Merhaba! Bölüm biraz uzun oldu ama seveceğinize inanıyorum. Umarım öyle de olur.
Multimedyadaki şarkının en sevdiğim versiyonu! Böyle bir ses olabilir mi??
''İki mumun savaşı gibiyiz. Kaybeden ya da kazanan olmayacak. Söndüremiyoruz birbirimizi. Ama beraber eriyoruz.''
---
''Sen gerçekten... Uzak durabileceğimize inanıyor musun?''
Sorusu beni bocalatmış mıydı?
Evet, kesinlikle.
''E-evet. Elbette. Neden inanmayayım?''
İnanmak istiyorum desem daha doğru olurdu aslında.
Geldiğimden beri neredeyse yüzünden silmediği gülümsemesiyle arabanın üstünden atlayıp önüme durdu. Böyle davranmasını beklemiyordum, yolumdan çekilir sanmıştım. Benim için bunu istemeliydi.
Cebine koyduğu elleri ve silktiği omuzları dediği ''Bilmem.'' lafını çok güzel tamamlıyordu. ''Ama bana etkili bir çözüm gibi gelmedi. Uzak durabilecek olsaydık şu an burada bunu konuşuyor olmazdık.''
''Belki de her yerde karşıma çıkmayı bırakırsan böyle bir sorunumuz kalmaz.''
Kafasını eğdiğinde gülümsemesi genişledi. ''Yapabileceğimden emin değilim. Hem şu an buraya gelen... Sensin. Beni takip mi ediyorsun?''
Boş gözlerle suratına bakmaya başladım. Resmen eğleniyordu. ''İçimden sana küfretmek geliyor Blanco.''
Kahkaha attığında gözlerimi kıstım. ''Et o zaman. İçinde kalmasın. Hiç alınmam, merak etme.''
''Alınmayacaksan etmemin de bir anlamı kalmıyor.''
Gülerek başını olumlu anlamda salladı. ''Tamam.''
''Ne tamam?''
''Uzak duralım.''
Suratım nasıl bir şekle girmişti emin değildim. ''İstediğin bu değil miydi? Bende onaylıyorum işte. Tamam, uzak duralım.''
Evet, buydu. Sanırım. Peki sesli duymak nasıl olmuştu? Bilememiştim. Ve bunu yapmıştı. Ya da yapar gibi yapmıştı. Duraksasam da hemen konuştum.
''Evet. Elbette, kesinlikle buydu.''
''Güzel, tamam. Görüşürüz o zaman. Ama dur. Biz görüşmeyecektik.''
Hala dalga geçiyordu. Gözlerimi devirdim.
''Hoşça kal Jorge.''
Ama arkamı dönüp yürümeye başlamıştım bile.
''Umarım yapabilirsin Martina. Eğer iyi olacağını düşünüyorsan tabi.''
Durup arkamı döndüm. ''Ne demek 'umarım yapabilirsin'? Senin yapman gerek asıl.''
''Benim için sıkıntı değil.''
Gözlerimi yumup tekrar arkamı döndüm.
''Hoşça kal Blanco!''
-
JORGE
Tini'nin arkasından bakarken gülmeye devam ediyordum. Tanrım, gerçekten bunu düşünüyor olması çok saçmaydı. Biz ayrı kalamazdık ki. İstesek de olmuyordu. Olmazdı. Geçen gün konuşmamızdan ve birbirimize içimizi açtıktan sonra bunu tamamen kabul edemezdim. O güne kadar evet, iyi olması için her şeyi yapardım. Ama şimdi bize tekrar bir inancım vardı.