29. Bölüm

681 33 22
                                    

Bu bölümde de flashback çok fazla. Umarım seversiniz. :)

FLASHBACK

''Düğüne gelemediğimiz için çok çok üzgünüz. Sürpriz yapmak istemiştik ama Adam son anda saçma sapan çekimler çıkarttı başımıza.''

''Sorun değil. Düşünmeniz yeter. Gerçekten. Sizi özlemiştik ama şimdilik bununla idare edeceğiz. Hem canlı bağlantığınız da çok hoştu. Davetliler çok şaşırdı.''

Luke kahkaha attı. ''Tini ile onu yapalım bari dedik.''

''Gerçekten çok teşekkür ederiz.''

''Arkadaşına teşekkür et gelin hanım. Bu arada harika görünüyorsun.'' Michael Lodo'ya göz kırptığında gülerek ekranı kendime çevirdim.

''Pekala, bu kadar yeter.''

''Buradaki insanlar çok saçma. Bir şey soruyoruz ve kendi dillerinde cevap veriyorlar. Sizin dilinizde konuşabilseydik zaten İngilizce sormazdık değil mi?''

Calum telefona söylenerek Ashton'ın kucağına oturdu.

''Düğün harikaydı çocuklar. Gerçekten. Özellikle sen Lodovica. Mükemmel görünüyordun.''

Lodo utanarak başını eğdi.

''Tamam tamam. Karıma iltifat etmeyi bırakın artık.''

''Tamam Diego kıskanma. Sen de harika görünüyordun.'' Ashton'ın cevabına gülmüştüm.

''Yeni bir şarkı üzerinde çalışıyoruz. Michael tabletten davulu aç. Bandanalı, sen de gitarı ver.''

Luke heyecanla yeni şarkılarını dinletirken bende gülerek onlara baktım. Düğünün sürpriz grubu olacaklardı ama maalesef gelememişlerdi. Ancak Skype'dan bağlanıp tebrik ettikten sonra şarkı söylemişlerdi. Davetliler cidden şaşırıp oldukça beğenmişlerdi. Şimdi de evde kutlama yapıyorduk ve çocuklar yeniden aramışlardı. Gelemedikleri için kötü hissediyorlardı.

''Harika!'' Mercedes onları alkışlarken Ruggero'da göz ucuyla ona bakıyordu.

''Bu şarkınızı bilmiyorum.'' dedi Alex.

Ashton kaşlarını çatmıştı. ''Evet. Yeni dedik ya. Henüz yayınlanmadı.''

Ben gülmemek için kendimi tutarken Michael kafasını eğmiş gülüyordu. Sonra ise heyecanla başını kaldırdı. Ona anlatmıştım ama anlatmasam da durumun ciddiyetini anlardı zaten.

''Yeni bir kızla tanıştım.'' dediğinde hepimiz aynı anda ''Michael!'' diye bağrışmıştık.

''Ne? Beni tanımadı diyecektim. İlk defa saçlarımdan etkilenmeyen bir kız gördüm. Üstelik kırmızı en can alıcı renk. Belki de yeniden yeşile dönmeliyim. Ya da kısa bir süreliğine normal olmalı ve kahverengiye belki de siyaha boyamalıyımdır. Belki de lila tonlarında olmalıdır. Siz ne dersiniz? Aynı renklerden sıkıldım. Öneriniz var mı?''

''Kırmızı.''

''Alex'ti değil mi? Saçımı ne renk görüyorsun şu anda?''

Alex ''Kırmızı.'' diye mırıldanarak arkasına yaslandı. ''Güzel olmuş ama.''

Diğer herkes gülerken bu defa başını iki yana sallayan Michael'dı. Saç konusunda hassastı.

JORGE

Stay With MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin