11. Bölüm

651 40 14
                                    

Merhaba! Nasılsınız bakalım? Yayınladığım spoiler hepinize moral oldu sanırım. Merak etmeyin az kaldı. Sadece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.

Bölümü ben sevdim gibi. Umarım siz de seversiniz. Jorge'nin ne yaptığını merak edenlere gelsin... :D

İyi okumalar :)


''O benim delice tutkum, hiçbir zaman iyileşmeyecek yaramdı.''


---


''Doğru olanı yaptım.'' dedim kendi kendime.

''Hem ne yapabilirdim ki başka? On beş tane kediyle birlikte yaşayıp hayatımı onlara düğün yapıp dondurma ve yaş pasta yiyerek geçiremezdim. Zaten kedileri de sevmem. Köpek olacaksa belki.''

Aynada bir kez daha kendimi süzüp bir adım geri çekildim.

''Doğru olanı yaptım. Onu seviyorum zaten. Tamam belki aşık değilim ama o biliyor ki bunu. Hem... Sonradan hislerim değişebilir. Jorge'nin de öyle olmamış mıydı? Jorge yok şimdi aklına getirme. Hem zaten bir daha aşık olmayacağımı biliyorum. Sevgi de önemli. Ve saygı. O bir şans istedi. Yanımda olmak istedi. Onu kullanıyor değilim sonuçta. Bana iyi geliyor, o da bunu istiyor. Bu yanlış bir şey değil.''

Gözümde biriken yaşları geri gönderdim. ''Olması gereken buydu. İyiyim. Daha da iyi olacağım. Mutluyum.''

Mutsuz değildim. Peter bana gerçekten iyi geliyordu. O etrafımdayken her şey daha kolay, daha güvenli oluyordu. Geçirdiğimiz zamandan keyif alıyordum. Ve en önemlisi Buenos Aires'a geldiğimden beri beni rahatsız eden ve tüm bedenimi kaplayan berbat hisler düşünceler etrafımda olmuyordu. Ama... İçimdeki yanlış bir şey yaptığım hissini atamıyordum. Jorge benim ilk -sekizinci sınıftaki saçma ilişkim, ilişki sayılmazdı sonuçta- sevgilimdi. Ve son. İlk öpücüğümdü -bu aklıma geldikçe daha da ağlamak istiyordum. İlkti ama artık son değildi. Dediği gibi son ilk öpücüğüm olamamıştı. İlk aşkımdı o. Her şeyin ilkiydi. Ondan başkasına dokunmamıştım hiç. Bakmamıştım bile. Ben hiç onsuz olmamış diğer kızlar gibi çeşitli flört/aşk hayatı yaşamamıştım.

Şimdi başka birine sevgilim diyecektim.

Her şey bir yana bu Peter'a haksızlık yapmaktan onu kırmaktan çok korkuyordum. Benim için elinden geleni yapıyordu ve beni seviyordu. Bunu anlayabiliyordum. Yıllar önce beni hayalkırıklığına uğratmış olsa da o zamanki ona inandığım haliyle bakıyordu bana. Buna ihtimal vermemiştim ama beni sevmişti gerçekten. Şimdiyse daha da derindi hatta.

Elimi saçlarımın arasına geçirip yatağa attım kendimi. Fazla düşündüğümü biliyordum. Belki de sadece anı yaşamalı, oluruna bırakmalıydım.

Bugün kızlarla ev bakacaktık. Ama Lodo'nun işi vardı ve bizimle gelmek istiyordu. Biz de buluşma işini biraz ertelemiştik. Yani daha vaktim vardı. Gidip güzel bir kahvaltı yapıp sahil kenarında biraz yürüyebilirdim.

Evden çıkarken telefonum çalmıştı. Peter arıyordu.

"Hey!"

"Günaydın bebeğim! Artık bunu diyebilirim değil mi?"

Bebeğim... Bunu başkasından duymak çok garipti ki bu başkası dediğim erkek arkadaşım oluyordu. Lise yıllarını hatırladım... Ne kadar kızıyordum bana böyle dediğinde.

Gülmüştüm. "Evet sanırım." Elimden geldiğince neşeli konuşmuştum. İlk günden pişman olduğumu düşünmesini istemiyordum.

"Ne yapıyorsun?"

Stay With MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin