İKİ HAFTA SONRA
''Bak şimdi. Burası çok güzel.'' Peter mısırı ağzına atarken gözlerini televizyondan ayırmadan konuşmuştu.
Birlikte film izliyorduk. Son zamanlarda oldukça iyiydik. Zamanımın çoğu onunla geçiyordu ve eğleniyorduk. Geziyor, yemek yapıyorduk. Hatta benimle alışverişe bile çıkmıştı. Buraya döndüğümden beri olan en güzel şey onunla aramızdakileri çözmemiz olmuştu herhalde. Şimdi gerçek Peter'ı tanıdığımı hissediyordum. Ya da yeni Peter'ı.
Bir yandan Mercedes ile ev bakmaya başlamıştık. Sonuçta artık kendimize ait bir şeyler olması lazımdı. Şu sıralar annemler evde değildi ve rahattık. Ama sonuç olarak onların eviydi ve her zaman böyle arkadaşlarımı getirip parti verip film izlemeye çağıramazdım. Bazen ise Lodo'larda kalıyordum. Sorun olmadığını, eğlendiklerini ve istediğim kadar kalabileceğimi söylüyorlardı ama onların da yalnız kalmaya ihtiyaçları vardı. Evlilik için acele etmiyorlardı. Zaten nişanlılardı. Ayrıca senelerdir birliktelerdi ve birlikte yaşıyorlardı. Her şeyin mükemmel olmasını istiyorlardı. Bu yüzen ağırdan alıyorlardı.
Lodo hazır gelinlik istememişti. Yani fikir edinmek için biraz bakmış ama istediği gibi bir şey bulamamıştık. Biz de kendimiz tasarlamaya başlamıştık. Ve uzun sürecek gibiydi. Hanımefendi her gün başka bir fikirle geliyordu. Ama şikâyetçi değildim. Elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyordum çünkü bende en az onlar kadar mükemmel olmasını istiyordum. Her şeyin en iyisini hak ediyorlardı çünkü.
Yaklaşık yarım saat sonra film bitmişti. Sevmiştim ama Peter'ın tarzındaydı. Aynı Jorge gibi bilim kurgu seviyordu. Yani bende severdim ama... Onlar kadar değil.
''Ne yapsak ki?'' dedim bir süre sonra.
''Resimlerini gösterecektin.'' dediğinde boş boş yüzüne bakmaya başladım.
''Gezi fotoğrafların.''
''Ah, tabi. Gel.'' dedikten sonra ayağa kalkıp odama çıktım. Kitaplığımın altındaki kutulara uzandım.
''Her şey burada. Aldığım bazı şeyler şunda ve fotoğraflar diğerinde.'' derken kutuları işaret etmiştim.
Biraz daha büyük olan kutuyu açıp içindeki küçük eşyalara, haritama ve gezi günlüğüme baktı. Evet, bir gezi günlüğüm vardı. Gittiğim ve yaptığım her şeyi ona yazmıştım.
Peter ardından daha küçük olanı açıp fotoğraflara bakmaya başladı.
Bende onunla bakmaya başlamıştım. İster istemez gülümsüyordum. Yaşadığım, gördüğüm her şey aklıma gelmişti. Fotoğraflara bakarken gerçekten güzel şeyler çektiğimi fark etmiştim. Zaten fotoğraf çekmeyi çok severdim.
Çok fazla fotoğraf vardı. O bakmaya devam ederken kutunun yanından polaroid makineme uzandım. Filmi vardı hala. Peter'ın fotoğrafını çektiğimde bana bakıp güldü.
O bakmaya devam ederken bende balkonuma çıktım. Burayı sanırım hiç çekmemiştim. Ama güzel bir manzarası vardı.
Kısa süre sonra Peter'ın yanına dönüp fotoğraflara bakmaya devam ettim. Ama Jorge'yle bir fotoğraf görmeyi beklemiyordum tabi.
Elim titreyerek aceleyle fotoğrafı aldım. ''Karışmış olmalı.''
O bana bakarken ben başka bir şey demeden dolabımın üstündeki başka bir kutuya uzandım. Bu da Jorge ile ilgili şeyleri koyduğum kutumdu. Açmaya korktuğum kutum.
Kutuya koymadan önce bir kez daha fotoğrafa baktım. Gülümsediğimi fark ettiğimde derin bir nefes alıp fotoğrafı kutuya attım ama kapağını kapatıp kaldıramamıştım. Sol tarafımdaki koltuğa oturup kutuyu kucağıma koydum.