönüp arabamın üzerine oturdum. Burada oturmak eski anılarımı geri getirmişti. Yıllar önce, daha her şeye yeni başlamışken Jorge'den ayrılmıştım çünkü onu özgür bırakmam gerektiğini düşünüyordum. Sonra gece yanıma gelip buna gerek olmadığını, biraz bencil olmamı, bazen kendimi de düşünmemi söylemişti. Buraya beni ilk getirdiğinde çıkıyor olmamıza rağmen çıkma teklifi etmişti. Kendini bana açmıştı. Ve ben onu asla bırakmayacağımı söylemiştim.

Ama beni buna mecbur bırakmıştı.

Benim de sınırlarım vardı, konu Jorge bile olsa. Yaşlar biriktiğinde gözlerimi kapatıp kalbimdeki acıyla birlikte boğazımdaki yanmanın geçmesini bekledim. Bütün bunların üzerinden yedi sene geçtiğine inanmak zordu. Her şeyi daha dün gibi hatırlıyordum. Bana bakışını, dokunuşunu, öpüşünü...

Buraya dönmem bir hataydı. Bunu biliyordum. Geri gelmemeliydim. New York'ta güzel bir hayatım vardı. Arkadaşlarım vardı. Yeni bir başlangıç yapıp yeni bir düzen kurmuştum kendime. Jorge, geçmişimiz aklımda değildi. Düşünmemeyi başarabiliyordum. Bir yolunu bulmuştum. Her şey iyi gidiyordu ama ben buraya geri dönmüş eski hayatıma ve çözemediğim sorunlarımın ortasına yeniden düşmüştüm.

Yanıma yaklaşan bir araba sesi duyduğumda kalbim gümbürdedi.

Hayır, hayır, hayır.

Kalkıp gitmeli miydim yoksa oturmaya devam mı etmeliydim, emin değildim. Ben ne yapacağıma karar vermeye çalışırken kapanan kapı sesiyle gitme fikrini bir kenara koydum.

Şimdilik.

Kabul et Martina, onu görmek istiyorsun.

İç sesime göz devirmiştim. Böyle bir şeyi kabul edemezdim.

Stay With MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin