FLASHBACK
Kızların yanından ayrılıp bahçeye çıktım. Jorgeler bu teneffüs yanımıza gelmemişti. Basketbol oynadıklarını tahmin etmiştim ama potanın altındaki grupta değillerdi. Kantinde de yoklardı. Sınıfta da değillerdi.
Aşağı inip spor salonuna, müzik odasına oradan da tenis masalarının olduğu odaya yöneldim. Bakacak çok yer de kalmamıştı zaten.
Kapıyı tıklatmıştım çünkü sadece içten açılıyorlardı. Kapıyı açan alt sınıflardan tanımadığım bir çocuktu. Ona gülümseyerek içeri girdim. O da dışarı çıkıp arkasından kapıyı kapatmıştı.
Kendi kendine tenis oynamaya çalışan Diego'ya ardından yerde minderlerin üstünde yatan Jorge'ye baktım.
''Bakmadığım yer kalmadı. Ne yapıyorsunuz?''
''Sevgilin beni sinir ediyor.'' dedi Diego topu sektirirken. Yürüyüp Jorge'nin başında dikildim.
''Neden?''
''Anca yatıyor çünkü.'' dedikten sonra ''Ya!'' der gibi bağırmıştı. Dönüp ona baktığımda sadece topunu düşürmüş olduğunu gördüm. Gülerek Jorge'ye baktım tekrar.
''İyi misin?'' diye sorduğumda başını sallamakla yetindi. Gözleri kapalıydı.
''Oldukça iyi o. Hadi melek. Sen oyna bari benimle.'' Jorge'ye son bir kez daha bakıp Diego'nun yanına gittim.
''Ver bakalım.'' diyerek rakete uzandım. Meydan okuyan gülümsemesine karşılık sırıtıp masanın öbür tarafına geçtim.
On dakika kadar sonra moralim bozulmuştu. Evet, iyiydi ve beni yeniyordu.
''Haksızlık ama ya. Ben sporda iyi değilim ki!''
Diego ise gülmüştü. ''Sporda iyi olmaman sorun değil. Buradaki sorun, benim en sporda çok iyi olmam.'' dediğinde gülerek topu ona fırlattım.
''Ukala.''
Sonraki dört sayıyı ben aldığımda bu defa gülen bendim.
''Çok iyi?'' dediğimde bir sayı daha yapmıştım ve buna karşılık Diego'nun verdiği tek tepki ''Aah!'' gibi bir ses olmuştu. Yine de o öndeydi tabi.
''Diego.''
İkimizde Jorge'ye döndük.
''Kes sesini.''
Elimdeki raketi masaya bırakıp yanına doğru yürüdüm.
''Biraz huysuz muyuz?'' Önüne çöküp elimi saçına attığımda beni kendine doğru çekip yanına yatırdı.
''Ne yapıyorsun?''
''Uykum var.''
Diego'nun gülmemek için kendini tuttuğunu biliyordum. Jorge'nin neden gergin olduğunu anlayamamıştım ama bir şey demeden yatmaya devam ettim. Kafam boynunun yakınlarındaydı ve hissedebildiğim tek şey parfümüydü. Bundan şikâyetçi değildim fakat gitgide nefes almam zorlaşıyordu. Hafifçe kıpırdandığımda Diego'da kıkırdamıştı.
Jorge sesli bir şekilde nefesini vererek kolunu kaldırıp beni serbest bıraktı. Kalkmak yerine pozisyonumu düzeltip kolumu Jorge'ye doladım. Yanağına öpücük kondurduktan sonra kulağına doğru fısıldadım. ''Konuşmak ister misin?''
''Hayır.''
İki saniye sonra tekrar konuştu. ''Sende salak salak gülme de kapıyı gözetle. Biz uyuyacağız.'' deyip Diego'yu azarladıktan sonra beni iyice kendine çekti.