21. Bölüm

1.1K 50 17
                                    

Merhaba! Artık yeni bölümler cumartesi geliyor, fark etmişsinizdir. Cuma akşamları vaktim olmuyor gerçekten.

Yeni bir karakterimiz var. Umarım bölümü seversiniz. İyi okumalar :)

TINI

Her ne kadar Jorge'nin uçağının kalkış saatini sorduysam da kimse bana söylememişti. Diego'ya beni götürmesi için yalvarmıştım. Veda edeyim demiştim ama izin vermemişti. Bunun için onu asla affetmeyecektim sanırım. Son fırsatımı da elimden almıştı. O da haklıydı biraz. 'Ne işine yarayacak?' demişti bana. Kal diyebilirdim mesela. Aslında düşündüm de, elbette diyemezdim. Ama aklım yerindeyken konuşabilirdim onunla. Olanları açıklayıp en azından özür dileyebilirdim. O da bana nefret dolu, öfkeli sözlerini savururdu. Sonuç olarak durumumda bir değişiklik olmazdı. Yine de görmüş olurdum onu.

Diego beni anlıyordu ama. Götürürdü yani aslında. Ama nedense içimde Jorge ile konuştuğuna dair bir his vardı. O yüzden bu kadar kesin bir dille hayır deyip karşı çıkmama müsade bile etmemişti bence.

Uçak saatlerine bakmamam için manyak gibi tüm gün başımda dikilmişti Francisco. Ben deliydim, onlar benden deliydi. Diego ise gün boyu yanımda değildi, Jorge'yi geçirmeye gitmişti. İkimize birden nasıl yetişiyordu?

''Tanrı aşkına git artık başımdan!'' diye bağırdım.

''Hadi ama ya.''

Francisco beni yatağımdan kaldırmaya çalışıyordu. Onunla pes oynayacakmışım. Ya da dışarı çıkacakmışız. Hayır desem de anlamıyordu.

''Ya bir oyun sadece, lütfen. Sıkıldım tek başıma oynamaktan.''

''Diego ile oynuyordun ya!'' diye bağırdım yastığıma doğru.

''O Diego'ydu.'' derken yastığımı çekmişti. Çığlık olarak nitelendirebileceğiniz öfke dolu bir ses çıkarıp başımı kaldırdım. Saçlarım yüzümdeydi.

''Yeniyordu tabi seni değil mi?''

''Korkunç görünüyorsun.'' dediğinde saçlarımı yüzümden çekip gözlerimi devirdim. Elbette yeniliyordu bu yüzden konuyu değiştiriyordu. Ki o pek sık yenilmezdi. Bazen ben yenebilirdim ama. Bu da gururumdu.

''Teşekkürler.'' dedikten sonra yastığımı tekrar çektim. Neden sadece beni rahat bırakmıyorlardı ki? Asla yalnız kalmama izin vermiyorlardı. Gece bile yanımdalardı. Annem etrafımdayken iyi olmaya en azından öyle gözükmeye çalışıyordum ama o da farkındaydı tabi öyle olmadığımın. Birkaç kere benimle konuşmaya çalışmıştı ama konuyu değiştirmiştim. Onu üzmek istemiyordum. Ve ondan bahsedersem... Kendimi tutamazdım.

''Konser konusunu düşündün mü?'' Ah. Tabi ya. Bir de bu vardı. Konserden sonra şehirdeki başka bir konser ya da herhangi bir etkinlik tarzı şeyde şarkı söylemem için teklif gelmişti. Bir grupla tabi. Aslında hep hayalini kurduğum bir şeydi. Mükemmel olabilirdi. Ama cidden zamanı olduğunu zannetmiyordum. Şu anda tüm müzik ilgimi üretmeye yöneltmiştim. Birilerine şarkı söyleyemezdim. Özellikle festival tarzı bir şeyde. İnsanları neşelendirecek halde değildim.

''Gerçekten havamda değilim Fran.''

''Bu fırsatı geri tepme Tini. Özellikle böyle bir şey yüzünden. Pişman olursun.''

''Geri teptiğim bir şey yok. Sadece erteliyorum. Lütfen.''

Kısa bir süre sessiz kalıp başımda dikilmeye devam etti. Sonra tekrar konuşmaya başladı. ''Yeni bir sevgilim var.'' dediğinde cevap vermedim. Kimi kandırdığını sanıyordu?

''Ne kadar ilgisizsin. Abinin 'yine' mükemmel bir kız arkadaşı var. Senin gibi böyle pis biri değil. Kıza benziyor.''

''Ya sen bir defolsana!''

Stay With MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin