36. Bölüm

1.2K 43 21
                                    

Onların yılbaşı biraz geç kaldı. :D Umarım seversiniz. :)

''Ayakkabılarım nerede?''

Yan odadan bağıran Mechi'yi duymazdan geldim.

''Saçımı yapmak zorundasınız! Olmuyor.''

''Saçını boş ver Lodo makyajım olmuş mu? Tanrım rimel sevmiyorum ben ya. Bu ne böyle? Yapıştı tüm kirpiklerim.''

''Ayakkabılarım!''

''Bu iğrenç rimeli kim aldı böyle?''

''Tanrım! Susun artık! Hepiniz iyi gözüküyorsunuz.'' Ve bu da Fran'dı tabi. Önce elbiselerimizin kısalığını sonra da neden bu kadar hazırlandığımızı sorgulamıştı. Son aşama da buydu. Bir an önce hazırlanıp çıkmamızı istiyordu.

Üçümüz de aynı anda ''Sen sus!'' diyerek onu aşağı göndermiştik.

Mechi elinde ayakkabı kutusuyla yanımıza gelmişti. O ayakkabılarına bakarken bende Lodo'nun saçını düzeltmeye çalışıyordum.

''Sanki aldığımızda rengi daha güzeldi.'' diyerek kutuyu ayakkabıları görebileceğimiz şekilde eğdi.

''Sana diğerini al demiştim. Ama aynı görünüyor.''

Lodo bana ters bir bakış attı. ''Çok güzeller Mechi.''

Mechi omuz silkip ayakkabılarını giydi.

''Saçını yaptığımıza göre artık ilgini makyajıma verebilirsin.''

Lodo dikkatle yüzüme bakmaya başladı.

''Çok güzel gözüküyorsun Tini. Neyini beğenmedin?''

''Eşitler mi?'' diyerek gözlerimi kapatıp farımı kontrol etmesini istedim.

''Evet!''

Ve bir on beş dakikanın sonunda tamamen hazırdık.

''Hadi Fran! Kalksana. Senin yüzünden geç kalacağız.''

Fran dik dik yüzümüze bakmaya başladı.

''Dalga mı geçiyorsunuz? Size ilk hadi dememin üstünden tam kırk dakika geçti.''

''Tamam tamam, çok konuşma. Çık hadi.''

Sabır der gibi dışarı çıktı. Bizse gülüyorduk.

Annemler kendi arkadaşlarıyla olacaklardı ve bizden önce çıkmışlardı. Onlarsız ilk yılbaşımdı gerçekten. Babam onlardan ayrı olmamı istemese de küçük kızının büyüdüğünü karısı ve oğlu yüzüne çarpmıştı. Bu gerekliydi tabi. Hem kafa dengi bir anne ve abimin olmasının ne kadar mükemmel bir şey olduğunu bir kez daha anlamış olmuştum.

Ama babam elbette Diego'yla bana iyi bakması konusunda konuşmuştu. Yani Fran sahnede olacaktı. Jorge ise...

Babam Diego'yu severdi.

Sonunda arabaya doluştuğumuzda son ses müziği açmış, bağrışıyorduk. Fran'da bize eşlik ediyordu. Telefonum çaldığında çantamın içinden çıkardım.

''Bebeğim? Çıktınız mı?''

Bebeğim.

Barıştığımızdan beri bunu ilk defa söylemişti. Bu lafı onun sesinden duymayı bu kadar özlediğimi bilmiyordum. Sesini duymamdan kaynaklanan hızlı kalp atışlarım daha da artmış, tüm iç dengem alt üst olmuştu.

''Şunun sesini kısar mısın Mechi? Evet canım. Yoldayız. Siz?''

''Bizde çıktık şimdi. Hazırlanabildiniz mi diye merak ettik. Orada görüşürüz o zaman.''

Stay With MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin