Bu arada artık bölümlere playlist hazırlamaya karar verdik. JorTinistaLara ile birlikte. (Ona da çok teşekkür ediyorum bu arada. ❤️) Bu bölümün şarkıları da Celine Dion - I Surrender ve Evanescence - My Immortal. Anlamlarını okursanız neden onları seçtiğimizi anlarsınız. :)
Multimedyada plumeria ve Lodo'nun yüzüğü var. :)''Bu mükemmel Tin.''
Gülümseyerek yüzüğüme baktım. ''Öyle, değil mi?''
Lodo kendi parmağındaki yüzüğe baktı. ''Ben de kendiminkinden güzeli olamayacağını düşünürdüm.''
Kahkaha atmıştım. ''Seninki zaten mükemmel.''
''Evet doğru. Ama seninki de... Bayıldım.''
''Parmağındaki şey sana en yakışacak yüzük. Garip olabilir ama parmağına cidden yakışıyor.''
Ellerimizi yan yana uzattık. Lodo başını eğmişti. ''Sanırım.''
''Siz ne yapıyorsunuz?''
Jorge elindeki biraları masaya koyup karşımıza oturdu. Diego'da peşinden gelmişti.
''Yüzükleriniz farklı evet. Dert etmezsiniz değil mi? Aynısını ister miydiniz? İsterseniz gidip birlikte alabiliriz.''
Gözlerimi kısarak Jorge'ye baktım. ''Kapa çeneni.''
''Evlenme teklifini organize eden adamlarla böyle konuşmamalısın bebeğim.''
Ah, evet. Elbette tüm hazırlıkları Jorge ve Diego birlikte yapmışlardı.
''Nişanlıma bebeğim deme dostum. Karın karşında oturuyor.''
''Tek sorun ben miyim?'' Lodo tek kaşını kaldırıp Jorge'ye baktı.
''Hayır. Ben de hemen buradayım.''
Gülerek önümüzde duran oyuna baktım. ''Sıra kimdeydi?''
---
Arka arkaya devirmelerim üzerine Jenga oynamayı bırakmıştık. İyi değilsem ne olmuş yani? Bu arada Mercedes ve Ruggero'da gelmişti. Ayrı ayrı tabi. Alex ailesinin yanına dönmüştü bir süreliğine. Sanırım ayrılmaya yakın bir haldelerdi. Eğer bu ikisi aralarını düzeltmek istiyorsa, acele etmelilerdi çünkü önlerinde mükemmel bir fırsat vardı. Eğer sorunları çözerler ve Alex de çözmek için buraya gelirse bu onun için berbat olacaktı.
Jorge elindeki plumeria çiçeği ile yanıma gelip kulağımın arkasına yerleştirdi. Bu çiçeğe bayılırdım ve bunu da biliyordu. Bu çiçeğin kendisi gibi kokusu da çok güzeldi. Bahçeli bir evim olursa kesinlikle plumeria ağacım da olacaktı.
"Dövme yaptıracağım."
"Ne?"
"Dövme yaptıracağım." dedi Jorge kısaca.
Güldüm. "Hayır. Yaptırmayacaksın."
"Evet, yaptıracağım."
"Ben senelerce dövme istedim ama siz bayım, yaptırmamı istemediniz. Amerika'da olduğum süre boyunca bile onlarca kez dövmeciye gittiysem de herkes yaptırdığında ben seni düşünerek yaptırmadım. Şimdi sen yaptırmayacaksın çünkü 'ben' istemiyorum."
Güldü. "Hadi ama bebeğim. Artık birer yetişkiniz. Hem bu ilk dövmem değil biliyorsun."
Evet. Zaten üç dövmesi vardı.
"Ee? Bana sordun mu sanki yaptırırken?"
Bana baktı.
"Yaptırmanı istememiştim çünkü canın yanacaktı. Çünkü o halinle pişman olacağın bir şey yaptırabilirdin."