33. Bölüm

1K 56 31
                                    

Hey! Dün bölüm yayınlayamadım üzgünüm. Sabah 8.30'da evden çıktım ve eve akşam geldim. Sonra da hemen uyudum zaten. Bu bölümü ben sevdim açıkcası. Bazı şeyler netleşiyor diyebiliriz. Grup işini çok uzattım, farkındayım ama kesemedim. Her şeyin bir vedası da var tabi. Jorge severler için bölümde bir yer yazdım ama ne kadar tatmin edici bilmiyorum. Ama sonraki bölüm için bir söz verebilirim. :D

Konseri videodaki gibi hayal edebilirsiniz. O performanslarını gerçekten seviyorum.

İyi okumalar... :)

''İyi şanslar dilemeye geldim.'' dedikten sonra kapıyı açan Luke'a gülümsedim.

''İyi yaptın.'' derken bana sarılıyordu.

Fran neredeyse bir saattir sahnedeydi. Kalabalık iyice coşmuştu. Konser alanı tahmin ettiğimden daha doluydu.

Calum ve cips yerken Michael oturduğu koltuktan seslendi.

''Bir oyun da seninle oynayalım mı?''

Gülerek yanına gittim. Video oyunlarına fazla düşkündü.

''Oynayalım.'' dedikten sonra oturup oyunu başlatmasını bekledim. Saçları bugün pembeydi. Dün benden renk onayı almıştı. Yaklaşık on dakika kadar sonra menajerleri Adam içeri girdi.

''On dakika sonra sahnedesiniz. Hazır mısınız?''

Hepsi koşup banyoya girmişlerdi. Adam ise başını iki yana sallayıp dışarı çıktı. Yanlarına gittiğimde yan yana dizilmiş diş fırçaladıklarını gördüm.

''Ah, tabi.'' derken gülüyordum. Bu onların ritüeli gibi bir şeydi. Konserden önce birlikte diş fırçalarlardı. Diş fırçalamaları bittikten sonra sırayla bana sarılmaya başladılar.

''Seni en önde görmek istiyorum.'' diyen Ashton'a döndüm.

''Kesinlikle orada olacağım.'' dediğimde gülerek çıktı. Calum ise sımsıkı sarılmış bir yandan konuşuyordu.

''Hayranlar hayranlar! Tanrım onlar çok seviyorum ama bu heyecan hep var.'' dedikten sonra çıktı. Daha çok kendisiyle konuşuyor gibiydi. İki saniye sonra geri girdi. ''Konser sonunda yanımıza gel.'' dedi ve tekrar çıktı.

''Beni seviyorlar canım. Calum'u kim ne yapsın? Ve aynen en önde ol. Ve bil ki gitar solom sana ithafen.'' Sarılmayı bırakıp hızlıca göz kırpmış, ardından diğerlerinin peşinden çıkmıştı. O kadar hızlıydı ki şaşkınlıktan bakakalmıştım.

''Alışıyorsun bir süre sonra.'' diyen Luke'a baktıktan sonra güldüm.

''Eğlenceli.'' dedim.

''Ve bazen sinir bozucu.'' dediğinde tekrar güldüm.

''İyi şanslar.'' dedim gülümseyerek.

''Teşekkürler.'' dedi ve çıktı. Bende vakit kaybetmeden yerime geçtim. Diego'yu gördüğümde ister istemez içimde bir şeyler hareketlenip Jorge'yi aradı. Ama yoktu.

Kısa süre içinde sağır edici çığlıklar arasında sahneye çıkmışlardı. Bizde deli gibi bağırıyorduk. Onlar şarkılarını söylerlerken bizde eşlik ediyorduk.

Onlara saydığım her şarkıyı söylemişlerdi. Üstelik bildiğim kadarıyla '18' repertuarda yoktu. Onu çalmaya başladıklarında Michael ve Calum önümde durup göz kırpmışlardı.

Tanrım, bu inanılmazdı.

Luke kendinden geçmiş şarkıları söylüyor, Calum neşeyle ona eşlik ediyor, Michael nasıl yaptığını anlamadığım bir şekilde hoplaya zıplaya gitarını çalıp mümkün olan herkesle göz temasına giriyor arada bir önüme gelip sahneye çıkarmayı teklif ediyor ben reddettiğimde ise kafasını iki yana sallayarak hızla diğer tarafa koşuyor ve Ashton ise muhteşem sololarıyla ortalığı iyice coşturuyordu.

Stay With MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin